Çök Vurmak ( Hünkâra- Şeyhe Saygı gösterisi )
Çök Vurmak eski edebiyatta ta’zim resmi olarak eda ifade edilen sultanın, beylerin veya devlet büyüklerinin huzuruna çıkıldığında yapılan saygı töreni veye gösterisidir. Çök vurmak saygı gösterisi veya ululamak şeklinde de ifade edilebilir. Sultan, Sadrazam, Beylerbeyi gibi devlet büyüklerinin veya tarikatta şeyhlerin huzuruna çıkan kişilerin yaptıkları bu saygı sunumuna çök vurma denmiş, çök vurma belli usullere göre tanzim edilmiştir. Yapılan bu gösterilen hepsine çök vurma denmiş olsa da padişaha, sadrazama veya şeyhlere karşı yapılan başka kesme veya çök vurma denilen bu saygı gösterilerin mevki makam ve kişilere göre değişen adapları vardır.
Osmanlı Padişahların huzuruna çıkan kişilerin mevkilerine ve makamlarına göre düzenlenmiş çök vurma e selamlama usulleri vardı. Örneğin el ve etek öpme a hakkı herkese verilmiş bir hak değildi. Kanunname’ye göre vezirler, kazaskerler ve defterdarlar el öptükten sonra padişahın arkasına dizilirler, bunların dışındakiler padişahın el ve eteğini öpemezdi. Padişahın özel hocası, şeyhülislâm, kazaskerler, defterdarlar ve nişancılar padişahın elini öptürdüğü kişilerdi. [1]
Örneğin Mevlevilerin yatsı namazından sonra yaptıkları Cem ayinlerinde (Ayini Cem Cem Ayini Nedir ) “ Kapıdan giren muhibban, sol elini yana uzatıp, sağ elini göbeği üstüne koyar. Bazen da kalbi üzerine koyup baş keser. Mevleviler buna baş edip bağır basmak derler. Bazı dervişler her baş kestikçe secde edip yeri öper. Yedi kere bu yapıldıktan sonra Sekizinci de sağ dizini dikip, sol dizini çökerek sol elini göbeği üzerine koyar. Sağ elinin diğer parmaklarını yumarak işaret parmağını alnının ortasına uzunlamasına yapıştırır. Daha sonra da büyüğün sağ dizini ve sol elini öper. “ [2]Mevlevilerin yaptıkları cem ayinlerinde dergah büyüğüne karşı yapılan bu saygı ritüellerine Çök vurma denir. Dervişler veya muhibban tekkedeki Meydan-ı Şerif’e toplanır, ayakları mühürlenmiş şekilde Şeyh Efendi’nin baş kesmesini beklerler. [3]
Baş kesmek ise “ Mevlevilerde, sağ ayağın başparmağını, sol ayağının başparmağı üstüne koymak, eller düz ve parmaklar açık olarak sağ kol, sol kolun üstüne gelecek şekilde, elleri omuz başlarına çaprazvarî götürmek, sonra da belini bükmemek şartıyla başını öne doğru göğse eğmek, böylece sonra da belini bükmemek “ [4] şeklinde yapılan bir saygı gösterisidir.
Hünkârlar, devlet ve tarikat büyükleri önünde yapılan bu ta’zim resimlerinin Hunlardan veya Göktürklerden beri devam ettiği sanılmakta, Selçukçululardan beri kesin olarak yapıldığı bilinmektedir. Çök vurmak tabirinin Selçuklulardan beri bilindiği, eski Türklerde buna “Dokuz Yüğünmek” adının verildiği de ortaya çıkmaktadır. Yüğünmek kelimesi eski Türkçede günümüzdeki Selam vermek kelimesi ile eş anlamlı kullanılmıştır. O halde devlet büyüklerinin karşılarına çıkıldığında selam verme ritüelinin dokuz hareketten meydana geldiği anlaşılır kı yukarıda izah ettiğimiz Çök vurma adabının dokuzuncu hareketi el ve etek öpmek olmaktadır.
Ayağu beng ile çü doldurdu ol
Süheyl’in ilayhında çök vurdu ol Hoca Mesud Süheyl-i Nevbahar [5]
Neyle meyle bir alay mahbubla herdem gelin
Bezm- i Cem ayinin kabrimde mu’tad eyleyin Rif’at
Saki edep resmini amade tut
Bezmde dokuz yüğünüp bade tut. Nevai
KAYNAKÇA
[1] Ali Şükrü ÇORUK, Osmanlı Sarayı’nda bayram, Mostar Dergisi, 2010 Eylül Sayı: 67 Yıl: 5
[2] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996- shf. 175
[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/cam-i-cem-ayin-hasan-bin-mahmud-el-bayati/76520
[4] https://www.semazen.net/sp.php?id=41
[5] A. Talat Onay, Eski Edebiyatta Mazmunlar, MEB Yayınları, İst. 1996- shf. 175