Anâsırı Erbaa Nedir

28.01.2023


Osmanlıca yazlışı : Anâsır –ı Erbaa: العناصر الأربعة

Anâsır kelimesi, unsur kelimesinin çoğuludur. Unsır sözcüğü sözlüklerdeki anlamları “asıl, kök, ırk, cins, asalet, soy” manaları ile tarif edilir. Erbaa ise “dört “ manasındadır.

Yunan filozoflarına göre tanrılar kâinatı yoktan var etmemişlerdi.  Yunanlılarda” yoktan var etme “(ex-nihilo)  inancı mevcut değildi.  Yunanlılara göre hiç bir şey yoktan var edilemez ve meydana gelemezdi. Kâinat zaten vardı ve tanrılar kendileri gibi mutlak ve ezeli olan kâinatın ilk maddesine veya maddelerine şekil vererek onları yeni şekillere ve düzenlere sokmuşlardı. Kâinatın ilk maddesi veya maddeleri tanrı gibi ezelî olan hava, su, ateş ve topraktı. Yunanlılar bu tanrısal öze veya özlere “arkhe” diyorlardı.  Kimi Yunanlı filozoflar arkenin her şekle girebilecek bir ilke olan “apeiron” olması gerektir düşüncesinde ise de kâinatın ana maddelerinin anâsır-ı erbaa olduğunu kabul edenler çoğunlukta olmuşlardı.

Aristo’da anâsır-ı erbaa inancını savunmuş;  kâinatı “Ay üstü ve Ay altı kâinat” olmak üzere ikiye ayırmıştı.  Ay üstü âlem ebedi bir âlemdi ve bu âlemde bir tek unsur vardı. Bu nedenle de Ay üstü âlemde oluş (kevn-géneration) ve bozulma (fesad-corruption) diye bir sorun yoktu.

Ay altı âlem ise oluş ve bozulma evreniydi.  Ay altı âlemdeki (âlem-i Ecsâm ) dört unsur, varlıkların yapıtaşlarıydı. Bütün varlıkların yapısında anâsır-ı erbaa, (erkân-ı erba yani hava, su, ateş ve toprak)  değişik oranlarda ama mutlaka bulunurdu. Bu unsurlardan Ay üstü âlemdeki varlıkların etkisiyle sırayla madenler, bitkiler, hayvanlar ve insanlar ortaya çıkmıştı.[1] Anâsır-ı erbaa, (erkân-ı erba) denilen bu dört unsur “ belli bir oluşum evresi geçirir, birbiriyle etkileşime geçerek başkalaşım yaşar ve varlıkları meydana getirirlerdi[2]  (İbrahim Hakkı, 2011:52). “Bir cismin/varlığın yok oluşu, o cismi meydana getiren unsurların birbirinden ayrılmasıyla gerçekleşir. Birbirlerine dönüşüp yok olup gitmezler. Dönüşümden sonra yine kendi keyfiyetlerine dönüş yaparlardı[3]

Antik Yunan filozoflarının ve Aristo’nun bu düşünceleri İslam âlimlerini de etkilemiş ve onlarda Yunan filozoflarının görüşlerine benzer fikirler üretmeye başlamışlardı.

Varlıkların bünyelerindeki hava, su, ateş ve toprak bozulmaya, oransal değişimler göstermeye meyilliydi. Bu oranların değişimi nesnelerin ve canlıların bünyelerinde ve mizaçlarında arızalar meydana getiriyordu. Birçok İslam âlimine göre de “anasır-ı erbaa, ay altına ait süfli cisimlerdendi…Âlem en üstte ateş, sonra sırayla hava, su ve topraktan oluşmuştu.” [4]. Bu oluş ve bozulmalar bir diğerlerinin zıddı olan ve dört hılt denilen sıcaklık ve soğukluk, kuruluk ve nemlilik keyfiyetlerden meydana geliyordu. Mutlak ağır olan unsur (toprak) aşağıya doğru, mutlak hafif olan (ateş) yukarıya doğru, izâfî ağırlık ve hafifliğe sahip bulunan diğer ikisi ise bunların arasında hareket ederdi[5]  İnsan bedeni ateş, su, toprak ve hava ile kan, balgam, safra ve sevda/süveyda olmak üzere dört hılttan oluşurdu.[6]    Dört hılt yani dört sıvı   ise “safra, kan, sevda  ve balgam “ insanın sağlıklı veya hasta olup olmamasını ruhsal yönden de dengede olup olmamasını belirliyordu. ( geniş bilgi için bkz  AHLÂT-I ERBAA NEDIR DÖRT HILT ) Dünyadaki tüm varlıklar anasır-ı erbaadan tekamül etmişlerdi.

Bedende dört unsurlar ve dört hıltl gerektiği kadar bulunursa mizaç ve ten sağlığı yerinde oluyordu.  Unsurlardan veya hıltlardan birisinde görülen artış veya azalış ise ten ve mizaç sağlığının bozulmasına neden oluyordu.[7]  Dört unsur dört hıltın temayülleri birleşmeleri, bozulmaları ayrışmaları vb insanın “ahlâkî yapısını ve fıtratını “da şekillendirmiş oluyordu.

Âlemdeki varlıklar hava, su, ateş ve toprak unsurlarının sıcaklık, soğukluk, kuruluk ve nemlilik keyfiyetlerine göre olurlar, bozulurlar veya yok olurlardı. Bu dört unsur anâsır-ı Erbaa ve dört hıltın keyfiyetlerine göre eski suretler ortadan kalkar veya yeni suretler ortaya çıkardı.

Suretler oluşurken Ay üstü âlemin etkisinde kalır, ortaya çıkan suretlerin mizacına Ay üstü âlemdeki kalıcı unsurlar etki ederdi.

Bu nedenle eskilerin inanışlarına göre âlemin yaratılışı Anâsır-ı Erbaa,  ile dokuz kat göğün birleşmesinden meydana gelirdi. Şu halde canlı cansız, bikri insan, hayvan her şeyin dört anası Anâsır-ı Erbaa yani  “ hava, su, ateş ve toprak”tır.  Anâsır-ı Erbaa,   âlemin, insanlarda dâhil tüm varlıkların dört anası sayılırdı. Dokuz kat gök ise yani yedi felek, sekizinci felekteki burçlar ile dokuzuncu felekteki Atlas feleği dokuz baba olarak kabul edilirdi.[8]

Dokuz kat gök, Allah’ın yaratıcı gücünün tezahürüdür ve bu anlayışa göre de gökler “ Ak-ı kül” ile  “ nefs-i kül” ’ün birleşmesinden doğmuştu.

Anâsır-ı erbaa,   terimi yerine “ustukussât-ı erbaa, erkân-ı erbaa, tabâi‘-i erbaa, mevâdd-i erbaa, ümmehât-i erbaa, ümmehât-i süfliyye, usûl, mebâdî ve kavâbis”  gibi başka terimler de kullanılmıştır.  Ancak bu terimlerin hepsinin asıl anlamını Anâsır-ı Erbaa terimi karşılar. “ Çünkü bir bileşiğin içinde onun bir parçası olarak yer alan şeye “rükun”, bileşiğinçözülmesi sonucunda ortaya çıkan şeye “ustukus”, bileşiği meydana getirenmaddeye “asıl”, yeni bir madde teşkil etmek üzere eski şeklini bırakıp bozulanşeye de “unsur” denir.”[9]

 

KAYNAKÇA 

 

[1] İbrahim Ethem Karataş, ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI’NIN MARİFETNAME’SİNDE ANASIRI-I ERBAA (DÖRT UNSUR) GÖRÜŞÜ, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 33, 2014 Güz, 104-122

[2] İbrahim Hakkı E. Marifetname (nşr. D. Yılmaz; H. Kılıç). İstanbul: Çelik Yay.; 2011.

[3] Pişkin N. Anâsır-ı Erbaa Kuramı, Beslenme ve Sağlık İlişkisi. Metro Gastro Dergisi 2012; 66: 74-79.

[4] İbrahim Ethem Karataş, ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI’NIN MARİFETNAME’SİNDE ANASIRI-I ERBAA (DÖRT UNSUR) GÖRÜŞÜ, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı 33, 2014 Güz, 104-122

[5] Karlığa, H. B. (1991), “Anasır-ı Erbaa”, İslam Ansiklopedisi TDV. İstanbul, c. 3, s. 149-151

[6] AHLÂT-I ERBAA NEDIR DÖRT HILT, https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=50717

[7] DOKUZ KAT GÖK DOKUZ BABA VE DÖRT ANA https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=50715

[8] DOKUZ KAT GÖK DOKUZ BABA VE DÖRT ANA https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=50715

[9] Karlığa, H. B. (1991), “Anasır-ı Erbaa”, İslam Ansiklopedisi TDV. İstanbul, c. 3, s. 149-151

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar