Bâkî Şiirlerinden Seçmeler

17.06.2011

Bâkî Şiirlerinden Seçmeler



Baki Şiirlerinden Seçmeler

Baki Hayatı Edebi Kişiliği Etkileri

Baki Divanı Hakkında ve Şiirlerinden Seçmeler

 

ŞİİRLERİNDEN SEÇMELER 

Ferman-ı aşka can iledür inkiyadumuz
Hükm-i kazaya zerre kadar yok inadumuz

Baş eğmezüz edaniye dünya-yı dun içün
Allah'adur tevekülümüz i'timadumuz

Biz mükteka-yı zerkeş-i caha dayanmazuz
Hakk'un kemali lütfunadır istinadumuz

Zühd ü salaha eylemezüz iltica hele
Tutdı egerçi alem-i kevn-i fesadumuz



ANCAK- GAZEL 

   H?l-i ‘?lem ezel? böyle per?ş?n ancak 
  Kimi hand?n kimi giry?n kimi n?l?n ancak 

  Kimisi bülbül-i n?l?n-ı gül-i ‘?rı?-ı y?r 
  Kimi perv?ne-i şem‘-i ruh-ı c?n?n ancak 

  Bu cih?n kimine kasr-ı harab u ‘ayş u saf? 
  Kiminüñ mihnet ile başına zind?n ancak 

  P?y-m?l olmada ?hir şütür-i gerd?n 
  P?diş?h ile ged?sı hele yeks?n ancak 

  B?kıy? h?ng?h-ı ‘?lem-i hayretde hem?n 
  Her gelen kimse bu esr?r ile hayr?n ancak.

Gazel

Hoş geldi bana mey-kedenin âb ü havâsı
Billâh güzel yerde yapılmış yıkılası

Zibâ yaraşır hil’at-i nâz ol boyu serve
İki kolumu etsem ana bel dolaması

Dikkatler ile seyr ederiz yâri serâpâ
Görmez mi idik biz de eğer olsa vefâsı

Dünyâ değer ol mâh-likaa dilber-i garrâ
Yusuf’ta dahi yoktur anı hüsn ü behâsı

Meddâh olalı çeşm-i gazâlânına Bâki
Öğrendi gazel tarzını Rûm’un şuarâsı


GAZEL

Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var

Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var

Nûş eylese bir âşık tâ haşre dek ayılmaz
Bezm-i feleğin bilmem câmında ne hâlet var

Bu hâlet ile ey dil sağ olmada âlemde
Derd ü gam-ı dilberle ölmekte letâfet var

Gitdükçe harâb eyler mülk-i dil-i vîrânı
Dehrün bu cefâsından bir şâha şikâyet var

Ser terkine kâ'ildir dünyâya gönül virmez
Terk ehlinin ey Bâkî başında sa'adet var.

https://www.aymoli.com/wp-content/uploads/2009/11/baki.jpgBaki


Ey
gönul

Erkanı devlet icre hemet kalmadı
Kimden umarsın kerem ehli muruvvet kalmadı

Nefsi nefsine oldu alim cumlesi hayret dir
Kimseden kimseyehiç derman ve takat kalmadı



Gazel


Nedür bu handeler bu işveler bu nâz u istiğnâ
Nedür bu cilveler bu şîveler bu kâmet-i bâlâ

Nedür bu pîç pîç ü çîn çîn ü hâm-be-hâm kâkül
Nedür bu turralar bu halka halka zülf-i müşg-âsâ

Nedür bu ârız u hadd ü nedür bu çeşm ü ebrûlar
Nedür bu hâl-i Hindûlar nedür bu habbetü's-sevdâ

Miyânun rişte-i cân mı gümiş âyine mi sînen
Binâgûşunla mengûşun gül ile jâledür gûyâ

Vefâ ummaz cefâdan yüz çevürmez Bâki âşıkdur
Niyâz itmek ana cânâ yaraşur sana istiğnâ


Gazel

Zülf-i siyâhı sâye-i perr-i Hümâ imiş
İklim-i hüsne anın içün pâdişâ imiş

Bir secde ile kıldı ruh-i âftâbı zer
Hak-i cenâb-ı dost aceb kîmyâ imiş

Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal
Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş

Görmez cihânı gözlerimiz yârı görmese
Mir'ât-ı hüsni var ise âlem-nümâ imiş

Zülfün esîri Bâkî-i bîçâre dostum
Bir mübtelâ-yı bend-i kemend-i belâ imiş
https://www.ilknokta.com/urun/B/975102017-4.jpg

Gazel

Hattım hisabın bil dedin gavgalara saldın beni
Zülfüm hayalin kıl dedin sevdalara saldın beni

Geh ebr veş giryan edip geh bad veş püyan edip
Mecnun-ı sergerdan edip sahralara saldın beni

Vaslım dilersin çün dedin lutf edeyin olsun dedin
Yarın dedin birgün dedin ferdalara saldın beni

Yusuf gibi izzette sen Yakub veş mihnette ben
Dil sakin-i beytül hazen tenhalara saldın beni

Baki sıfat verdin elem ettin gözüm yaşını yem
Kıldın garik-i bahr-ı gam deryalara saldın beni


Gazel

Bir lebi gonca yüzü gülzar dersen iste sen
Har-i gamda andelib-i zar dersen iste ben

Lebleri mül saçlari sünbül yanagi berk-i gül
Bir semenber serv-i hosreftar dersen iste sen

Payine yüzler sürer her serv-i dil-cuyun revan
Su gibi bir asik-i didar dersen iset ben

Zülfü sahir turrasi tarrar suh-i sivekar
Çesmi cadü gamzesi mekkar dersen iste sen

Firkatinde tesne leb hatir perisan haste dil
Künc-i gamda bi-kes ü bi-mar dersen iste ben

Gözleri sabr u selamet ülkesini tarac eden
Bir amansiz gamzesi Tatar dersen iste sen

Bakiya Ferhad ile Mecnun-i seydadan bedel
Asik-i bi-sabr ü dil kim var dersen iste ben



Gazel

Ezelden şâh-ı ışkun bende-i fermânıyuz cânâ
Mahabbet mülkinün sultân-ı âlîşânıyuz cânâ


Sehâb-ı lütfün âbın teşne-dillerden dirîg itme
Bu deştün bağrı yanmış lâle-i nu'mânıyuz cânâ


Zamâne bizde cevher sezdügiçün dil-hırâş eyler
Anunçun bağrumuz hûndur maârif kânıyuz cânâ


Mükedder kılmasan gerd-i küdûret çeşme-i cânı
Bilürsin âb-ı rûy-i mülket-i Osmânî yüz cânâ

Cihânı câm-ı nazmum şi'r-i Bâkî gibi devr eyler
Bu bezmün şimdi biz de Câmi-i devrânıyuz cânâ



Hazaniye Kasidesinden den

Nesip bölümü

Giil-şene altun varaklar zeyn idüp bad-ı hazdn
Güyiyd zer-küblar dükkanı oldı gül-sitan

Rişte-i baran gümiş tel sim-keş ebr-i harif
İki çarha döndiler guya zemin u ôsmdn

Berg-i bidi bağda ab-ı revdn üzre görüp
Didiler akmış gılôfından bu tiğ-i zer-nişan

Ren-güzdr-ı bağa ser-ta-pa dokilmiş berg-i zer
Sandum altun tebsiler konmış simat-ı husrevôn

Bağda gerdan ider evrdkı sanman gird-bad
İndilerseyyareler kılmağa seyr-i büsıdn

Perr ü bal açmış yeşil tuti iken berg-i çenôr
Zerd olup ser-pençe-i şeh-bdza dönmişdürhemdn

Rdygôn aldum sanurdı la 'I u yôküu veli
Şimdi nakd altun sayar turmış nihdl-i ergavôn

Kanlu yaş dökmiş ruh-ı zerd ü gubôr-dlüdına
Var ise dehrün fendsın andı mir-i aşıkan

Saltanat ıôcın giyen ôlemde mağrür olmasun
Nice sultan börkin almışdur begüm bad-ı hazôn

Gerçi merdane sayındı girdi meyddne dıraht
Geldi kış basdı velikin virmedi asla emôn

Dest-bürd-i sarsarı ahır görüp şah-ı çendr
Didi el arkası yirde ôferinler pehlevôn

Jale vü berg-i hazandan pür-zer ü gevher çemen
Gül-şene varın nisôr itdi meger deryd vu kan

Gevher-i sır-ab şeb-nem güş-vdr-ı zer varak
Sahn-ı bustôn aldı güyii çar-suy-ı zer-geran

Şöyle benzer kim hat-ı ôydt-ı rahmetdür çemen
Bad-ı subh itmişdüraltun hall ile yir yir nişan

Medhiye Bölümü

Bir yeşil garrd zer-efşôn kôğıd olmışdur çemen
Yaraşur yazılsa ger medh-i edib-i nüktedan

Hace-i ôli-nazar ser-çeşme-i fazı u hüner
Daver-iferhunde-ahter kdm-bahş u kadm-ran

Afitab-ı alem-ara-yı sipihr-ifazı o kim
Buldı re 'y-i enveri feyziyle nur u fer cihan

Ayağı toprağıdur kühl-i cevôhir encüme
Asitanı hakidür iklil-ifark-ı Farkadan

Rüzgôrun şiddetinden gül-şen-i bahtı masün
Nitekim bad-ı hazandan sahn-ı gül-zôr-ı cinan

Safha-i tiyine-i tilem-numd-yı tab 'ına
Cümle-i dünya vü md-filui musavverdür ayan

Rôh-ı bağa berg-i zer düşmiş degüldür ser-verd
Reh-guzôrunda yüzinferş itdi mah-ı asman

Eyleyüpdür[eyz-i hurşid-i kemdl-i sun' ile
Zdt-i pôkün gevherin perverde kan-ı Kün fe-kan

Meclisünde kalbi altun gibi sdfi olmayan
Kôl ocağından halôs olmaz kılursan imtihan

Afet-i bad-ı hazandan td ebed mahfüz olur
Bağ-ı dehre hüsn-i tedbirün olursa bağban-

Fahriye Bölümü

Sarsar-ı gamfikrüm evrôkın perişan eyledi
Çihre-i zerdüm beladan buldı reng-i za 'ferôn

Cür 'a-i cam-ı beld-enedm-ı gam bi-hüş idüp
Akıbet kıldı humar-ı derd ü mihnet ser-giran

Cür'a-veş ayakda kodı saki-i devran beni
Desı-gir ol ey emir-i meclis-i devr-i zaman

Dua Bölümü

Bağ u bustôn içre ta ola bisdt-ı sebzeye
Subh-dem berg-i hazandan katre-i şeb-nem çekdn

Her seher sahn-ı zümürriid-gün-ıgerdün üstine
Afitab altun tabakdan ta ola gevher-feşôn

Mesned-i rif'atde genc-efşôn-ı ihsiin ol müddm
Ömr ü devlet pay-dar ikbâl ü izzet Cavidan


GAZEL

Söylemez küsmüş bize canane söylen söylesin
Neyledim ol yar-ı alişana söylen söylesin

Naz-ıla güftara gelmezse helak eyler beni
Ol cefa vü cevri bi-payana söylen söylesin

Derd-i aşkı gayrıdan sorma ne bilsin çekmeyen
Anı yine aşık-ı nalana söylen söylesin

Harı zahmından neler çektiğimi gülzarda
Bağban- bülbül-i giryana söylen söylesin

Bakiya dil durmasın güftara takad kalmadı
Vaktidir ol husrev-i devrana söylen söylesin



Terci-i Bent'ten Bölümler

Der-sitâyiş-i Sultân Murâd ibn-i Süleyman Hân /


Tâli' oldı neyyir-i ikbâl-i devlet subhdem 
Şu'le saldı âleme necm-i hidâyet subhdem 
Kâ'inâtı kıldı mir'ât-ı cemâl-i şâhdan 
Gark-ı envâr-ı hidâyet Rabb-ı izzet subhdem 
Çokdan eylerdi cemâl-i bâ-kemâlin arzu 
Ber-murâd oldı hele tâc-ı sa'âdet subhdem 
Şeş cihâtı rûşen itdi taT atından gün gibi 
Buldı ziynet çârsû-yı mülk ü millet subhdem 
Nâgehân bir toz kopardı bâd-ı pây-ı devleti 
Rûşen oldı dîde-i a'yân-ı hazret subhdem 
Nevbet ol şâh-ı cevân-baht-ı cinânundur deyu 
Çaldılar eflâkden kûs-ı beşaret subhdem 
Âfitâb-ı âlem-ârâ gibi zerrin tâc ile 
Taht-ı sîmîn üzre saldı ferr-i devlet subhdem


Sâye-i Yezdan penâh-ı dîn ü devlet Hân Murad 
Dâver-i devrân mu'izz-i saltanat Sultân Murâd 


Gül gibi halkı nesîm-i hulkı handan eylesün 
Nevbahâr-ı adli âfâkı gülistan eylesün 
Âsumânun gâşe-i bâm-ı zümürrüd-fâmına 
Kadri tâvûsı çıkup gün gibi cevlân eylesün 
Kârgâh-ı dîn ü devletde düşen duşvâr işin 
Hak Te'âlâ hazreti lutfından âsân eylesün 
Târ-ı zülfü turra-i hûbân-ı müşgîn-mû gibi 
Sâl-i ikbâlin Huda bî-hadd ü pâyân eylesün 
Karşusında ayagun tursun mülûk el baglasun 
Kendü çıksun bârgâh-ı adle dîvân eylesün 
Şevket-i Iskenderi dârât-ı Dârâ bî-kusûr 
Mesnedün şimdengeru taht-ı Süleyman eylesün 
Mülk-i Mısra nitekim bir bendesin sultân ider 
Bir kulın salsun diyâr-ı Çine hâkân eylesün
Sâye-i Yezdan penâh-ı dîn ü devlet Hân Murâd
Dâver-i devrân mu'izz-i saltanat Sultân Murâd 
(5 bend) Baki

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar