KategorilerKİTAP ÖZETLERİ VE ELEŞTİRİLERİPaydos Oyunu Konusu Özeti Hakkında Bilgiler Cevat Fehmi Başkurt

Paydos Oyunu Konusu Özeti Hakkında Bilgiler Cevat Fehmi Başkurt

01.03.2020

 

 

 

Cevat Fehmi Başkut ve Paydos Adlı Oyunu 

 Paydos adlı oyun  yazdığı oyunu  diğer ülkelerde sahnelenen ilk tiyatro yazarımız olan Cevat Fehmi Başkut ’un (  1905, Edirne ,Ölüm Mart 1971, İstanbul) yazmış olduğu  üç perdelik bir tiyatro oyundur.

Cevat Fehmi Başkut,oyun yazarlığıan Muhsin Ertuğrul’un teşviki ile başlamış ilk oyunu olan “Büyükşehir” İ adlı tiyatro oyunu İstanbul Şehir Tiyatrolarında 1942-1943 sezonunda sahnelenmiştir.  Paydos adlı oyunu da yazarın ikinci ve daha da çok ses getiren hatta yurtdışında da gösterime giren ilk Türk tiyatro oyunu olarak tarihe de geçen bir oyunu olmaktadır.

Oyunlarında orta sınıfın dramlarını ele alan yazar, toplumsal dönüşümleri, sınıfsal çatışmaları ve çelişkileri, kuşaklar arası zıtlıkları eleştirisel gerçekçi bir üslupla eleştirmiş, aynı zamanda ustalıkla hicvetmiştir. Oyunlarında dar gelirli, ezilen kesimin yanında yer alırken toplumun değişen değerlerine duyduğu tepkiyi incelikle belli etmiştir. “Paydos” ile yurt dışında oyunu sergilenen ilk yazar unvanını almıştır

“Paydos “ adlı oyun ilk kez 1947-48 döneminde İstanbul Şehir Tiyatroları'nda ve Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sergilenmiş, daha sonra da yurtdışında profesyonel olarak sahnelerde oynanan ilk Türk oyunu olmuştur. Atina'da Argiropulos Tiyatrosu'nda altmış beş kez sahnelenmek şerewfine sahip olan Paydos adslı oyunu '' Plağa okunan ilk oyun” olarak da tarihe geçmiştir. [1]

 Cevat Fehmi Başkurt, oyunlarında resmi ideoloji içinde yazan bir yazar olarak dikkati çeker. Eserlerinde köylü, şehirli, batılı doğulu, idareci halk, amir memur, eski yeni çatışmalarını işlemiş,  bu zıtlaşmaları komedi unsuru olarak ele almış bir yazardır. Onun eserlerinde diğer bir değişmez konu ise yanlış batılılaşama,  batıya özentidir. “  Cahil olduğu halde aydın geçinenlere, batılı yaşama özenirken kendi özünü kaybedenlerle alay etmiş,[2]  bu konuları işlemekten hoşlanmıştır.

O, sadece seyircisinin günlük yaşantısını etkileyen sorunları seyircisinin düşünce ve duygusu doğrultusunda değerlendiren bir yazar değil, aynı zamanda düşüncesini en kolay anlaşılacak ve etkilenilebilecek biçimde sahneden seyir yerine aktaran bir yazar olmuştur.”[3]

Yazarın eserleri : Büyük Şehir, Ayarsızlar, Hacı Kaptan, Küçük Şehir, Koca Bebek, Paydos, Sana Rey Veriyorum, Soygun, Kadıköy İskelesi, Makine, Harputta Bir Amerikalı, Kleopatra'nın Mezarı, Öbür Gelişte, Hacı Yatmaz, Göç, Buzlar Çözülmeden, Hepimiz Birimiz İçin, Üzüntüyü Bırak, Ayna, Emekli, Ölen Hangisi, Dostlar ‘dır.

ŞAHIS KADROSU

Murtaza Bey : Elli beş yaşında biraz sinrli, biraz da korkak karakterli ama  idealist bir  ilkokul öğretmenidir. Eserin ana kahramanı olmaktadır.

Hatice : Murtaza Bey’in eşidir. Oğlunu Bakkal Hacı Hüsamettin’in konağına iç güveysi olarak vermek amacındadır.  Daha kazançlı olduğunu düşündüğünden kocasının da bakkal olmasını istemektedir.

Rıdvan : Murtaza Bey’in ve Hatice’nin oğludur. Annesinin iç güveysi göndermek  planına uymaz.

Hacı Hüsamettin :  Maddi durumu oldukça iyi olan konak sahibi bir. Bakkaldır. Kızını da kendi gibi maddi durumu iyi biri ile evlendirmek istemektedir.

Safinaz : Hacı Bey’in karısı, Hatice ile birlikte Murtaza’nın bakkal olmasını isteyen  Hatice Hanım’a maddi yönden yardım eden bir kadındır.

ÖZET

Murtaza Bey, elli beş yaşında idealist bir ilkokul öğretmenidir. Murtaza Bey, annesinden miras kalan eski bir şeyhülslam konağının bir odasında  eşi Hatice ve oğlu Rıdvan ile kalmaktadır.   Annesinden klan bu konağın bir sürü borç taksi de ona miras kalmıştır.  Bu yüzden konağın d,iğer odalarını kiraya vermekte konağın borçlarını da bu şekilde ödemeye çalışmaktadır.

Bu nedenle Murtaza Bey öğretmenlikten atılmak tehlikesi ile karşılaşır. Meslekten atılmaktansa emekli olmaya ve istifa etmeye razı olur.  Murtaza Bey’in karısı Hatice Hanım ise yaşadıkları ekonomik sıkıntılardan kocasını sorumlu tutmakta,  kocasının yumuşak davranışları ile de iyice şımarmış bir kadındır. Tek bir odada yaşamak zorunda kalmaları nedeni ile Murtaza’ya kızgındır.  Hatice Hanım,  “ Öğrencilerin büyük adamlar oldu ama sen hala öğretmensin “ diye çıkışmakta ama Murtaza Bey karşılık vermemektedir.

Muhtar Hasan ile Murtaza Öğretmenin arası iyi değildir. Muhtar Hasan TC kanunları iyi bildiğinden sürekli olarak Murta za’yı mahkemeye vermekle tehditler etmektedir. Buna rağmen Muhtar Hasan, Murtaza’nın eski bir öğrencisi kızı Ayşe sayesinde Murtaza’nın evine gelmiş ve konaklarında define olduğunu iddia etmiştir. Murtaza eski öğrencisi Ayşe’nin hatırına Muhtar Hasan’ı eve almak ve onu dinlemek zorunda kalır.  Muhtar Hasan’a define arması için e izin verir . Muhtar Hasan’da konakta define aramaya başlar.

Karısı Hatice; oğlu Rıdvan’ı  eski  bir savaş zengini olan Bakkal Hacı Hüsamettin’in konağına içgüveysi vermek düşüncesindedir.  Hacı Hüsamettin set mizaçlı kaba saba bir adamdır ve sık sık karısı Safinaz’a bağırıp çağırmaktadır.

Bakkal Hüsamettin, kızını zengin bir bakkala verme niyetindedir. Oysaki, Hüsamettin’in karısı Safinaz ile Murtaza Bey’in karısı Hatice’nin planı da çok başkadır. Hatice Hanım oğlu Rıdvan’ı Safinaz’ın kızı ile evlendirmek istemektedir.   Oysaki Hacı Hüsamettin kızını bir bakkal ile evlendirmek kararındadır ve bu kararından dönecek bir adam da değildir.

Lakin Safinaz, çok kurnaz bir kadındır ve kocasına çok sevecen davranarak her istediğini yaptıran bir kadındır. Böylece bu planını Hacı Hüsamettin’e de kabul ettirir. Lakin Hacı Hüsamettin’in bir şartı vardır. O  şart da Öğretmen Murtaza’nın bakkal olması şartıdır.

Bu nedenle Hatice Hanım da eşi Murtaza Bey’in öğretmenliği bırakıp bakkal olmasını istemeye başlamıştır.   Hatta Hacı Bakkal” Sen bakkal olmazsan kızımı oğluna vermem “diyerek de tehdit eder.  Murtaza buna razı olmadığı gibi “ Kızını oğluma alırım ama senin tüccarlığı bırakıp öğretmen olman şartıyla” diyerek tam da aksi yönde bir cevap verip çıkmıştır. Bu tepki üzerine Hacı Bey, ilginç bir plan yapar.  Bu plan gereğince annesi aracılığıyla kandırılan bir öğrenci Murtaza Bey’in sandalyesinin altına bir iğne koyacaktır.  Bu plan uygulanır ve o öğrenci Murtaza Bey’in sandalyesi altına bir iğne koyar.  Murtaza Bey de o çocuğa bu yüzden bir tokat atar.

Bu olay Hacı Hüsametin’in de yardımıyla büyük bir vukuat halini alır.  Olay gazetelere de yansır.  Çocuğun bu tokat ile sağır olduğu her yerde yayımlanır. Murtyaza Bey soruşturmalar da geçirmeye başlamıştır. Bu sırada Muhtar Hasan elinde bir mecidiye altın ile ortaya çıkıp konaktaki defineyi bulduğunu iddia eder. Olay çok büyütüldüğü için  Murtaza öğretmenlikten istifa etmiştir.

 Murtaza, define işine çok inanmasa da altını almak zorunda kalır. Murtaza Bey görevden atılmaktansa istifa etmeyi tercih ede. Bulunan sözde define ile   Murtaza zengin olmuş, konak tamir edilmiş,  Murtaza bakkal olmuştur.

Hatice Hanım, Ayşe’yi de razı ederek Murtaza’nı n Hacı Hüsamettin’in kızını istemeye  mecbur bırakır. Hacı Hüsamettin ise Murtaza’nın yanına gelerek bakkalcılığın sırlarını sıralar.  Ancak Murtaza buna da çok sinirlenmiş,  bu bakkalda da hiç mutlu değildir. Bu arada oğlu Rıdvan annesinin isteğinin aksine başka bir kıza âşık olmuş ve onunla evlenmek istemektedir.

Murtaza Bey’in bir komploya kurban gittiği anlaşılmış ve Millî Eğitim disiplin Kurulu onu suçsuz bulmuştur.  Murtaza Bey, bakkalı bırakıp öğretmenliğe devam etmek ister. Fakat bu defa da bakkal açılırken kullanılan beş bin liranın define değil, Hacı Bey’in karısı tarafından Hatice Hanım’a verilen bir borç olduğu anlaşılır.  

 KAYNAKÇA


[1] SENNUR SEZER, https://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek, 26/05/2006

[2]  https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/cevat-fehmi-baskut-hayati-ve-tiyatro-yazarligi/76114

[3] ] Doç. Dr. SEVDA ŞENER ,POPÜLER' YAZAR CEVAT FEHMİ BAŞKUT, https://dergiler.ankara.edu.tr/dergil

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da