Suçumuz İnsan Olmak Hakkında Konu Özet İnceleme Oktay Akbal

15.06.2019

 

 

 

ESERİN YAZARI KONUSU DÖNEMİ TÜRÜ HAKKINDA

 “Suçumuz İnsan Olmak”  ilk baskısı 1957 yılında yapılmış olan Oktay Akbal ’ın (1923-2015),  bir romanıdır.

Yazar bu romanında kentleşmeye yeni başlayan Ankara ve Ankara’daki sosyal  muhitinin çerçevesinde  küçük insanların dünyasını, hayal ve özlemlerini, hayatlarındaki eksiklikleri tespit etme ve giderme arayışlarını, farklı bir çizgiden ama  gerçekçi bir şekilde dile getirmiştir.[1]

Batı’da egzistansiyalist ve hümanist felsefelerden etkilenen ve bu düşünceleri yansıtan eserlerden etkilenmiş [2]  olan yazarın bur romanındaki kahramanın da felsefe eğitimi almış olması dikkati çeker.

Toplumsal konulara eğilmek yerine bireylerin iç dünyalarına yönelen bir yazar olan Oktay Akbal:  Garipler Sokağı, Suçumuz İnsan Olmak ve İnsan Bir Ormandır, Düş Ekmeği adlarını taşıyan  romanlarında İkinci dünya Savaşı yılları ve sonrasındaki  Fatih semtindeki orta halli insanları ve bu insanların hayallerini, özlemlerini dramlarını kırılış ve kopuşlarla birlikteki sıradan hayatlarını dile getirmiştir. [3]

“Sosyal hayattaki sıradan İnsanların hayatını, dramını, gelenek ve görenekler karşısındaki tutumlarını, sosyal ve ekonomik sebeplerden dolayı düştükleri ümitsizlikleri kaleme almaya çalışan bir çaba içerisinde gözükmesine rağmen daha çok bireyi ve bireyin içi dünyasındaki fırtınaları, bireyselliğin iç çizgilerinde kalan ve sınırlanan temaları işlemeyi  tercih eden bir kalem olarak kalmıştır.” Eserlerinde tekdüze yaşamı değiştirmeye çalışan ancak değiştirmeye çalıştıkça çevresi tarafından yadırganan ve eski düzene geri dönmek zorunda kalan insanların sıkıntılarını anlatır.  Orta sınıftaki aydınların  toplumun geleneklerine uyamaması ve yadırganıp dışlanması, uyum sorunları iç bocalamaları vb  tercih eden romancının bu romanı da yukarıda anlatılan hususların hepsini içinde barındıran bir  romandır.

Roman toplumun içinde kaybolup giden sıradan insanların hayatlarına renk katma arayışlarındaki başarısızlıklarını ortaya koymaktadır.  Geleneklerin ve maddi şartların kısıtladığı duygu ve özlemlerine çıkış yolu arayan küçük insanların aşk ve mutluluk arayışları ile bu arayışlar içinde çuvallamalarını dile getiren roman, sıradan insanların kendilerini bağlayan gelenekler ve maddi şartlara karşın hayalleri ve duyguları ile yaşadıkları çelişkileri ve yaşadıkları yenilgileri başarı ile aktarmaktadır.  

 

 

KONUSU

Nuri, Ankara’da memur olarak çalışan evli ve çocuklu bir adam iken İstanbul’da felsefe tahsili yapmaya başlamış, tesadüfen s karşılaştığı Nedret’e platonik bir aşk ile tutulmuştur.

Nuri ile Nedret ‘in arasında aşk diye yaşananlar;  onları kendi yanılgıları ve  mutsuz evlilikleri ile yüzleştirecektir.

ROMANIN KARAKTERLERİ

Nuri Kayalı: İstanbul’da felsefe okuyan ve Ankara’da memurluk yapan biridir. Tesadüfen tanıştığı Nedret’e âşık olmuş,  Nedret ile yasak bir aşk yaşamak hülyasına kapılmıştır.

Selmin:  Nuri Kayalı’nın karısıdır. Nuri’nin memur maaşı az geldiği için sürekli olarak kocası ile kavga etmekte geçim darlığı yaşadığı için de sıkıntılar içinde yaşamaktadır.  Nuri ile  Selkmin’in iki tane çocukları vardır.

Nedret : Nuri ile tanışmış ve onunla  yasak aşk fikrini denemeye karar vermiş bir kadındır.  Nedret çirkin, somurtkan ve kendisinden büyük kocası Hamit’ten çok soğumuştur. Mutsuz bir kadın olduğunu düşünen Nedret’in dar bir çevresi renksiz bir hayatı vardır.

Sevim: Nedret’in çocukluk arkadaşı ve Nedret’in görüştüğü az sayıdaki insanlardan biridir.  Kendisinden yaşça büyük bir doktor ile evlidir. Kocasını hiç sevemediği halde para ve zengin muhitinden kopmamak için kocasına katlanmak zorunda kalan bir kadındır.  Nedim’le ilişkisi vardır fakat kocasının sağladıklarından vazgeçecek kadar onu sevmez.

Nedim : Sevim’in sevgilisi,  ressam olmayı hayal eden  içki içip boş gezenin boş kalfası biridir.  Nuri’nin de arkadaşıdır.

ROMANIN ÖZETİ

Nuri Kayalı, İstanbul’da felsefe okumuş, Ankara’da bir bakanlıkta çalışan küçük bir memurdur. Selin ile veli olan Nuri Kayalı ile Selin’den iki çocuğu olmuştur.  Nuri maddi sorunlar yüzünden sık sık karısı Selin ile kavga etmekte maaşının azlığı yüzünden evde huzursuzluk yaşamaktadır.

Nuri yine bir gün karısı Selin ile kavga edip evden işe giderken köşedeki bir evin bodrum katında bir kadın görmüş onunla göz göze gelmişlerdir. Nuri ile bu kadın günlerce bir birlerini görüp bakışmaya başlamışlardır. Bu kadının adı Nedret’tir. Nedret ‘de Nuri gibi evlidir.

Nedret’in kocası Hamdi Nedret’ten yaşça büyük çirkin ve asık suratlı bir adamdır. Nedret, hayaller kurup kendini avutmaya çalışan dar bir muhitte yaşayan komşuları ile irtibatı olmayan genellikle yalınız yaşayan bir kadındır. Onun en yakın arkadaşı ise yaşlı bir doktor ile evli olan Sevim’dir. Sevim arada sırada Nedret’in yanına gelmekte onunla sohbet etmektedir.  Çocukluk arkadaşı olan Sevim de kocasından hoşnut olamayan ama kocasının parası ve zengin çevresi için kocasına katlanmak zorunda kalan bir kadındır.

Nedret’in kocası Sevim’i pek sevmemekte, Sevim de Nedim adlı birisi ile yasak bir aşk yaşamaktadır. Nedret Sevim’in, Nedim de Nuri’nin arkadaşıdır.

Nuri bir gün eşini ve çocukları ile sinemaya gitmiş, sinema da Nedret’i ve kocasını görmüştür. Sinemada Nuri ve Nedret yine göz göze gelmişler filmi izlerlerken hem Nuri, hem de Nedret hayallere dalmışlardır.

Bir gün Sevim ile Nedim bir resim sergisi vesilesi ile Nedret ve Nuri ‘yi tanıştırmak için bir plan hazırlamışlardır. Böylece Nedret ve Nuri, resim sergisinde karşılaşıp tanışırlar. Nuri, artık Nedret’e âşık olmuştur.  Nuri, Nedret’e duygularını ifade edebilmek için günler boyunca bir mektup karalamaya çalışmış ama bir türlü hoşuna giden bir mektup yazıp bitirememiştir. Ama en sonunda, küçük bir pusla yazmayı başarıp Nedret’in penceresinden içeri atmayı başarmıştır. Nuri, bu mektubunda buluşma teklif etmiş, Kavaklıdere Caddesinde buluşup parkta oturup konuşmuşlar fakat bir türlü açılamamışlardır.

Ama Nedret tatil için eşi tarafından İstanbul’a gönderileceğini söylemiş, Nuri de bir plan yaparak eşi ve çocuklarını bir hafta öncesinden İstanbul’a yollamıştır.  Kendisi de bir hafta sonra Nedret ile aynı kompartımandan bilet almıştır.

Ressam Nedim, sevgilisi Sevim’in eşinden boşanmasını istemektedir. Sevim ise kocasından memnun olmadığı halde kocasının parasını ve sağladığı çevreyi sevmektedir. Nedim ile olan beraberliği ise tamamen cinsel arzuları içindir ve parasız pulsuz bir adam olan Nedim ile yapamayacağını düşünmektedir. Sevim için aşk sadece sevişmektir. Bu yüzden de Nedim’le bozuşmuşlar ve ayrılmak zorunda kalmışlardır.

Nuri ve Nedret aynı trende buluşup aynı kompartımanda İstanbul’a kadar giderler ama yolculuk boyunca sadece bakışır ve konuşulurlar. Her ikisi de bir birlerinin elini tutup sarılmaya teşebbüs edememiştir.

İstanbul’da bile beş kez buluşmuşlar ama konuşmaktan da başka şey yapmamışlardır.  En son buluşmada Nedret,  kocasının kendisini almaya geleceğini, artık Ankara’ya döneceklerini haber vermiştir. İkisi de romantik bir aşkın özlemini duymakta hayallere dalmaktadır. Her ikisinin de hayatlarında sürekli bir eksiklik vardır.  

Bunun üzerine Nuri, bir arkadaşının evinde güzel resimler olduğunu ve birlikte o eve giderek resimlere bakmayı teklif eder. Nedret de Nuri’nin amacını anlamış ve o eve gitmeyi kabul etmiştir. Nedret ve Nuri o eve birlikte giderler ve yakınlaşıp, öpüşmeye de başlarlar.

Her ikisi de eşlerinden alamadıkları hazzı bir birlerinden bulacaklarını sanmaktadır. Fakat hem Nedret hem de Nuri kendi eşleri ile yaşadıklarından farklı bir şey hissedememişlerdir.  Bu öpüşme ve yakınlaşma hayallerinde kurdukları aşk ile alakasızdır.

Yaşadıkları bu ilişki her ikisinin de mutsuz evliliklerinde yaşadıkları şeylerden farklı değildir.  İkisi de hayatlarındaki eksikliğin aşk olduğunu sanmış ve hataya düşmüşlerdir. Tam o sırada kapı zili çalmış ve birbirlerinden de ayrılmışlardır. Nedret ” Aşk değildi bu. Aşk yok. Zaten olamaz da” demiş ikisi de evden ayrılıp bu olayları unutmaya karar vermiştir.

Bundan sonra birbirlerini görmemezlikten gelmişler, kurtulmak istedikleri hayatın seline kapılmışlardır.  


[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/oktay-akbal-hayati-roman-ve-oykuculugu/75030

[2] https://arsivbelge.com/yaz.php?sc=833 SON ERİŞİM, 12-11-2013

[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/oktay-akbal-hayati-roman-ve-oykuculugu/75030

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar