Çiğil Türkleri Misk Ahu ve Türkî Perizâtlar

15.07.2023

 

Çiğil Türkleri 

Çiğiller Mani dini, sonraki kaynaklara göre Nestorian Hristiyanlığın tesiri altında kalmışlardır. Karlukların (Çince: Gelolu) batı Türk Yagbusu olan Aru (Çince: Helu) Tang Hanedanlığına karşı yaptığı isyanla tanınır. Bu Yagbunun adı, Aru, Türk Maniheizmce arïg sözü ile (arïg dïntar "saf rahip" gibi) özdeştir.[1] Orhon Türklerinden geriye kalanlar tarafından, birleşerek Karluk birliğini kurdular, bu birliğin tahminen tarihçesi, 9. yüzyıldan beridir Çiğilkand, Çiğil-balık, Sikul şehirlerinden söz edilir. Bu durumda Çiğil Türklerinin en azından Uygurlar gibi yarı yerleşik olduklarını söylemek mümkündür.

Doğu Pamir yaylarında yaşayan Çiğil ve Yağma Türklerinin Göktürk ve Uygurlar devrinde Karluk federasyonuna dâhil oldukları anlaşılmaktadır.  Çiğil Türklerinin şehir göl, çadır, dağ, ırmak adlarına kara sıfatını ekledikleri dikkati çeker.  Eski Türklerde "kara" sıfatı, devlete sonradan tabi olanlara, kara koyun veya keçi besleyenlere, köle veya tutma olanlara,  devlete asi olma ihtimali olanlara hatta medeni seviyesi daha düşük Türk kavimlerini ifade edecek şekilde kullanılmıştır. Devlet kuramayan Tütk boylarına da kara budun denilmiş olabileceği de düşünülebilir. Şu halde Çiğil ve Yağma Türkleri  “ Kara budundan” sayılan Türklerdendir. Bu Türkleri temsil eden beylerin hakan davetinde kara çadıra alınıp kara mindere oturacağı besbellidir.

Nitekim Doğu Pamir’de Türkçe isimler taşıyan göl ve şehir adları onların hatırasını taşır:  Kara-kul, Rang-kul, Zor-kul, Shor-kul, Yashil-kul, Gas-kul,

Çiğil adı, Uygur kağanı Moyençor (M’o-yen-ch’o) M.759-760’ta diktirilen Şine-Usu Yazıtı’nda kavim adı olarak geçer: “On birinci ayın yirmisinde Kara Buluk’un doğusundaki Sukak yulı (Ceylan Pınarı) (mevkiinde) Çiğil Tutuk (Çiğillerin askerî valisi)[2]…( bkz MOYUNÇUR KAĞAN YAZITI ( UYGUR ) Bu yazıttan da anlaşılacağı gibi Çiğil Türklerinin bir kısmı bir vali veya boy beyi idaresi altında Uygurlara tabidir. Firdevsi’nin Şehnamesinde  Afrasyâb (Alp Er Tonga)  Türk-Çiğil Hakanı olarak takdim edilir. Nitekim divan şairlerinin nazarında Çiğil ve Yağma Türkleri çekik gözlü avcı güzelleri, misk ahuları, misk  kokuları, misk ahuları , la’l taşları, Ferhar Güzeller Mabedi ile ünlü Türk-i perizâdlar ülkesidir. Hıta yurdu olarak bilinen bu ülke efsanevi güzelleri ve doğası ile meşhurdur.  Kısaca Divan şairlerinin Çiğil güzellerini Uygur ülkesi ve Hıta yurdunda göstermiş olması ile bu tarihi bilgiler örtüşmektedir.

Hıta ve Hoten de adgırak ( kulakları ak, vücudunun öbür tarafları kara olan geyik)  misk ahuları besleyen ve avlayan Karlık, Çiğil ve Yağma Türklerinden oluşan Dokuz oğuzların Uygur eğemezliğine baş kaldırdığı ancak başarılı olamayıp Batıya göç etmek zorunda kaldıkları bilinmektedir. .  Nitekim Batı’ya yönelen Çiğillerin büyük kısmının Karahanlı Devletinin İslamiyet’i seçmesi sonrasında Müslüman olmuş olduğu anlaşılır.Çiğil Türkleri Karahanlılar devrinde, konar-göçer olarak Talas, Çu (Çuy) ve İli havzalarına dağılır.

Çiğil Türklerinin Uygurlar gibi Mani dinine bağlı oldukları bilinmektedir. Kaşgarlı Mahmud’un bildirdiğine göre bir kısmı Hıristiyan olmuştur. Kaşgarlı Mahmud, “Divân-ı Lugati’t-Türk’te  Çiğil Türkleri hakkında Farisilerin uydurduğu ap açık belli olan  şöyle bir rivayet nakletmiştir. “  Zülkarneyn, Türkistan’daki Argu ülkesine gelince çok yağmur yağmış yollar çamur olmuş, yürümek bile imkânsız hale gelmiştir. Zülkarneyn “Bu ne çamur demektir (in çe kil est)” demiş, daha sonra orada bir kale yaptırmıştır. Bu kaleye Çiğil, o kalede oturan Türklere de “Çiğilî” adı verilmiş” [3]

 Kul sözü Çiğil Türklerinin dindar olduklarını belli eden bir sıfat gibi kullanılmış olmalıdır. Müslüman olan Türklerin de “Kul”  sözünü çok sık kullandığı akıldan çıkmamalıdır.  ( Kul Nesimi, Kul Himmet, Kul Mehmet, Kul Hüseyin, )

"Sonra “Çiğil” denilen kabileye geldik: Bunlar, yalnız arpa, burçak ve koyun eti yerler. Deve kesmezler, sığır eti yemezler ve bu cins hayvan ülkelerinde bulunmaz. Bunların giyimleri sof ile kürktür. Bu ikisinden başka bir şey giymezler. Kızları, kızkardeşleri ve sair mahremlari ile izdivacı kabul ederler. Süheyl", "Zühal", "Cevza", "Benatı naiş", "Cedi" yıldızlarına taparlar. "Şarayi yemaniye" yıldızına "rabbül erbab" ("”[4]

Divân-ı Lügati't-Türk’de de giydikleri şapkalar tiftik keçisinin yününden yapılmış ve beyaz renklidir.  Çiğil Türkleri bu başlıklara  "kiymaç bürk" derler. Bunların içinde pek az Hıristiyan vardır." "Türklerden üç oymağın adıdır; birisi göçebedir, غُياَس Kuyas'ta otururlar. Kuyas ( sıcak yer)  (Quyās), Barsgan'ın ötesinde bir kasabadır. İkincisi Tıraz (Talas) yakınlarında bulunan bir kasabada otururlar. Bunlara da  "Çiğil" denir. Oğuzlar Ceyhun'dan Yukarı Çine kadar olan yerlerdeki bütün Türklere "Çiğil" adı verirler. Bu, yanlıştır. Üçüncüsü, Kaşgar'da bulunan bir takım köylerdir. Bu köylerin halkına da "Çiğil" derler;..."[5]  Eski kaynaklara göre Toxsı ve Çiğil ülkelerinde Saplığ Kayas, Ürünğ Kayas ve Kara Kayas adlı şehirler kurulmuştur. ( bkz ÇIĞIL VE HUBAN-I ÇIĞIL

Faruk Sümer, ( Faruk Sümer, "Oğuzlar", Ankara, 1967, sayfa 27) "Türkiye'de dört tane Çiğil isminde köy vardır. "Diye belirtmiştir ama Türkiye’de Çiğil isminde yedi köy olduğu bilinmektedir. (Çiğil, Silvan-  Çiğil, Kastamonu, - Çiğil, Ilgın,-  Yukarı Çiğil, Ilgın, - Yukarıçiğil Kasabası, Aşağıçiğil - Çiğil Köyü (Konya- Karapınar) -Yukarı Çiğil, Manisa ,-  Çiğiller, Gördes, - Çiğilerik, Seydiler, Çiğilli, Yahyalı/Kayseri )-  Çiğli (İzmir) - Çiğil Köyü (Diyarbakır)

  • İşittik cümle hûbâna Hıtâdan armağan gelmiş
  • zülf-i müşg-i Çîn başdan nigârın pâyına düşmüş     Zatî
  • Bir Moğol-çin yüzlü kâfir gönlümün Bağdad'ını
  • Yaktı yıktı cevr ile alan u talan eyledi              Hayalî

KAYNAKÇA 

  • [1] https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87i%C4%9Fil
  • [2] Cevdet Yakupoğlu, “Türkistan’ın Büyük Türk Boylarından Çiğiller ve Anadolu’da İskân İzleri” https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/782110
  • [3] Cevdet Yakupoğlu, “Türkistan’ın Büyük Türk Boylarından Çiğiller ve Anadolu’da İskân İzleri” https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/782110
  • [4] Abu Dulaf Misar bin Muhalhil, ar-risalatu-l-ūla sayfa 347 ve ar-risalatu-ṯ-ṯnaniat sayfa 362.
  • [5] Atalay, Besim (2006). Divanü Lügati't - Türk. Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi. ISBN 975-16-0405-2, Cilt I, sayfa 393

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar