Yezidin Kızı Romanı ve Refik Halit Hakkında Bilgiler
Yezidin Kızı, adlı roman Refik Halit Karay’ın ( 1888- 1965) yazmış olduğu romanlardan biridir. Yezidin Kızı, adlı romanın ilk Basksı 1939 yılında yapılmış; Refik Halit’in ikinci ama en güzel ve en çok sevilen romanlarından biridir.
Refik Halit Karay, bu romanını ikinci sürgünü olan 1923 ve 1938 yılları arasında 15 yıl süren Lübnan, Suriye Irak ve Hatay da geçen sürgünü sonrasında yazmıştır.[1] Refik Halit 1938 de İstanbul’a döndükten sonra bu romanını kaleme almış ve bir yıl içinde hem yazmış hem de yayınlamıştır.
Refik Halit her şeye muhalefet eden mizacı yüzünden ilki yurt içinde ikincisi yurt dışında olmak üzere sürgünlerde yaşamış , ilk sürgünündeki acıları ve gözlemlerinden Memleket Hikayeleri, [2] yurtdışı sürgünündeki memleket özlemi ve hasretliklerinden Gurbet Hikayeleri [3] kültürümüze kazanç olarak çıkmıştı.
Refik Halit Karay ikinci sürgününü Lübnan, Beyrut, Şam, Hatay, İskenderun ve Halep’te geçirmişti. Fakat bu yıllar arasında Suriye, Irak, Lübnan ve Hatay ‘da gezmedik yer bırakmamış, bu bölgedeki Türk ve Arap aşiretler ile yöredeki diğer kültürel azınlıklar arasında dolaşmıştı.
Yezidin Kızı romanında Refik Halit, dış sürgün yıllarında on beş yıl yaşadığı bu coğrafyayı mekân olarak seçmiş, Suriye’de iken yakından tanıdığı Yezidileri de romanına konu olarak seçmiştir. Bir anlamda Refik Halit, Yezidin Kızı adlı romanında Suriye’de görüp tanıdığı mekânları ve insanları anlatmış olmaktadır.
Refik Halit’in Suriye’den dönüşü sonrasında yazılan roman, Suriye’nin Kuzeyini, Sincar dağlarını ve yörede yaşayan, Yezidi, Kürt ve Arapları anlatmaktadır. Roman özellikle Yezidileri anlatması ve onların hakkında bilgiler vermesi ile de ilgiyi çeker.
Gözlemci bakış açısı ile anlatılan roman, yarın seçkin üslubu ile de renk kazanır. Roman güçlü betimlemeleri ile dikkat çekerken romandaki karakter analizlerin zayıflığı önemli bir zaaftır. Vaka düzeni ve olay planının mükemmel işlendiği roman, merak unsurunu öne çıkarak tekniği ile de başarılıdır. Roman 1939 yılında yayınlanmış yayımlandığı zamanlarda oldukça ilgi çekmiştir. Yazarın diğer romanlarında da olduğu gibi gizemli kadın motifi yazarın bu romanında da vardır. Yazar tıpkı Çete adlı romanında da olduğu gibi bir aşk hikâyesi kurgusu içinde coğrafyası ile bütünleşen sosyal ve kültürel bir ortamı tanıtmıştır.
Kitabın Konusu
Bir mebus bir gemi yolculuğunda çok ilginç bir kadına ilgi duyar. Bu kadın Yezidi’dir ve evlidir. Yezidileri tanıtmak amacında olduğunu söyleyen kadın birçok dil bilmekte ve bir ajan gibi davranmaktadır. Bu kadın Türk Mebusunu Suriye’deki atalarından kalma köylerine kadar götürür. Olayılar ise hiç beklenmedik bir sonla bitecektir.
Kitabın Ana Fikri
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. İlkel toplumların geri kalmışlıktan kurtulmaları çağdaş bir eğitim almaları ile mümkün olabilir. Bir aşk uğruna çok şey yapılabilir.
Kitaptaki Şahıslar
Hikmet Ali Bey: Meraklı ve çok maceraperest bir Türk mebusu
Şeyh Şemun: Asıl adı da Senyor Alfonso olan ve eşi Zeli’nin mutluluğu için her şeye katlanan eşine bağlı fedakar bir koca
Zeli : Çok güzel bir Yezidi kızı. Kültürlü, birkaç dil bilen ama psikolojik sorunları olduğu anlaşılan bir kadın.
Kitabın Özeti
Hikmet Ali, Fransa’da da yaşamış olan genç bir Türk mebusudur. Yaptığı bir gemi seyahatinde ilginç bir kadınla karşılaşır. Bu kadın çok güzeldir ve yanındaki uzun sakallı adamla Kürtçe konuşmaktadır. Hikmet Ali bu kadın ile tanışmanın yollarını ararken kadının kendisi yanına gelerek ona ismi ile hitap edip onunla tanışır.
Bu kadın İspanyolca ve Fransızca da konuşmaktadır. İsmi Zeli olan bu kadın kendisinin Yezidi olduğunu söyler. Hikmet Ali Bey bu durumu çok garipsemiş ama Zeli’den çok etkilenmiştir. Fakat Zeli, Türkiye, Suriye ve Irak hakkında garip garip sorular sormaktadır. Bunun üzerine Hikmet Ali Bey bu kadının ajan olabileceği hakkında kuşku duymaya başlar. Bunun üzerine Zeli, gerçek amacının ne olduğunu ona izah eder.
Zeli, ailesinin yılar önce Arjantin’e taşınmış Yezidi soyundan gelen birisi olduğunu anlatır. Üstelik Kürtçe’yi de göçten sonra sonradan öğrenmiş olduğunu hayatını da Yezidileri tanıtmaya adadığı ve onları geri kalmışlıktan kurtarmaya adadığını anlatır. “Ölülerimizin vücutlarımızda kaynaştığını unutmaya lım; bizler ölülerle dokunmuş bir nesciz ve bir gün, vücut larımızda yaşayanları isticvap edebilirsek nihayet kendimizi tanımış olacağız.' "[4]
Zeli sayıları 80 bin civarında kalan Yezidilerin iyi bir hayat sürmesi için gayret sarf etmektedir.
Bunun üzerine Hikmet Ali, biraz daha rahatlamış, kadına da yardımcı olmaya karar vermiştir. Hikmet Ali ile Zeli seyahat boyunca birlikte çok vakit geçirmişler her ikisi de bu geziden oldukça mutlu olmuştur.
Gemi seyahatinden sonra Zeli onu arayacağını ve ondan birçok konuda yardım isteyeceğini söyleyerek ayrılır. Nitekim bir müddet sonra Zeli, Hikmet Ali’yi Suriye’de Pamir denilen yere çağırır. Hikmet Ali de o köye ulaşır. Zeli onu alarak Yezidi halkının yaşadığı yerlere götürmüştür. Zeli, ona halkını göstererek, halkı için yapmak istediklerini tek tek anlatır. Hikmet Ali, Zeli’ye aşık olmuş ama Zeli’ye yardım edip etmemek konusunda tereddüt içindedir.
“Kendini heyecan ve ıstıraplardan korumaya başlamak ihtiyarlığın ilk alametidir. Gönül kocamaz derler;halbuki rahatını kaçırmamak istediği gün gönül kocamış sayılır.”[5]
Zeli’nin yanında ise Şeyh Şemun adında bir adam daha vardır. Hikmet Ali Zeli ve Şeyh Şemun adındaki adamın aralarındaki ilişkiden kuşkular duymaktadır. Bu adam Zeli’nin her türlü işine yardımcı olmaktadır. Hatta Şeyh Şemun ile Hikmet Ali arasında adı konulmamış bir soğukluk da vardır.
Uzun süren bir yolculuğun ardından, Şeyh Şemun, Hikmet Ali’ye Zeli ile olan alakasını anlatır. Şeyh Şemun’un asıl adı Senyor Alfonso’dur ve Zeli’nin kocasıdır.
Zeli ise bir akıl hastasdır ve anlattıklarının hepsi Zeli’nin hayalinde uydurduğu şeylerdir. Bunun üzerine Hikmet Ali büyük bir hayal kırıklığına uğramış ve Zeli’ye veda etmiştir.
KAYNAKÇA
[1] Şahamettin Kuzucular, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/refik-halit-karay-hayati-edebi-kisiligi-eserleri/74587
[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/memleket-hikayeleri-nden-ozetler-refik-halit-karay/80456
[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/gurbet-hikayeleri-hakkinda-eskici-hikayesi-ozeti-refik-halit-karay/80474
[4] Refik Halit Karay,Yezidin Kızı, İnkılâp ve Aka Kitapevleri, 1972, s. 53
[5] Refik Halit Karay, Yezidin Kızı, İnkılâp ve Aka Kitapevleri, 1972, s.104