09.10.2015
Yiğit Destanı Dasitan –ı Yiğit
Bu destan 14. yy da yazıya geçmiş olan dini konulu destanlardan biridir. Destan yazma nüshalarda Dasitan-ı Yiğit ismi ile yazılmıştır. Bu destan aynı yy. da yazıya geçmiş olduğu düşünülen Kız Destanı ile konu bakımından büyük benzerlikler taşır. [1] Her iki destanda açlık çeken aile ve ailelerini açlıktan kurtaran fedakâr bir genç ile fedakâr bir kız motifi vardır.
Dasitan – Yiğit ‘ten ilk bahseden edebiyat tarihçilerinden biri olan Vasfi Mahir bu eserin bir yazma nüshasının hususi kitaplığında olduğunu söyleyerek eserin özetini de adı geçen eserinde vermiştir. Eser’in bu nüshasının 1379 yılında İbrahim adlı bir müellif tarafından yazıya geçirildiğini de belirtmiştir. [2]Müellifin beyanına göre eserin aslı 420 beyit olmasına rağmen, nüshanın eksik olması nedeni ile 350 beyittir.
Eser mesnevi tarzında yazılmış manzum bir destan halindedir. Dili oldukça sade ve anlaşılır bir dildir. Yiğit destanı halk anlatılarının ve halk zevkinin özelliklerini taşır. Üstelik bu destan özgün halk masallarımızdan biri olan Keloğlan masallarının kaynağı olduğunu ortaya koyacak pek çok özellik taşımakta hatta Keloğlan Masallarının ana unsurlarını ve asıl vaka düzenini ortaya koyan bir özellik taşımaktadır.
Halk hikâyelerimizde âşıklar arasında görülen imtihan etme, atışma veya soru cevap motifinin ilk örneği bu destanda görülmektedir.
Bilindiği gibi Keloğlan masallarının esas vaka düzeni fakir bir köy delikanlısının padişahın kızını almak için yola düşmesi, yapılan imtihanları geçerek padişahın kızını alarak muradına ermesi çizgisi üzerine kurulmuştur. Yiğt Destanı ise bu ana çizgiyi ortaya koyan bilinen ilk Türk destanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Keloğlan masallarında görülen fakir gencin Padişahın kızını almak için yola çıkması, kızı almak için imtihan edilmesi, sonunda Keloğlanın imtihanlardan geçerek muradına ermesi motiflerinin kaynağı da bu destan gibi gözükmektedir.
Destan’ın Özeti
Çok zengin ve faziletli bir tüccar çok fakir düşer. Bunun üzerine tüccar karısını ve bilge oğlunu da alarak memleketi terk eder. Günlerce aç kalırlar. En sonunda oğulları ailesine bir teklif yapar. Anne babasını ülkenin hükümdarına kul olarak verecek ve onları açlıktan kurtaracak kendisi de başının çaresine bakacaktır. Aile bu teklifi kabul eder. Genç adam anne ve babasını ülkenin hükümdarına verir.
Anne ve babayı kabul eden hükümdar genç adama isteğinin ne olduğunu sorar. Oğlan babasının yerine bir at annesinin yerine de bir kat elbise ister. Hükümdardan bunları alarak yola çıkar. Bir şehre gelir ve şehrin kapısında kesilmiş başları görürü bu başların neden kesildiğini sorar. Bu şehrin sultanın kızı kendisi ile evlenmek isteyen gençlere sorular sormakta bilmeyenlerin kafasını keserek kale kapısında sallandırmaktadır.
Şehir sultanının kızı suallerine cevap verecek olan genç ile de evlenecektir. Fakat o ana kadar imtihana giren gençler, şehzadeler beyzadeler sınava girmiş ve başlarını kaybetmişlerdir. Bunun üzerine Yiğit de başına gelecek olan akıbete razı olarak bu imtihana girmeye karar verip kızın karşısına çıkar.
Kız eder evvel bu sualim sana
Ne içinde oturursun de bana
Yiğit aydur üzerimdedir benüm
Donum içre otururm ey canum
Sultanın kızı ile Yiğit arasında süren sorulu cevaplı bu atışmalar ve imtihanlar üç gün devam eder. Kızın sorduğu tüm sorulara cevap veren Yiğit sonunda kıza bir sua sorar. Eğe kız bu soruyu bilirse Yiğit’in başını kesecek bilemezse Yiğit ile evlenecektir. Kız ise bu teklife razı olur.
Yiğit aydur kimdir ol ey hub suret
Atasını verdi yerine aldı at
Kız düşünür ve bulamaz. Bunun üzerine kız delikanlıdan mühlet ister. Amacı hile ile sorunun cevabını bulmaktır. Aynı zamanda bu gencin kim olduğunu anlayacak, eğer kendine uygun bir kişizade değilse tüm imtihanları geçse bile bir yolunu bulup kellesini kestirecek ve onunla evlenmeyecektir.
Kız o gece kılık değiştirip başka bir kız kılığına girip oğlanın kaldığı eve gider.
Baktı karşuda yiğit gördi kızı
Dedi hoş geldün ey a tan yıldızı
Hacetün nedür niye geldün bize
Ol kız ider aşuk oldım ben size
Diyerek oğlanla konuşmaya başlar söz arasında Sultan’ın kızı ile girdiği imtihanı duyduğunu bu nedenle gence âşık olduğunu tanışmak için de yanına geldiğini anlatır. Sonra da kızı müşküle düşüren sorunun cevabının ne olduğunu sorar. Oğlan aklına bir şey gelmeden sorunun cevabını kendi hakkı olduğunu annesini ve babasını bir hükümdara sattığını ve yerine at aldığını anlatır.
Sonunda ertesi gün kız cevabı bildiğini söyler ama bu cevabı hile yoluyla elde ettiği de anlaşılır. Bu defa sultanın kızı oğlan ile evlenmek zorunda kalmamak için delikanlıyı hile ile öldüremeye kalkışır fakat durumdan haberdar olan şehrin sultanı kızına engel olur ve kızı delikanlıya verir. Sultan bu Yiğidi çok sever ve onu oğlu yerine kor. Sonunda oğlan şehrin sultanı olur ana ve babasını da getirterek mutlu bir hayat sürmeye başlar.
İLGİLİ LİNKLER
· Gazavat- ı Ali Merhur Şahın Müslüman Olması Destanı
· Gazavat- ı Ali Ahtem Destanı
· Gazavat-ı Ali Der Memleket-i Sind Hakkında ve Özeti
· Gazavatı Bahri Umman ve Sandık Destanı ve Özeti
· Gazavatı Bahri Umman ve Sandık ile Hatırlattığı Mitolojik Öğeler
· Kirdeci Alî Kesik Baş Destanı
· Maktel-i Hüseyin ve Kerbala Destanı ( 14. yy)
· Yemame Savaşı ve Hz Ali'nin Yemame Cengi Destanı
· Hazreti Ali Kan Kalesi Cengi Özeti
KAYNAKÇA
[1] Kız Destanı Hazâ Hikâyet-i Kız Ma'a Cühûd Kız Mevlûdu, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/kiz-destani-haza-hikayet-i-kiz-ma-a-cuhud-kiz-mevludu/77866
[2] V. Mahir Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarihi, MEB , İst, 1996- s. 158
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın