Gazel
mefâ’îlün / fe’ilâtün / mefâ’îlün / fâ’lün
Cihân güzelleri hep bî-vefâimiş bildük
Gönül vefâsıza virmek hatâymış bildik
Ne vakit ki dünya güzellerinin vefasız olduğunuanladık, gönlü vefasıza vermenin bir hata olduğunu
o zaman öğrendik.
Anı kim cân u cihândan azîz sanırduk
Diriyüg ömr gibi bî-vefâimiş bildik
Sevgiliyi candan ve cihandan aziz sanardık; eyvah ki o da ömür gibi vefasızın biriymiş, artık öğrendik.
Ne gâide ki degil küncümüzde nûr-efşân
Tutsam ki burc-ı melâhâttan ayimiş bildik
Ne kural ki nur saçan, yüz güzelliğinin burcundan ay imiş öğrendik.
Dolaşdı zülfüne dil tıflı rişte sandı velî
Göreli pîç ü hamın ezdehâymış bildik
Gönül, saçına dolaştı, velî (onu) ipliğin çocuğusandı. O, kıvrılmış ve bükülmüş bir yılanmış öğrendik.
Visâl-i hanına irmek diledi evvel lîk
Nasîbi Ahmedün âhir du’â imiş bildik
Önce, ancak hanına kavuşmayı diledi. Ahmed’in nasibi son duası imiş öğrendik.
https://www.isa-sari.com/ders-notlari/ETE_2.pdf