Absürd
Absürt Fransızca kökenli bir sözcüktür. Dilimize de Fransızcadan girmiştir. Absürt sözcüğü sözlüklerde kelime anlamları ile ‘saçma, uyumsuz, anlamsız, garip , mantıksız sözleri ile ifade edilmektedir.
Absürt sözcüğü Varoluşçuluk akımı neticesinde Varoluşçuluk ile ilintili ortaya çıkan bir sanat anlayışını ifade eden bir terimdir. Bu terim mantık dışı bir vaka düzenine hatta düzensizliğine sahip, başlangıcı saçma, sonucu da olmayan, ana düşüncesi veya telkinleri de bulunmayan, kahramanları amaçsız, eylemleri tutarsız, düşünceleri saçma, beklentileri boşuna olan kahramanlara sahip kurmaca metinleri ifade eden bir terim haline de gelmiştir.
Absürdizm Nedir
Dünyanın, hayatın ve insanlığın saçma bir tesadüf sonucunda ortaya çıktığını, evreni ve insanlığı yaratan bir Tanrı olmadığı için, hayata bir anlam ve amaç katma girişimlerinin de boşuna olduğunu savunan bu görüş bir felsefi görüş haline de gelmiştir. Bu görüşe göre, evreni ve insanlığı yaratan bir yaratıcı yoktur. Böyle olunca evrenin ve insanlığın da bir amacı olamaz. Tanrı ve yaratılış amacı aramak da beyhude bir çabadır. İnsanlık ve evren tesadüfen ortaya çıkmıştır. Şu halde insanlık ve evrenin bir amacının olduğunu zannetmek ve bunun için bir amaç aramak da boşunadır.
Dünya ve insanlığın ortaya çıkışı için akla uygun bir cevap bulunamaz. Şu halde evreni ve insanlığı anlamak için akla uygun bir yol olmadığına göre insanlar ya bir Tanrı yaratacak ve dine inanacak ya da “ hayatın anlamsızlığı “ fikrine ulaşacaklardır. Varoluşçuluğun bir dalı olan absürtizm düşüncesine sahip olanlar, hayatı, boş saçma, garip, amaçsız ve grotesk bulan kişiler olmaktadır.
Absürd Romanlar ve Oyunlar
Søren Kierkegaard, Albert Camus , F. Kafka, Eugen Ionescu , Samuel Beckett gibi yazarların romanları ve tiyatro eserleri bu görüşlerle yazılmıştır. Varoluşçuluk ve absürdizim fikirleri ile yazılan bu roman ve tiyatro eserlerinde “ölümü kayıtsız bir şekilde bekleyen “ belli amaçları olmayan kahramanlar bulunmaktadır. Bu kahramanların belli amaçları, inançları, idealize edilmiş yönleri olmadığı gibi, bu kahramanların kendileri ve eylemleri edilgen ve sıradandır. Ölüme, idama, yaşama karşı kayıtsız, boş bir bilince sahip, anlamlı olan her şeye karşı tepkisiz, kendi idam davalarına dahi kayıtsız olan bu kahramanlar Dünya’yı ve kendilerini boş ve manasız görmektedirler. ( bkz Yabancı Romanı Ve Özeti Albert Camus ) İnsanı, hayatı, toplumu saçma olarak gösteren bu eserler “yaşamın tekdüzeliği altında, makineleşmiş bir dünyada makineleşmiş insanlar” dan söz etmiştir. Örneğin Samuel Beckett’in Godot'yu Beklerken adlı tiyatro eseri ise absürt eserlerin bu yönünü en iyi şekilde ortaya koymaktadır. Eserde âlemin ve insanın amaçsızlığı, “her şeyin boş ve saçma olduğu düşüncesi bir bekleyişe kapılan, kurtulma ümidi ile ayakta kalmaya ve varoluşlarını sürdürmeye gayret eden insanların, hiçbir şey yapamadan kurtulmayı beklemeleri ve ne olduğunu dahi bilmedikleri Godot adında bir kimseyi veya şeyi “ beklemeleri konu edilmiştir. ( Godot'yu Beklerken ve Özeti Samuel Beckett )
Absürt eserlerin diğer bir yönü, kahramanlarının aniden ve nedensiz bir şekilde insan iken böceğe, gergedana vb dönüşmeye başlamalarıdır. Örneğin F. Kafka’nın Dönüşüm adlı eserinde romanın kahramanı Gregor Samsa’nın bir böceğe dönüşmesini anlatılır. Eugen Ionescu’nun Gergedan adlı eserinde ise insanlar nedensiz olarak gergedanlaşmaya başlar. Herkes gergedan olurken ve gergedanlığı savunurken Berenger ve nişanlısı Daisy bu gidişata dur demeye kalkışır ve gergedana dönüşmeye karşı mücadeleye girişir. Ama en sonunda Berenger de gergadana dönüştüğünü fark eder.
Absürt eserler muhtemelen grotesk süslemeciliği Roma tiyatrolarında bulunan grotesk denilen kaba güldürülerin niteliklerinden esinlenerek ortaya çıkmıştır. Grotesk oyunlar denilen kaba gülünç, tuhaf şakalaşmalar, bağdaşmayacak durumları, şaşırtıcı biçimde birleştiren, temelde ciddi ama görünüşte gülünç ve abartılı olan bir güldürü tarzıdır. Bu tarzın absürt oyunlara ve romanlara esin kaynağı olduğu fikrinde olanlar da vardır.