Semâ' سماع sözcüğü Arapçada “ işitmek, şarkı, nağme, raks “ anlamlarına gelir. Mevleviler ve sofilere göre “ semâ’ “ sözcüğü musiki ve ilahi eşliğinde vecd haline girilerek dönerek semâ’ etmek , “ vecde gelip ayakta zikir yapmak“[1] anlamına gelmektedir. Râh ( reh ) راه sözcüğü ise Farsça kökenlidir ve sözlüklerde” Zan, sanma. Kaygı, keder. Yol. Tarz. Usûl. Meslek. Şarap, içki, hamr. “ [2]anlamlarıyla tarif edilir.
Şu halde Sema-ı râh, Farsçada yol semâ’ı manasındadır. Sema-ı râh, Mevlevi tarikatına ve sema raksına ait bir tabir olmaktadır. Türkçe olarak karşılığı ise “yolda yapılan semâ’ “ anlamına gelmektedir. ( bkz Semâ’ Ayini Nedir ve Nasıl Yapılır)
Mevleviler arasında sema- ı raha, çekiç çarkı da denmektedir. Sema- ı rah ile düz zeminde yapılan semâ’ ayini ile aynı değildir. Çünkü yolda yapılan sema’ ı rah da sol ayağın yerde ve düz zeminde sabit kalması, sağ ayak ile bedenin, sabit kalan sol ayağın verdiği denge çapı etrafında dönüş yapabilmesi mümkün olamamaktadır. “Mevlevi ayini dört selamdan oluşur. Üç selamda semazenler döne döne ilerlerler. Dördüncü selamda ise oldukları noktada döner dururlar. Bu sema’ da sol ayak gerilerek dikilir ve katiyen yerden kalkmaz. Yolda veya düz zeminin olmadığı yerlerde sema’ı yapmak icap edince mecburen sol ayağın yerden kalkmasına müsaade edilmek zorunda kalınmaktadır. Bu suretle yapılan sema’ ya sema-ı rah veya çekiç çarkı da denmektedir. “[3]
Sema-ı râh’ın ortaya çıkışı ve çekiç çarkı olarak da adlandırılması ile alakalı bir söylentiye göre Sema-ı râh’ı ilk yapan kişi Mevlana’dır. Bu kıssaya göre Mevlana, Konya’da Varakçılar Çarşısı’nda gezerken yakın dostu Selahaddin Zerkub’un çekiç seslerinden etkilenip yol ortasında semâ’a başlamış, bu nedenle Mevlevi dervişlerinin de yol ortasında sema-ı raks âdeti de ortaya çıkmıştır. Bu nedenle ileri dönemlerde neşeli oldukları zamanlarında, dini bayramlardan dönen veya pikniğe vb giden Mevlevî dervişlerinin yol ortalarında semâ yapması âdeti ortaya çıkmıştır.
Mevlevi dervişleri düz olmayan bir zeminde sema yapmaya kalktıklarında mecburen sol ayaklarını zaman zaman kaldırıp indirmek zorunda kalarak sema yapmak zorunda kalırlar işte bu tip yapılan sema ya sema-ı rah veya çekiç çarkı da denmektedir.
Sema-ı rah şiirlerimizde de karşımıza çıkmaktadır. Divan şairleri semâ-ı râh-ı saadetli, neşeli ve eğlenceli zamanlarda yapılan bir raks olarak ifade eder. Kimi zaman şairler sema-ı raksa dolaylı olarak ima ederler.
Ka’bet’ül uşşak kuyuna eriştirse Hüdâ
Döne döne eylesem ol şaha arz-ı iştiyak Şeyhülislam Yahya
Gören sanır ki, safhadan semâ-ı râh ederim.
Döner döner bakarım kûy-ı yâre âh iderim. Esrar Dede
Mevce- dâr oldukça her tennûre-i aşk ile
Her semâ-zen per-güşâ vü lâ mekân – peymâ olur.
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/sema-ayini-nedir-ve-nasil-yapilir/139126
[2] https://www.luggat.com/Rah/1/1
[3] Ahmet Talat Onay, Eskil Türk Edebiyatına Mazmunlar, MEB, 1996, s. 433E