KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarTerdîd Nedir Kökeni Terdid Söz Sanatı ve Örnekler

Terdîd Nedir Kökeni Terdid Söz Sanatı ve Örnekler

08.04.2025

 

Terdîd Nedir

 

Osmanlıca yazılışı:  Terdîd - تردید

Terdîd - تردید  Arapça kökenli bir sözcüktür. Arapçada “geri çevirmek, iade etmek, geriletme” anlamında sözcükler üretilen redd kökünden gelmektedir. Bu nedenle terdîd  sözcüğü mütereddid, tereddüt sözcükleri ile de aynı kökene dayanır. 

Terdid kelimesi sözlük anlamları ile “ geri gönderme, şiddetle red ve bertaraf etme,  evvelce düşünülmüş bir şeyi bir daha düşündürtme[1] anlamları ile izah edilmektedir.

 

Edebiyatta Terdîd  Terdîd Söz Sanatı

Bir söz sanatı oalrak terdîd “beyit içinde bir lafzın iki farklı anlam ve bağlamda kullanılması” olarak tarif edilir. Bu söz sanatının Fransızcadaki karşlığı “suspension” ve “dubitasyon” sözcükleridir.  Batı dillerindeki karşılığı ise  “disfonction”  sözcüğü olmaktadır. [2]

Terdîd, sanatı şiirde karşımıza çıkan bir söz sanatıdır. En basit tarifi ile dize veya dizeleri anlam gidişatının aksi yönünde beklenilmeyen bir mana ile bitirmektir. Tahir ‘ül Mevlevi “ Erbâb-ı teşâur çoğalıp şâir azaldı” mısrasının “Yok öyle değil şâirin ancak adı kaldı” şeklinde bitmesini terdîde örnek göstermiş ve terdidi “ Bir sözü muhatabının beklemediği surette bitirmek sanatı “ olarak tarif etmiştir. [3]

Recâizâde ise terdîd sanatını “ifadesine başlanılan bir sözün neticesi hakkında okuyucuyu tereddüt ve meraka düşürmek “ olarak açıklamıştır. Kaya Bilgegil ise “anlatılmakta olan bir mevzu kesilip dinleyici veya okuyucunun merakı arttırıldıktan sonra birdenbire beklenmedik bir neticeyi ifade etmek[4]  şeklinde izah eder.

Klasik anlayışta tekrîr ile terdîd arasında yakınlık vardır. Aralarındaki fark tekrîrde tekrarlanan kelimenin anlam bakımından aynı, terdîdde ise değişik olmasından ibarettir

Terdit, sözü veya anlatımı beklenmedik bir sonuca bağlayarak dinleyiciye, okuyucuya sürpriz yapmak, onu hayrete düşürmek şeklinde tanımlanabilecek bir edebî sanattır.

Ne evâmir ne nevâhî ne namâz u ne niyâz

Asrımız sâye-i şâhânede cennet gibidir   Nâilî-i Cedîd[5]

Nâzım sözünde haklıdır 

Târîhi pek revnaklıdır

Bir eksiği var aklıdır Nâmık Kemal’

 

Beyliğim var âlem içre çok şükür Allah’ıma

Tâze bir şâha kul oldum âlemin sultanıyâm ( Hayâlî )

Vezin : Fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilâtün / fâ'ilün

 

Gâh şu tokmak, gâhî kısmet, gâhî kahpe felek vurur...

Cam çekiç, küp gibi sertiz; kaya kırmayı gözleriz. [6]    Şahamettin Kuzucular

KAYNAKÇA


[1] https://www.osmanlicasozlukler.com/turkcelugat/tafsil-250228-tt2.html

[2] MUSTAFA İSMET UZUN, https://islamansiklopedisi.org.tr/terdid

[3] Tâhirülmevlevî, Edebiyat Lügatı, İstanbul 1973, s. 165.

[4] M. Kaya Bilgegil, Edebiyat Bilgi ve Teorileri: Belâgat, İstanbul 1989, s. 236-238.

[5] MUSTAFA İSMET UZUN, https://islamansiklopedisi.org.tr/terdid

[6] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/vakti-hazan/116969

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da