ESERİN YAZIMI BASIMI YAZARI İÇERİĞİ ÖNEMİ ETKİSİ HAKKINDA
Afrikalı Leo ya da Leon- özgün adı ile “Leon L'Africain” Lübnan asıllı ve Beyrut, doğumlu yazar Âmin Maalouf'un yazmış olduğu ilk romandır. Romanın İlk basımı 1986 yılında Fransızca olarak Fransa’da yapılmış, tarihî roman türündeki bu roman daha yayımlandığı yılda Fransız - Arap Dostluk Ödülü'nü kazandığı gibi romancıyı ilk romanı ile şöhrete kavuşturmuştur.[1]
Annesi Türk kökenli Mısırlı [2] kadın, babası Melkite Katolik cemaatinden birisi [3]olan Âmin Maalouf, Arapça Emin Ma'luf’ un bu eseri, uluslararası alanda da pek çok ilgi görmüş, yaklaşık olarak kırk dile [4] çevrilmiştir. Bu roman hem Fransa’da hem de diğer ülkelerde de oldukça geniş bir okur kitlesine sahip olmuştur.
Afrikalı Leo ya da Leon- Beyrut’taki Fransız okullarında eğitim gören, 1976 yılında Beyrut’un karışması üzerine Fransa’ya yerleşmiş olan yazarın Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri (Les Croisades vues par les Arabes) , adlı eserinden sonra yazarın ikinci eseri ama ilk romanıdır.
Roman anı, günlük şeklinde yazılmıştır. Leon, günümüzde bir "klasik" olarak kabul edilmektedir. Yazar bu romanından sonra Semerkant adlı romanını yazmış, Doğunun Limanları adlı eseri ile de sevilmiştir.( Bkz Semerkant Hakkında ve Konu Özet Tahlil Amin Maalouf )
Eser İslam ve Hristiyanlık dinlerine inanan insanların karşılıklı etkileşimleri ve her iki dinin benzerliklerini ortaya koymak için yazılmıştır. Müslüman bir anne Hristiyan bir babanın evladı olan Maalof bu eseri ile Müslüman Hristiyan çatışmalarının anlamsızlığını ortaya koymak için bu eseri yazmıştır da denilebilir. Roman aynı adla bilinen- Afrikalı Leon- tarihte gerçekten de yaşamış olan bir gezginin yarı otobiyografik bir romanı olmaktadır. [5] Bir anı defteri şeklinde bir kurgu üzerinde planlanan bu kitap Granada Kitabı, Fas Kitabı, Kahire Kitabı, Roma Kitabı olmak üzere dört bölümden oluşur.
Kitap Afrikalı Leo'nun gezdiği yerlerde tuttuğu anı şeklindeki notlarından derlenmiş ve kurgulanmış bir roman özelliği taşımaktadır. Tarihte de yaşamış bir kişi olan Afrikalı Leon hakkında çok az şey bilindiğinden yazar bu tarihi kimliğin hakkında çok fazla kaynak bulamadığı için kitaptaki olayları dönemin ünlü isimlerine ve yaşadıkları olaylara benzeterek aktarmıştır.
Kitapta o dönemlerin önemli papazları olan ,Leo X , Adrian VI , ve Papa Clement VII den de bahsedildiği gibi Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman, son Mağribi kralı Boabdil, İspanya kralı Ferdinant ve Fransa kralı I. Francis'in yanı sıra dönemin diğer önemli kişilerin de anektodlarına yer vermiştir. [6
Gırnata da başlayan Afrikalı Leon'un hikâyesi, Fas daha sonra Kahire'de devam etmiş, en sonunda Roma'ya kaçırılan Afrikalı Leon'un Papa'ya hediye edilmesi ve Papa'nın manevi evladı olması ile son bulmuştur.
Romanlarında insanların din ve mezhepleri ile sınıflandırılmasının saçmalığını savunan yazarın böyle bir konuyu seçmiş olması da bu düşünceleri ile ilgilidir.
Kitap gördüğü ilgi üzerine filme de uyarlanmış, 1987 yılı yapımı bu film “La Vieille Dame et l'Africain” (“Old Lady and Africa” ) adı ile gösterime girmiş, oldukça ses getiren bu filmin senaryosunu da kitabın yazarı Amin Maalouf ile Jack Jacquine hazırlamıştır. [7]
İLGİLİ LİNKLER
Semerkant Hakkında ve Konu Özet Tahlil Amin Maalouf
Afrikalı Leo Hakkında Konu Özet İnceleme Amin Maalouf
Amin Maalouf, Doğunun Limanları Hakkında Konu Özet İnceleme
KONUSU
Kitap 1488’den 1527 yılları arasındaki bir anı defteri şeklinde anlatılmıştır. Kitabın ana kahramanı Hasan’dır. Kitapta Hasan kendisin i şu şekilde tanıtır. “Ben Hasan, tartıcıbaşı Muhammed'in oğlu, Giovanni Leone de Medici; bir berberin sünnet ettiği, bir papazın vaftiz ettiği ben. Şimdi Afrikalı diye anılıyorum ama Afrikalı değilim. Avrupalı da Arabistanlı da değilim. Bana Granadalı, Faslı, Zeyyatlı da derler ama ben hiçbir ülkeden, kentten ya da boydan değilim. Yolların oğluyum ben, ülkem kervan, yaşamımsa yolculukların en beklenmedik olanı."
GRANADA
Hasan, 1489’da Granada’da doğar, Endülüs Emevilerinin bu kadim Babası Muhammed, annesi Selma ile evlidir. Fakat babasının Verda adındaki Hristiyan bir karısı daha vardır. Babası bu iki kadından bir erkek çocuk beklerken Hasan annesi Selma’dan dünyaya gelen ailenin ilk erkek çocuğu olmuştur. O günlerde Granada, sürekli olarak Kastilyalıların saldırısına uğramaktadır. Granada ‘daki Müslümanlar savaşı kaybetmişlerdir. Kastilyalılar ya herkes Hristiyan olacak ya da Müslüman kalmak isteyen herkes buradan göçe edecektir şartını koymuşlardır.
Bu yüzden Hristiyan olmayı kabul etmek istemeyen Hasan’ın babası ve Müslüman annesi Fas'a göç etmek zorunda kalır.
FAS
Hasan ve ailesi ellerinde kalan servetlerini de alarak Fas’a gelirler. Hasan geldikleri Fas’ı çok sevmiştir. Fas’taki Arap Merini Devleti onlara iyi davranmış ve yer vermiştir. Hasan’ın babası Muhammet, Hasan’ın büyüyüp bir hafız olmasını istemektedir. Fas bölümünde Hasan en iyi arkadaşı gelincik ile mutlu günler geçirmiştir. Hasan büyümüş ve tüccar olmuştur. Fas Sultanı’na verdiği önemli hizmetlerde bulunmuş ve ilk aşkı ile de evlenmiştir.
Endülüs’te kalan Yahudi ve Müslümanların zorla vaftiz edilmesi orada kalanların görünüşte Hıristiyan oldukları ileri sürülerek öldürülmeleri, Fas’taki Endülüslülerin bu olaylardan dolayı yaşadıkları üzüntü, Kastiyalıların yakında Fas’a da gelecekleri korkusu bu bölümün diğer konuları olmaktadır.
Hasan’ın Zervali adındaki zalim kişi ile Gelincik ve Meryem’in arasında geçen olaylar yüzünden Fas’tan ayrılır.
KAHİRE
Hasan Kahire’ye geldiğinde veba salgını vardır. Hastalıktan kurtulanlar kentten göç etmektedir. Hasan, şans eseri tanıştığı bir Kahirelinin evine yerleşmiş, veba tehlikesi geçene kadar Kahire’den ayrılan ev sahibinin evine sahip çıkmıştır.
Fakat Mısır’daki Memluk devleti Osmanlılara yenilmiş, 1517 yılında Ridaniye savaşını kazanan Osmanlı Ordusu “ed- Devletü’t Türkiyye” , Türk ve Çerkez kölemenlerin kurduğu Memlûk Devleti ordusunu yenerek Kahire’ye girmiştir. Yavuz Sultan Selim’in Kahire’ye girişi romanda önemli bir yer tutar. Romanda Yavuz, gaddar ve zalim bir hükümdar olarak gösterilir.
Romanda anlatılanlara göre Osmanlı ordusu sadece Mumlukları değil, bütün Kahire halkını acımasızca cezalandırmış, kadınlarına tecavüz etmiş, Kahire’yi yağmalamıştır.
Yavuz Selim’in yeğeni Alaettin’in vebadan ölmesi üzerine onun dul kalan eşi Çerkez güzeli Nur ile yakınlaşır. Osmanlı veliahdı, Alaettin’in oğlu Bayezitle birlikte maceralı anlar da yaşamışlardır. Fakat Osmanlıdan vatanı geri alabilmek için uğraşan Tumanbay ve diğer Mısırlıların verdiği mücadele sonrasında Hasan, Roma’ya kaçırılır.
ROMA
Roma’ya götürülen Hasan, Papaya armağan olarak sunulur. Hasan Vatikan da bir öğretmen olmuş ve herkes ona Afrikalı Leo demeye başlamıştır. Hasan orada vaftiz edilmiş hatta Papa onu evlat edinmiştir. Vaftiz olunca adı da Giovanni Leonne de la Medicci olur. Ama Fas’tan Mağrip’ten gelmiş olması nedeni ile ona daha çok Afrikalı Leo denilmektedir.
Bu bölümde Papalığın başından geçenler, Fransa, Macar Kralı ve Sultan Süleyman arasındaki ilişkiler, savaşlar ve anektodlar, Leo’nun Maddelena’yla yaşadığı aşk, çevirmenlik yaparak yaşadığı anılar, Martin Luther King’in Papalığa baş kaldırışı bu bölümün önemli detaylarıdır.
Kitap şu cümleler ile biter
“Sen Roma’da Afrika’lı Leo’nun oğluydun, Afrika’da Rumi’nin oğlu olacaksın. Nereye gidersen git birileri sana derinin rengini ve dualarını soracak.”
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/semerkant-hakkinda-ve-konu-ozet-tahlil-amin/105308
[2] Esposito, Claudia (2013), "Of Chronological Others and Alternative Histories: Amin Maalouf and Fawzi Mellah", The Narrative Mediterranean: Beyond France and the Maghreb, Lexington Books, s. 36, ISBN 0739168223, born into a culturally composite family - his mother was Egyptian of Turkish origin, his father a Greek Catholic in 1949 in Lebanon...
[3] https://tr.gowikipedia.org/wiki/Amin_Maalouf
[4] https://www.dr.com.tr/Yazar/amin-maalouf/s=216086
[5] https://fr.gowikipedia.org/wiki/L%C3%A9on_l%27Africain
[6] https://tr.gowikipedia.org/wiki/Afrikal%C4%B1_Leo
[7] ON A CAMEL MOVING FORWARD IN TIME 1989, NYTimes,ANTON SHAMMAS Eleştirileri (İng.) erişim: 12.03.2012 —