ROMANIN YAZIMI BASIMI KONUSU TÜRÜ VB HAKKINDA
Ormanın Üzerindeki Yıldız adlı öykü Stefan Zweig ’in özgün adı Confusion olan ve yedi adet öyküden oluşan yedi öyküden biridir. Ormanın Üzerindeki Yıldız adlı öyküsü yazarın öykülerini yayınlayan diğer eserler için de örneğin “Görünmez Kolleksiyon'' adlı üç hikâye kitabı için de geçmektedir. Bu nedenle yazarın öykülerini müstakil olarak ele almakta da fayda vardır.
Yedi öyküden oluşan Confusion, adlı eser Türkçeye, “Karmaşık Duygular”, “Duygu Karmaşası “ şeklinde tercüme edilmiş, yazarın yedi öyküsü bir başka ifade ile bu yedi kısa novellasıLe Monde Yüzyılın Yüz Kitabı listesine alınacak kadar önemli görülmüştür.
Kitap, sürekli ölüm korkusu ve intihar düşüncesi ile yaşayan Stefan Zweig’in diğer eserlerinde de gözüken ölüm, mutsuzluk, çarpıcı aşk ve melankoli konularında yazılmıştır.
Yedi ayrı öyküden oluşmasına rağmen bir romana eş değer bir konu bütünlüğü sağlayan bu öyküler, romandan ziyade uzun hikaye yazmayı seven yazarın diğer novella ve romanlarında da gözüken, çarpıcı vaka düzenlerine ve duygu sapmaları sonucu ilginç neticelere ulaşan öykülerden oluşmaktadır.
Stefan Zweig, bu eserinde de “Benzersiz maceralar, büyük sırlar, marazi saplantılar, duygusal ikilemler ve gerilimler, bu sayede çağları aşarak, her devrin okuruna hitap edebilen anlatılara dönüşür. Bu derlemedeki novella ve öykülerinde de, duygudaşlığı elden bırakmadan insan doğasının en iyi ve en kötü yanlarını gözler önüne serer”[1]
KONU :
Bir kontesin yemek masasını hazırlayan Garson François'in kontesin teninden ve üzerine sinen kokudan aşırı etkilenerek yaşadığı platonik, tutkulu ve kısa süreli aşkını anlatmaktadır.
ÖZETİ
Ormanın Üzerindeki Yıldız
Bir otel restoranında otelin garsonu, bir masaya servis yapmaktadır. Bu masada bir kontes ile yaşlı bir asilzade vardır. Servis yapan garson yemeği servis yaparken kısa süreli bir duygu karmaşası yaşar. Yaşadığı bu anlık duygu ve algı değişimini dışa vuramaz ama garsonun yaşadığı ve birkaç saniyede yaşadığı bu duygu karmaşası bütün bir günü hatta bütün bir ömrü içine alacak derecede çok çarpıcı bir iç etki yaratmıştır.
Bu garsonun adı François’tir. Garson , Françoi kontesin önüne tabağı uzatırken normalden fazlaca eğilmiş, o anda kontesin “boynunun beyaz ışıltılı ve yumuşak bir çizgi gibi koyu saç selinden çıkarak kabarık, koyu kırmızı giysinin içinde kayboluşunu “ izlemiş, “Sanki içinde harlı bir ateş parlamıştı”. Kontesin teninden yayılan bu ışıltı ve koku garsonu adeta büyülemişti.
“Bu, genelde insanların orta yaşlarında hiç bilmedikleri ancak çok genç veya çok yaşlı insanların yaşadığı o köpek gibi sadık ve talepsiz aşklardandı. Bu, düşüncelere yer vermeyen, sadece hayallerle yaşayan sakınmasız bir aşktı.”
İşte bu anlık görüntü garson François’in bu iç dünyasını bir anda alt üst eder. Bir anda Barones'e aşık olan Garson François’in tüm hayatı ve tüm duygu dünyası işte kısa görüntü üzerinden büyük bir dğişime uğrayacaktır.
“Sadece derin, tuhaf bir acı hissediyordu, nereden kaynaklandığını anlamak için kendini boşu boşuna zorladığı bir acı. Zifiri karanlık gecede birden bire uyanıp da tamamen yalnız olduklarını hisseden korkmuş çocukların duyduğu cinsten bir acı..”
“Bu kadar uzak olmaktansa soğuktan donarak sokaklarda dilenebilir, hiç olmazsa aynı şehrin havasını solurdu, belki bazen hızla geçip gidişini, sadece gölgesini, giysisinin ucunu, kara saçlarını görürdü.”
Bu kırılma anı ve bu görüntüye saplanıp kalmaktan ibaret oluşan duygu seli François’in tüm hayatını yönlendiren bir an olmuştur artık. “Ve aniden hakikatin geçmek zorunda olduğu karanlık kapısını açtı yine ; gün bitmeden ölmek istediğini hatırladı.”
“Kanını onun ayaklarının altında akıtacaktı.”
KAYNAKÇA
[1] Stefan Zweig, Karmaşık Duygular, Çevirmen:İlknur İgan, İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI, 2019-02-26