Savm Nedir Savm-ı Meryem Rûze ve oruç
Savm Nedir Savm- Meryem Rûze ve oruç
Osmanlıca yazılışı savm : صوم
Savm Arapça kökenli bir kelimedir. Çoğulu ise sıyamdır. “Savm (الصوم)” ve “sıyâm (الصيام)” sözlükte; ‘kişinin yeme, içme, karı-koca ilişkisi, konuşma, yürüme vs. gibi herhangi bir şeyi terk etmesi, bunlara karşı kendini koruması’ “ [1] anlamlarına gelir. Bazı kaynaklara göre “ Savm, Arap dilinde ‘terk, direnç ve sabır' anlamına “ gelmektedir. Savm’ın çoğulu ise sıyam olarak verilmiştir.
Savm sözcüğünün Farsçadaki karşılığı rûze, Türkçedeki anlam karşılığı ise oruç olmaktadır. Rûze Farsça kökenlidir ve oruç anlamına gelir. "Oruç" sözcüğü Selçuklular döneminde Farsçadan alınmış روجك rôcik sözcüğünün Türkçedeki söylenişi olup "günlük" manasındadır. Farslılar rocik kelimesinin eş anlamlısı olan rûze sözcüğünü de oruç manasında kullandıkları için hem oruç hem de rûze sözcüklerinin ikisi birden Osmanlıcaya girmiştir.[2] (Rûze Nedir Şiirlerde Oruç ve Savm )
Sav, rûze ve oruç “ Fecrin (tan yerinin) ağarmasının evvelki vaktinden (imsakten) akşam namazı vakti girinceye kadar, yemeği, içmeği ve cimâ'ı terk etmek. Oruç. İkinci fecirden başlayarak güneşin batmasına kadar yemekten, içmekten ve cinsi mukarenetten nefsi men ‘etmek suretiyle yapılan ibadete” [3] denmektedir.
İslamiyet’te oruç, şafak sökme, tan yerinin ağarmasından güneşin batmasına kadar “oruç ibadetini yerine getirmek niyetiyle yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak “ şeklinde yapılan bir ibadettir. Bir kişinin kendini oruç yasaklarına karşı tutmasına imsâk denir. İmsak aynı zamanda tan yerinin ağardığı vakitte oruca niyet etmek “oruca başlama, orucun başlangıç anı” olarak kabul edilir.
Güneş’in battığı an ise savk, rûze veya orucun bozulma vaktidir. Usulüne göre orucu açmaya yani o günkü orucu bozmaya yani sonlandırmaya ise iftâr denir.
Oruç, savm veya rûze ibadeti Hristiyanlarda ve Yahudilerde de vardır. Hristiyanlarda bu ibadet yılda bir gün hiç konuşmadan durmak şeklinde yapılır ve bu ibadete Hristiyanlar” savm-ı Meryem “derler. Yahudiler de oruç ibadetini Hristiyanlıktakine benzer bir şekilde yapmaktadır.
Gel, gel berû kim savm u salâtın kazâsı var
Sensiz geçen zamân-ı hayâtın kazâsı yok." Nesimî
(Ey Sevgili!) Gel, gel beri ki oruç ve namazın kazası vardır; ama sensiz geçen ömrün kazası(telafisi) yoktur.)
Boz savm-ı dil-i zârumı gel şâma ne hâcet
Besdür bize ebrû meh-i bayrâma ne hâcet Sa’id Giray
Iyd oldu rûze-i gama iftâr vaktidir
Devr-i piyâle geşt-i çemenzâr vaktidir Nedim
Bûse-i lyde sıyâm-ı mü'minîn hoşdur demiş
Ol büt-i tersâ meğer kim savm-ı Meryem'den çıkar Sebâtî
Savm u salâtı fevt olan anı kazâ kılur
Sensiz geçen zaman ile vaktin kazası yoh Nesîmi
Rûzenün za‘fı hilâl-i ramazân itdi bizi
Harc-ı her rûze-i iftâr hazân itdi bizi Semerkândî-i Âmidî Âgâh
Şehr-i mahsus oldu çün şehr-i sıyam
Farzdır anda oruç tutmak tamam. Nahifi
Müslime farz oldu bu savrnı eda
Özr ile terk eylese eyler kaza Nahifi
KAYNAKÇA
[1] Yahya Şenol, Ramazan ve Oruç, 3. Bs., Süleymaniye Vakfı Yayınları, İstanbul, 2017, s. 94-95.
[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/ruze-nedir-siirlerde-oruc-ve-savm/137261
[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/ruze-nedir-siirlerde-oruc-ve-savm/137261