17.03.2015
Vahdetnâme.
Abdürrahim Karahisârînin en önemli eseridir. Sade bir dille ve aruzun remel baharinde yazılan eser 4250 beyitten meydana gelir. Aşık Paşa H 'nın Garipname A ' si tarzında ahlaki ve tasavvufi mahiyette yazılmıştır. Eserin nüshaları beyit sayıları bakımından eşit değildir. Eserin bir nüshası Afyonkarahisar Gedik Ahmet Paşa Kütüphanesindedir. [1]
Vahdetnâme’nin Türkiye’de ve Türkiye dışında bir kısmı eksik yirmiyi aşkın nüshası mevcuttur. En önemli nüshaları İstanbul Üniversitesi (TY, nr. 808), Süleymaniye (Düğümlü Baba, nr. 384; Yazma Bağışlar, nr. 834; Mihrişah Sultan, nr. 281), Yapı ve Kredi Bankası Sermet Çifter Araştırma (nr. 142, 206) kütüphaneleriyle Millî Kütüphane (Yz. A, nr. 2592), Berlin Königlichen Bibliothek (Türkische Handschriften, nr. 375, 376) ve Viyana Kaiserlichen und Königlichen Hofbibliothek’te (nr. N. F. 370) kayıtlıdır (ayrıca bk. Keskin, s. 46-51)
Karahisârî’nin bu eseri nasihatnâme türünde yazılmıştır. Yazar Vahdetname’nin Sebe-i Telif bölümünde “bir gece çeşitli düşüncelere dalarak yıldızları seyrederken gönlünün ferahladığını, mânevî âlemde güzel insanların ruhlarına sorular sorduğunu, onların da kendisine hal diliyle cevap verdiklerini ve kalbine doğan incileri kaydederek eseri yazmaya başladığını, yazılmasında şeyhi Akşemseddin’in sohbetlerinin etkisinin bulunduğunu ifade etmektedir.” [2] [3]
Eserin Telif tarihi 865'tir (1460). Eser, Remel bahrinde “fâilâtün fâilâtün fâilün” vezniyle ve oldukça sade bir dille kaleme alınmıştır. Vahdetnâme’de Konu başlıkları genellikle Arapça’dır. Müellif, Şâban 865’te (Mayıs-Haziran 1461) eserini tamamlamış ve Vahdetname’yi, Vezîriâzam Mahmud Paşa’ya ithaf etmiştir.
Eser, Tevhid, münâcât, na‘t ve dört halifenin methine dair şiirlerin ardından telif sebebini açıklayan sebe-i telif bölümüne geçmiştir. Eser dört halifenin methi kısmında Hz. Peygamber’in amcaları Hamza ve Abbas’tan da söz eder; Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf, Muhammed b. Hasan, Şâfiî, Mâlik, Züfer gibi imamların övgüsüne yer verir. Eserin bir kısmının ilham bir kısmının tercüme yoluyla yazıldığı belirtilse de Ferîdüddin Attâr’ın Mantıku’t-tayr’ı dışında kaynak zikredilmemiştir. [4]
“Vahdetnâme’de ele alınan başlıca konular şunlardır: Tevhidin mertebeleri; âlemin, Âdem’in ve insanın yaratılış hakikati, sıfatı ve zâtı; cevher ve araz, uzlet, halvet, arkadaşlık, sır saklama, dünyanın hali, ma‘rifet-i nefs, akıllı ve kâmil mümin, çalışma ve tembellik, gönül, melâmet, aşk, tarikat arkadaşlığı, çile, zamanın kötü halleri, Hallâc-ı Mansûr, nefis, ihlâs ve irfan, ilmin önemi, sâlikin seyri, vuslatının keyfiyeti; aşk, mârifet, istiğnâ, tevhid, yokluk gibi vadiler; kanaat, şeriat ve tarikat; susma, misafire ikram, edepli olma, alçak gönüllülük, namahreme el uzatmama, adaletli olma, tövbe ve az yemek gibi güzel hasletler; oruç, zekât, namaz, hac gibi ibadetler; buğz / haset, ucb / hodbinlik, buhl gibi kötü huylar. Konular işlenirken sık sık âyet ve hadislere yer verilir. Tasavvuf edebiyatında seyrüsülûk mertebeleri birer vadi olarak adlandırılmış, bunların sayısı yedi olarak gösterilmiştir. Vahdetnâme’de tasavvufî mertebeler “Allah’a ulaşmanın keyfiyeti ve menzillerin katedilmesi” başlığıyla doğruyu talep, aşk, mârifet, istiğnâ, tevhid, hayret ve fakr / gınâ adlarıyla yedi vadide ele alınmış, “Vadilerin tertibi ve bitirilişi” başlığı altında hakikate ulaşmanın gerekliliği vurgulanmıştır.” [5]
Şair. tasavvufî esasları basit hikâyelerale açıklamaktadır. Eserde bazı mistik İran şairlerinin ve Âşık Paşa'nın tesirleri açıkça görülmektedir. Muhtelif kütüpahanelerde nüshaları bulunan eserin en iyi nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüpahanesi'ndedir. [650] [6]
Işknâme: Nûruosmaniye Kütüphanesi’nde bulunan bu eser, Abdürrahim Karahisari’nin Vahdetnâme’sinden seçilmiş şiirlere yer verir.
VAHDETNAME’DEN ÖRNEKLER
Aşıka vü sâlihe vü zahide,
Bu risalem ola cümle sâlihe.
(Bu risalemin hepsi, hak âşığına, sâlihe ve zahide hayırlı olsun.)
Aslı çün vahdetden oldı muktebes,
Komuşam adını Vahdetnâme bes.
(Onun aslı birlikten alındığı için, adını Vahdetnâme koydum.)
Olmaya vahdetden ursam dem, aceb,
Buna bir sultân-ı dîn oldı sebeb.
(Her zaman birlikten söylesem acâib değildir, bir din büyüğü bunu yazmama sebeb oldu.)
Hizmetinde niceler buldı kemâl.
Niceler dökdi öninde perr ü bal.
(Bir çok kişi hizmetinde kemâle erip olgunlaştı. Bir çok kişi onun önünde koldan kanattan oldu.)
Kapusuna gelen ehl-i ihtiyâç,
Urınur başına şehler gibi taç.
(Onun kapısına gelen ihtiyaç sâhibleri, şahlar gibi başlarına taç giyerler.)
Rûm n’olur ger Arabdur ger Acem,
Kamu ol mahdûma otmuşdur hadem.
(Sâdece Rum, Anadolu değil; Arab ve Acem’in hepsi, O hizmet edilene hizmet ederler.)
Ol kapudan kimse olmaz bî-nasîb,
Bî-nasîb ola meğer münkir mürîb.
(O kapıdan kimse nasîbsiz kalmaz; ancak inkâr eden ve şüphe edenler nasîb alamaz.)
Vasfın u zâtın çü nur itdi temâm,
Didiler Akşemseddîn adını enâm
(Nûr gibi vasfını ve zâtını tamamlayınca, insanlar adını Akşemseddîn koydu.)
Ben anun âlî makamın bilmezem,
Acizem yirince medhin kılmazam.
(Ben onun yüksek makamını bilmekten âcizim, lâyıkı ile medhini yapamam.)
Çün mürebbî oldı ol pertev bana,
Bahş kıldı bir vücûd-i nev bana.
(O nûr beni yetiştirdi. Bana yepyeni bir hayât verdi.)
ABDÜRRAHİM KARAHİSÂRÎ HAYATI VE ESERLERİ
Vahdetname Abdürrahim Karahisari
Abdürrahim Karahisari ve Eserleri
KAYNAKÇA
[1] Abdürrahim Karahisârî-Vahdetnâme (İ. Erünsal Basılmamış Mezuniyet tezi; 1969-Türkiyât Kütüphânesi No: 877
[2] Abdürrahim Karahisârî-Vahdetnâme (İ. Erünsal Basılmamış Mezuniyet tezi; 1969-Türkiyât Kütüphânesi No: 877
[3] A. Azmi Bilgin , Vahdetname, TDV, İslam Ansiklopedisi, Cilt 42
[4] A. Azmi Bilgin , Vahdetname, TDV, İslam Ansiklopedisi, Cilt 42
[5] A. Azmi Bilgin , Vahdetname, TDV, İslam Ansiklopedisi, Cilt 42
[6] İsmail. E. Erünsal, ABDÜRRAHİM KARAHİSÂRÎ, TDV İA, C.1, shf, 291-292, İstanb. 1998
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın