Osmanlıca yazlışı: kafiye: قافيه
Osmanlıca yazlışı: şâygân: شايگان
Osmanlıca yazlışı: Kafiye-i Şâygân: شايگان قافيه
Şâygân شايگان sözlüklerde “Lâyık, uygun, münâsip, şâyan. Bol, mebzul.” Anlamları ile tarif edilir. Kafiye قافيه ise “ şiirlerin sonlarında tekerrür eden ve ayni sesi veren harflerin hareke ve sükûn hallerindeki birleşmeleri” şeklinde tarif edilir.
Kafiye-i Şâygân شايگان قافيه ise Farsça hem çoğul hem de fiilden sıfat yapan “-ân” eki ile yapılan kafiyelere denmektedir.
Çeşitli görevlerdeki “ an “ eki ve an sesleri ile kurulan kelimler ve ekler ile kafiye bulmak çok kolaydır. “An” sesleri ile biten çok sayıda Arapça Türkçe Farsça kelime olduğu gibi “ an “ eki Farsça’da hem çoğul hem de fiilden sıfat yapan ekler olmaktadır. Yani “-ân” ile kolayca ve çok sayıda kafiye oluşturulur. ( bkz Şaygan Nedir )
Bu nedenle aynı veya farklı görevdeki “ an “ ekleri ve an sesleri ile biten kelimler ile kafiyeler oluşturmak şairler tarafından işin kolayına kaçmak gibi düşünülmüş bir itâ olarak kabul etmişlerdir.
Yani “ çoğul eli olan “ ân “ eki veya fillerden sıfat yapan “ an “ ekleri ile kafiye bulmak kolay olduğu için bu tip kafiyeler için bol, çok, müptezel kısaca basit görüşmüştür.
Bu tip kafiyelerin tekrarlayan kafiye yani itâ olarak değerlendirilmemesi için bir gazelde birden fazla yapılmamış olması, kasidede en az yedi beyit sonrasında olması gerekir.
Örneğin bir gazelin kafiyelerinin cân, devran, dırahtân, , handan, perrân, giryân, firuzân, ve dırahşân ile bittiğini varsayalım cân kelime kökü iken, dervir- ân, dıraht- ân, ( handan ) perr- ân , Giryan (girye- ân ) handan ( hande – ân ) firuzân ( firuze- ân ) kelimelerinin köklerinde kafiye olmadığı eklerin ise aynı görev ses ve yazılışta oldukları dolayısı ile kafiye kusurlarının meydana geldiği görülmüş olur.
Cân ile devrân kafiyeli
Dıraht- ân ile hande- ân kafiyesiz
Perr- ân ile girye- ân kafiyesiz olur.
Cem’ oldı bezm-i sohbete yârân birer birer
Câm aldı dest-i işrete rindân birer birer (Nâbî)
Tarasa zülfün gönüller yine çün bârân yağar
Söylese şîrîn lebünden söz yerine cân yağar
Ağladuğum zülfünü yüzüne saldıkça bu kim
Ay başında çün bulutlar aynaya bâran yağar. Adni Mahmut Paşa
Adni Mahmut Paşa ‘nın bu şiirim ilk iki beytinde bârân sözcüğü ile hem itâ ya düşülmüş ( tekrarlayan kafiye kullanma ) hem de –an ekleri ile kafiye bulma kolaylığına kaçılmıştır.