Ömer Seyfettin’in Herkesin İçtiği Su, Öyküsü Hakkında ve Özeti

04.03.2020

 

Ömer Seyfettin’in Herkesin İçtiği Su, Öyküsü Hakkında

 

Herkesin İçtiği Su, Ömer Seyfettin’in ilk kez Haftalık İfham Dewrgisinin ilave sayısında basılmış olan 1919 tarihli öyküsüdür.  ( Herkesin İçtiği Su,, İfham (Haftalık Edebi İlave) , S. 4, 15 Eylül 1919, s. 61-62 )

Ömer Seyfettin genel olarak tarih ve kahramanlık konulu  öyküleri ile tanınmıştır. Nitekim Efruz Bey ,  Diye, Kütük, Topuz,  Forsa , Ferman ,  Başını Vermeyen Şehit,. gibi öykülerinde böylesi konular işlemiştir. Fakat  150 den fazla öykü yazmış olan Ömer Seyfettin’in öykülerinin daha ziyadesi sosyal fayda amaçlı yazılmış, halkı, eğitmek düşündürtmek ve halka fikir aşılamak amaçlı öyküleri olmaktadır.

Olay öykücülülüğü tekniği ile yazan Ömer Seyfettin’in bu hikayesi daha sonra, Aziz Nesin ve Haldun Taner’in öykülerinde de görülecek olan alegorik  bir karakter de taşır. Yazar bu öyküsünü bir masal tekniği şeklinde yazmış ama devri , sosyal düzeni ve yönetimi ince bir ironi ile tenkit etmiştir.

Bu nedenle Ömer Seyfettin’in Herkesin İçtiği Su adlı öyküsü diğer hikayelerinden hayli farklı özel bir karakter taşıyan  ilginç bir öyküsü olmaktadır.

 Ömer Seyfettin'in yazıda adı geçen ve aradığınız diğer tüm öyküleri için tıklayınız : https://edebiyatvesanatakademisi.com/writer/omer-seyfettin

 

Herkesin İçtiği Su Özeti

Çin İmparatoru Ling –yu   yaşlı ama çok akıllı bir adamdır. Bu impartorun aklı fikri ülkesinin gelişmesini sağlam halkını daha zengin yapmaktır.

Fakat ülkesinin gelişmesini sağlamak için halkının geçmişle olan bağlarını koparmaya kalkışmıştır.  Gelmişten ve geçinişten olmuştan ve bitmişten haberdar olmayan bunun önemine aldırmayan İmparator  “Dünya varmış ya yokmuş ne umrumda “  şeklinde düşünen bir adamdır.

Halkını da böyle düşündürmeye uğraşmış   halk da  hiçbir şeyi umursamayarak kendi işine gücüne bakmaya başlamıştır.

Ama bir gün imparator dünya diğer taraflarını ve dünyanın ötesini de merak etmeye başlar. Hatta dünyaya neden gelindiğini de düşünmeye başlamıştır.   Bu düşüncelerden sonra yeni kanunlar çıkarmaya başlar.

İmparator bu düşünceler, içindeyken bir haberci gelerek  baş müneccimin kendisi ile görüşmek istediğini  bildirir. İmparator gelsin diye izin verir.

Müneccim huzuruna çıkarak ülkenin pek yakın bir zamanda büyük felaketler ile karşı karşıya kalacağını anlatır. İmparator da müneccim başına ne gibi felaketler geleceğini sorar.  Müneccim başı ülkeye çok yağmur yağacağını sellerin içme sularına karışacağını ve bu içme sularından içen herkesin çıldıracağını haber verir.

Bunun üzerine imparator etrafındaki adamları ile bu konuyu konuşur.  Saraydaki akıl hocaları böyle bir felaketin olma ihtimaline karşılık büyük bir su deposunun yapılmasına ve temiz suların bu depoya doldurulmasına karar verirler.

Gerçekten de çok geçmeden ülkeye yağmurlar yağmaya başlar.  Yağmurlar müneccim başının dediği gibi günlerce devam eder.  Tıpkı önceden bildirildiği gibi on beş gün içinde herkes çıldırmaya başlamıştır.  Bunun sonrasında ise daha da büyük felaketler çıkmış, herkesin delirmesi yüüznden ülkede düzen ve emniyet de kalmamıştır.

Sonunda ülke öyle bir hale gelir ki bu ülke akıllı olanlar için akıllı kalanlar için son derece tehlikeli bir yer halini almaya başlar.  Ülkede ve saraydaki akıllılar buna bir çare bulamaz.

Ling -yu olayları iyice gözden geçtirdikten sonra “ İşe yaramayan aklın, delilikten daha da tehlikeli bir şey olduğunu”   anlamıştır. Bunun üzerine Lng- Lu etrafında kalan herkese delirten sulardan içmesini emreder. Yakınları bu isteğe karşı gelince Ling – Lu  ilk önce kendisi içer. Bunun üzerine İmparatorun diğer yakınları da bu sudan içip çıldırır. Böylece ülkenin yönetimi de curcunaya karışmış olur. Bu curcunanın adına sosyal düzen demişlerdir.  

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar