Şarab-ı Köhne Mey-i Köhne Şarab-ı Nuhi  Yıllanmış Şarap

11.06.2023

 

Şarab-ı Köhne Nedir

Bilindiği gibi şarabın eski olması uzun süre küpte, şişede, mahzende vb bekletilmesi şarabın kalitesini arttıran bir unsurdur. Şarabın uzun yıllar boyunca bekletilmesi, yıllandırılması günümüz dilinde yıllanmış şarap, eski dilde ise şarab-ı köhne olarak ifade edilmiştir.

Çok eski devrilerden beri şarabın yıllandıkça daha da kaliteli olacağına dair bir inanış olmuştur.  Romalılar zamanında ve erken Hıristiyanlık dönemlerinde eskitilmiş yıllanmış şarapların makbul kabul edildiği bilinir.  Romalılar zamanında şarap dolu amforaların ağızlarının mühürlendiği ve mahzenlerde yıllarca bekletildiği bilinmektedir.

Rakının da bir müddet bekledikten sonra kıvama geldiği gibi şarabın yıllandırılmaya uygun olabilmesi için alkol oranının yüksek olması gerekirdi.  Alkol oranının düşük olduğu hafif içimli şaraplar çabuk bozuluyordu.  Alkol oranı özü ve asi ditesi yüksek olan şaraplar küpte veya şişede ne kadar çok bekletilirse o kadar sertleşiyordu. Divan şairleri bu şekilde bekletilmiş, yıllanmış şaraplara şarab-ı köhne diyordu.

Bu câmda niçin ey sâki neşe’i Cem yok

Şarâb-ı köhne var amma ki eski âlem yok  Seyyif Vehbi

Şair bu beyitte yıllanmış şarabın olmasına rağmen eski meclislerin ve âlemlerin olmadığından yakınıyor. Cem ve âlem sözcüklerini ihamlı olarak sözcüklerin uzak, yakın ve diğer anlamlarını da kast edecek şekilde kullanıyor.

Bu nedenler ile divan şairleri yıllanmış şaraplara çok değer veriyordu.  Divan şairleri yıllanmış şaraba şarab-ı köhne veya mey-i köhne dedikleri gibi Nuhî şarap yani Hz Nuh zamanından kalan şarap da diyorlardı. Divan şairlerinin keşti Nuhî dedikleri bir çeşit kadeh türü de vardı. Keştî sözcüğü ile mecazi manada gemi veya kayık şeklindeki büyük kadeh yani piyale kastedilir. Keştî-keş ise gemi kaptanı anlamından hareketle ihtiyar meyhaneci, hammar, piri mugan veya ayyaş kast edilmiş olur.

Almıştır aklımızı bir büt-i nevres

Kim aşkı mey-i köhne gibi hûş rübadır   Nefi

Kuruttu nâb-ı rûze kanını sâkî mey – âşâmın

Mey-i köhne ile taze can bağışla rind-i nâ- şâda  Şeyhülisilam Asım [1]

Meded sâkîya geldi tufan-ı hâb

Pür et keşt-i Nuh’a Nuhî şarâb  Nevi’zade Atai

Keştį-i Nūĥı n'ėder baĥr-i fenāya ġarķ olan.

Māhį-i deryā ėder mi mevc-i ŧūfāndan ĥaźer Nevi,

Çok eskitilemeyen şaraplar makbul olmayan şaraplardı.  Üzüm şırasının üçte ikisi gidene kadar üç defa kaynatılıp içinde çeşitli otları katıldığı ve üzüm suyunun üçte bire düşene kadar kaynatıldığı ve şarab olmaktan çıkarıldığı şaraba ise haram olmayan şarap anlamında müselles deniliyordu.   ( bkz MÜSELLES NEDIR HARAM OLMAYAN ŞARAP ) Üç yıl bekletildikten sonra içilen şaraplara ise cumhuri denilirdi. [2]

Kalitesiz şaraplar yıllandırılamadığı, kaliteli şaraplar ise yıllandıkça daha da kaliteli hale geldikleri için güzel kadınlar ve bilgeler de şarab-ı köhneye benzetilirdi.

Çekdik o denlü sagâr-ı ümmide intizâr

Bezme gelince duhter-i rez mû- sefid olur   Nabi

Ümir kadehini o kadar bekledik ki meclise gelene kadar duhter-i rez in yani üzüm kızının saçları mu- sefid oldu yani beyazladı.

Aşk olsun o pir-i mey perverde-i aşka

Kim badesi sad- sale vü sakisi cevandır. Ziya Paşa

Şair meyhaneyi yüz yıllık şarabı ve genç bir sakisi olduğu için övüyor.

KAYNAKÇA 

[1] A.T.Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, S. 452

[2] A.T.Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, S. 452

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar