Osmanlıca yazılışı surahî : صراحى
Sürâhi Sözcüğünün Kökeni Anlamları
Surahî Arapça kökenlidir ve “ ṣrḥ : sad, rı , hı ) “ kökünden gelir. Bu nedenle şeffaf, kristal anlamındaki
ṣurāḥ صراح; “berrak olma, kolay anlaşılırlık" anlamına gelen ṣarāḥat “ صراحة " da “ srh “ kökünden gelmektedir.
Sürâhi, su şişesi, şişe anlamlarına gelir. Edebiyatta ise mecaz*o mürsel alakası ve içine şarap konulması vesilesi ile çâm ,vazo şeklinde içki kabı ve kadeh manalarında da kullanılır.. Divân şiirinde içki konulan kap manası ile anılır. Divan edebiyatında sürahi daha ziyade gulgul sözcüğü ile tenasüplü olarak karşımıza çıkar. Kuşların ötüşü anlamına gelen Arapça kökenli doğadan alınma bir ses taklidi olan gulgul sözcüğü sürahiden kadehe dökülen şarabın sesini ifade eder. ( bkz Kulkul Gulgul Nedir Eski Şiirimizde Gulgul )
Farsça âbgîne “ آبگينه “ Arapça mukalkale şişe, kristal ve sürahi anlamlarına gelen eş anlamlı diğer sözcüklerdir.
Kadeh şikeste olursa sürâhi sağ olsun
Sebu-keşân eline girmeyen ayağ olsun Edirneli Kâmî
Sürâhî hemnişînin hemdemin câm
Niçün ben cur'a gibi atılam dür Bâki
Can kulağın tut hele sâki alıp câmı ele
Kıssa-i pür , gussa-ı Cem’dir sürahi kulkulü Şeyhülsilam Yahya
Ne duadır bilmezem gulgul deyip zikrettiğim
K’oldu hürmetin vacib bilübdir hâs u âm Fuzuli
Fuzuli’nin bu beytinde kadeh duasına telmih vardır.
Mevcler saff-ı cemeât sübhalar saff-ı habâb
Meclis âvaze-i gulgul vâizi sahbâ perest Esrar Dede
Senuber qametli , sürahi qerden,
Könül el götürmez bele dilberden.
Göyde meleklerden, yerde beşerden,
Hüsnü vecahetde bir efzer gördüm.
Yahya Bey ( Aşık Dilgem )