Bozkırdaki Çekirdek Romanı Hakkında Bilgiler Analizler Kemal Tahir

12.02.2020

 

Bozkırdaki Çekirdek Romanı Hakkında Bilgiler Yorumlar Analizler Kemal Tahir

 

Bozkırdaki Çekirdek,  Kemal Tahir ‘in  ( 1910- 1973 )  yazmış olduğu sosyal roman türündeki değerli bir romanıdır.  Roman ilk kez Nisan 1965’te Cumhuriyet gazetesinde[1] tefrika edilmeye başlanmış sonra da birçok kez kitap halinde basılmıştır.

Kemal Tahir, 1933 yıllarında Nazım Hikme,  Kerim Sadi ve Mustafa Börklüce gibi kişilerle tanıştıktan sonra Marksist düşünceler, yazarlar içinde yer almaya başlamıştı. [2] Ama sisteme eleştiri getirirken de hayalî düşünceler içinde olmayan en uç konuları en yaygı durum olarak ele alma hatasına düşmeyen gerçekten de sosyal bir gerçekçi olmayı başaran, yapıcı ve mantıklı tenkitler getiren bir romancı ve Sosyalist olmayı başarmıştır.

Bozkırdaki Çekirdek romanı   Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan Türkiye’nin medeni ve gelişmiş milletler seviyesine ulaşmak için yaptığı eğitim hamlelerinden birisi olan Köy Enstitülerinin kuruluşunu, işleyişini, amaç ve hedeflerini doğru ve yanlışlarını ortaya koymak maksatlı yazılmış bir romandır. Kemal Tahir, köy enstitülerine sosyalist bir romantizm ile bakmamış,  solcu çevrelerin aksine eksileri, artıları hatta yanlışları ve çarpıklıkları açısından irdelemiştir.

 

Kemal Tahir, Bozkırdaki Çekirdek adlı romanında Köy enstitülerini öğretmenlerin yaşadığı olaylar, öğretmenler, ahali ve yöneticiler yönlerinden ele almış, üç ayrı cephenin bakış açılarından Köy Enstitüleri gerçeğini pek çok yönden ortay koymaya çalışmıştır.  Roman üç ayrı grubun bakış açısından enstitü sistemini olurları ve olmazları yönünden de eğlenceli bir kurmaca içinde de anlatmayı başarmıştır.

CHP’nin tek partili rejiminde ve 1940 yılında açılan Köy Enstitüleri bu günde tartışan bir konudur. Kemal Tahir’in bakış açısından düşündüğümüzde:  Köy Enstitüleri tepeden inme şeklinde, köyden kente göçü önlemek maksatlı, ağalık sistemi yok edilmeden ağlık sistemini tehdit ettiği için zenginlerin ve eşrafların direnci nedeniyle başarısız olmaya mahkum,  rejimin köy bekçiliğini sağlamak için kurulmuş, eğitimde çağ atlamayı düşünmüş gibi yapmış “ mış gibi  yapmış”,  köy  ve köylünün şartlarına uymayan masa başı bir projedir.

 Romanın kurmaması mekân olarak Çorum, Çankırı ve Kastamonu’nun kesiştiği Şirin köyünü seçmiştir. Olaylar öğretmenler,  yöneticiler ve köylülerden oluşan aç ayrı büyük tabaka içinde ;  zengin , ağa, fakir köylü, yönetici, müfettiş gibi tabaklar arasındaki alt kesitlerin  enstitü konusuna yandaş veya muhalif  düşüncelere sahip  kişilerin karıştığı kurmaca olaylar zinciri içinde anlatılmıştır.

1940 ta kulan 1947 yıllarında kapatılan Köy Enstitüleri  tek partili dönemde aydınlanma hareketi içinde geliştirilmiş,   bu roman da  bu projenin hangi şartlar altında uygulamaya konulduğunu eleştirel  bir bakış açısıyla anlatmıştır.

Romandaki Müfettiş Şefik Ertem  bu projeyi eleştiren bir düşüncededir. Şefik Ertem, , enstitülerin kurulma amacını eğitimde bir şeyler yapmış gözükmek için yapılmış bir hamle, CHP düşüncesini ve iktidarını rahatça sürdürmek, rejimin köy bekçiliğini yapmak için kurduğu bir proje olarak görmektedir.  

 

KONUSU:

Dumanlı Boğaz Köy Enstitüsünün kuruluş hikâyesi, kuruluşu, köylünün değişime karşı  sessiz direnişi, ağaların ve feodal güçlerin bu yapıya karşı faaliyetleri ve öğretmenlerin sonu ölümle sonuçlanan yaşadığı olaylardır.

 

ŞAHIS KADROSU:

 

Murat Ören: Şirin Köy’ün eğitmeni olan  çalışkan ve enstitünün yararına inanan  bir kişidir. Enstitü kuruluşu aşamasında silahla öldürülür.

Emine: Erkek gibi pantolon giyen, ailesi zengin, geniş düşünceli  , köyü ve köylüyü anlamaya çalışan mayo ile gölde yüzebilecek kadar cesur,  enstitünün yararına inanan  bir genç öğretmendir.  Deli Derviş tarafından kaçırılıp değirmene kapatılır. Silahlı çatışma sonucunda kurtulur.

Deli Derviş: Emine’yi kaçıran adamdır. Sultan kız tarafından öldürülür.

Zeynel Ağa: Çıkarlarına ters düştüğü için enstitüyü istemeyen  tütün vb kaçakçılığı yapan, köyde kirli işler çeviren, devletten korkar gibi görünüp, kendisine bir şey şey yapılamayacağını düşünen bir adamdır.  

ÖZETİ

1940 CHP tek partili döneminde çıkarılan kanunla köy enstitüleri kurulmaya başlanmıştır. On beşinci enstitü Çankırı, Kastamonu ve Çorum topraklarının birleştiği yerde Kastamonu-Tosya bölgesi, Şirin Köye yakın Keşiş Düzü’nde kurulacaktır. Adı ise Dumanlı Boğaz Köy Enstitüsü olacaktır. Bu enstitünün kurulma aşamasında başkan olarak görev yapan kişi Halim Akın’dır. Halim Akın,  Enstitü ülküsüne tam manası ile bağlı bir idarecidir.  Halim Akın “ Bozkırdaki ham cevher”i işleme” hayalini kurmaktadır.

Yardımcıları ise öğretmenler Murat Ören, Nuri Çevik, Cemal Avşar, Emine Güleç’ti

Nuri Çevik,  çalışkan, gerçeklerin farkında ve içten içe Emine’yi seven öğretmendir. Emine,  güzel, aydın ,rahat tavırlı zengin bir müteahhidin  kızı  bir bayan öğretmendir.  Genç bir öğretmen yardımcısı olarak enstitüde göreve başlayan Emine Güleç, enstitüler üzerine sosyolojik bir tez hazırlamaktır. «Hele bakalım, neyin nesiymiş?» diye, alın bir öğretmen yardımcılığı, müteahhit beybabanın özel arabasından inip İlköğretim Genel Müdürlüğü’nün binin külüstür cipine…  Beş saat sonra da, Anadolu’nun taşını toprağını, insanını hayvanını tanıyın! Yağma var mı?”[3]

 Emine kendisini hür gören hem doktora yapan hem de öğretmenlik yapan bir genç kadındır. " Hürlüğün hiç aşınmayan iki dayanağı vardır: çile çekme gücü, azla yetinebilme alışkanlığı... Bu iki zenginliğini hiçbir kumarcı, hiçbir oyunda kaybedemez. Geleceğimizin umudu bu iki zenginliğe bağlıdır, bunlardan başka her şey palavradır bu toprakta"

 Öğretmenler öğretmekten ziyade öğrencilerle birlikte okulun inşasını yapmakla uğraşmaktadır.  Müfettiş Şefik Ertem, teftişe gelmiş ve okulun durumunu gözlemleye başlamıştır. Şefik Ertem, enstitiülerin masa başında hazırlanmış köy gerçeklerinden uzak bir proje olduğu düşüncesindedir. Köydeki şartlar bilinmeden ve düzeltilmeden girilen bu teşebbüsü CHP nin ve sistemin köydeki bekçiliği olarak görmektedir. “ Köyün sosyal-sınıfsal yapısını, ağalık sistemini değiştiremeden birkaç köylü genci dönüştürsek o gençler burada barınabilir mi?” [4]

 Şefik Ertem,  köylerde derin ıslahatlar yapılmadan enstitülerin işe yaramayacağı düşüncesindedir. Bu nedenle öğretmenlerle ve müdürle tartışmalar içine girmektedir.

Enstitülerle memlekete çok büyük bir kötülük edilmekteymiş gibi konuşuyorsunuz beyefendi! Gerçekten böyle mi düşünüyorsunuz? Hiç mi faydası olmayacak bu işin? Söz gelimi köylüyü tanımakta...
—Neyi niçin aradığımızı başından kesinlikle bilmezsek, köylünün nesini tanıyacağız?
— Kim diyor bilmediğimizi?... Biz bozkırdaki çekirdeğin ham cevherini arıyoruz! Şefik Ertem bir an düşündü, ilk defa gerçekten şaşırarak gözlerini kırpıştırdı:
— Bozkırdaki... Çekirdeğin... Ham cevheri... Ne demek bu? Şairlik de mi var yoksa Emine Hanım
?”

“En sabırlı çekirdektir. Öyle durur bekler. İçinde bol miktarda gıda ve nem vardır. Bir sene bekler, gerekli şartlar oluşmazsa bir sene daha bekler, bir sene daha. Bekler de bekler. Dedik sabırlıdır. Yıllar sonra şartlar oluştuğunda yavaş yavaş çiçek açar. Bozkırın çiçeklerinin böyle güzel olmasının nedeni budur.”[5]

“Ortada bir çekirdek olsaydı, burası bozkır olmazdı “

Şirin Köy’den Sultan Kız da eğitmen Murat’a âşıktır.  . Şirin köyün zengini Zeynel Ağa ise enstitünün borularının geçtiği alanda gözü vardır ve bu nedenle de enstitünün açılmasına karşı çıkan biridir.  

Murat Ören, Zeynel Ağa ve yandaşların çevirdikleri hileli işleri ortaya çıkarmış ve onların tepkilerini çekmiştir. Sultan Kız , Öğretmen Murat Örn’i görmeye gelmiş , Sultan kız ile Murat aynı odada köylüler tarafından görülünce öğretmen Murat dövülmüştür.  

Deli Derviş ise göllerde yüzerken gördüğü Emine öğretmene göz koymuş ve Emine Öğretmeni   kaçırıp değirmene kapatmıştır. Bunun üzerine enstitüde görevli olanlar, Emine Öğretmeni kurtarmak için  Murat Ören ile birlikte değirmene gelirler. Değirmende ve silahlı çatışma başlar. Sultan Kız elindeki baltayla Deli Derviş’i öldürür. Öğretmen Murat ise bir kurşunla öldürülür.

 

 

 


[1] https://www.kitapyurdu.com/kitap/bozkirdaki-cekirdek/80147.html

[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/kemal-tahir-hayati-ve-romanciligi/74957

[3] Bozkırdaki Çekirdek, Kemal Tahir, Bilgi Yayınevi, syf

[4] Bozkırdaki Çekirdek, Kemal Tahir, Bilgi Yayınevi, syf

[5] Bozkırdaki Çekirdek, Kemal Tahir, Bilgi Yayınevi, syf: 122-123

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar