Hasan bin Mahmûd el-Bayâtî Fatih Sultan Mehmed ve II. Bayezıt dönemlerinde yaşamış olan bir tarihçidir. Eserinden ve Bayatı adından da anlaşıldığı gibi yazarın Oğuzların Bayat boyundan olduğu tahmin edilebilir. Yazarın Oğuzların Bayat boyundan olup uzun süre Tebriz’deki Dede Ömer Ruşeni Dergâhı’nda bulunmuş olduğu 886 (1481) yılında Şam hacılarıyla birlikte Hicaz’a gitmiş olduğu, orada yazdığı bir Farsça gazel münasebetiyle Şehzade Cem Sultan ile de tanışmış olduğu hakkında bilinen bilgiler arasındadır. Hayatı hakkında pek bir bilgimiz olmayan Bayati’nin elimize ulaşan Cem-i Cam Ayin adlı eseri onun bilinen tek eseridir. Bu eser Bayatî Hasan b. Mahmûd’un kaleme aldığı bir Osmanlı silsilenamesidir.
Bayatı bu eserini, Avni Fatih Sultan Mehmet ’in saltanatının son yılında, 1481 (h. 886)’da çıktığı bir Hacc yolculuğu esnasında padişahın küçük şehzadesi Cem Sultan’la karşılaşmış ve tarih ve “ensab” ilmine meraklı olan şehzadenin isteği üzerine yazdığını bu eserinde ifade etmiştir. Eserinin adı da bu sebepten Şehzade Cem Sultan’nin adını anacak şekildedir. Bizzat kendisinin naklettiğine göre bu eserini Oğuz name adlı ve bugün için elimizde olmayan bir esere dayanarak yazdığını belirtmiştir. [1] ( Bayâtî, a.g.e., vr. 6b-7a.) Bayati’nin yazmış olduğu bilgilerden yola çıkarak eserin bu gün için kayıp olan bir “Oğûz-nâme” nüshasına dayanılarak yazıldığı ortaya çıkmaktadır. Eser, Osmanoğulları’nın nesep silsilesini kronolojik bilgiler ışığında anlatmaktadır. Hasan el-Bayâtî, kitabın sebeb-i telif bölümünde ibu eserini ve Oğuzlar hakkında verdiği bilgileri elinde bulunan bir “Oğûz-nâme” nüshasından naklettiğini bizzat belirtmiştir.[2] Bu bilgilerden anlaşıldığı kadarıyla Bayatı bu eserini Oğuz nameden özetleyerek hazırlamış Cam-ı Cem Ayın adlı eserini Cem Sultan’a ithaf etmiştir.
“Müellif, Cem Sultan’ın Mısır’a dönmek üzere olmasından dolayı eserini bir hafta gibi çok kısa bir sürede tamamladığını belirtmektedir.”[2] Bayatı nin yazdığı bu ilk ve kısa nüsha daha sonra bizzat kendisi tarafından genişletilir. “Mısır’a giden Bayatî Hasan, orada iken Cem’in Roma’da başına gelenleri öğrenmiş ve Câm-ı Cem-âyîn’i tekrar ele alarak bazı ilâvelerde bulunmuştur. Günümüze eserin her iki şekli de intikal etmiştir.”Eser, II. Bayezıt’ın zamanında kaleme alınmıştır. II. Bayezıd’ın tarihçilerden büyük bir Osmanlı Tarihi yazmalarını istemiş olması ve Şehzade Cem Sultan’ın da bu çağrıyı desteklemesi üzerine yazılmıştır. Bayatı bu isteği en erken yerine getiren tarihçi olarak dikkati çeker.
Eser, içerdiği bilgiler nedeniyle büyük bir değer taşımaktadır. Nitekim söz konusu eserin Türklerin her peygamber döneminde İslam dinini tasdik ettiklerine ve Müslümanlıkla tanışmalarının bilinenin aksine, sonraki asırlarda değil, bizzat Muhammed peygamber döneminde gerçekleştiğini savunmaktadır. Eserdeki bu tarz bilgiler Reşîdüddin’in “Câmi’ü’t-Tevârîh”inde verdiği bazı bilgileri tasdik etmektedir. [3] Bayatı kendi zamanına kadar gelen her padişahın isimlerini isimlerinin manalarını, padişahların şahsiyetlerini tek tek anlatmıştır. Eserinde Türklerin nesebini, soy ağacını peygamberlerle bağlantılarını, Hz Muhammet zamanından beri Türklerin İslamiyet’le din ve soy olarak bağlantılarını anlatmaktadır. Ayrıca peygamberler, halifeler ünlü hükümdarlar ve ashaptan da söz eder. [4]
Eserin, Ali Emîrî Efendi tarafından Yanya’nın Delvino kazasında bulunan nüshası, Ali Emiri tarafından hicrî 1331 yılında “Nevâdirü’l-Eslâf” külliyatının 5. eseri olarak basılmıştır. [5]Daha sonraki yıllarda yine Ali Emîrî tarafından, eserin öncekine nispetle imla yönünden daha tam olan başka bir nüshası bulunarak Millet Kütüphanesi’ndeki Tarih koleksiyonuna katılmıştır. Ali Emîrî Efendi’nin kütüphanesine sonradan kazandırdığı bu ikinci nüsha, Fahrettin Kırzıoğlu tarafından sadeleştirilerek Atsız’ın “Osmanlı Tarihleri” içinde yayınlanmıştır. [6] (Türkiye Yayınevi, İstanbul, 1949.) Yakın zamana kadar yegâne nüshası Ali Emirî nüshasından ibaret sanılan eserin, Hakan Yılmaz tarafından yurt içi ve yurt dışı kütüphanelerinde yapılan araştırmalar neticesinde dört nüshası daha bulunduğu tespit edilmiştir. Ve mevcut beş nüsha karşılaştırılarak, Ali Emîrî ve Nûruosmâniye nüshalarının tıpkıbasımları ile birlikte transkripsiyonlu olarak neşredilmiştir.(İstanbul, 2007.) [7]Bu neşrin giriş kısmında, diğer Osmanlı kaynaklarında yer alan “Oğuz-nâme” kaynaklı bilgiler ayrıntılı olarak incelenmiş ve ayrıca metin kısmında “Câm-ı Cem-Âyîn”deki bilgilerle kıyaslanarak malûmat tenkidi verilmiştir. [8]
Sitemizdeki Tevarihler Gazanameler Gazavatnameler Zafername ve Selimnameler
İLGİLİ LİNKLER
Gelibolulu Ali Mustafa Hayatı ve Eserleri
Gelibolulu Ali Divanları ve Diğer Eserleri
Gelibolulu Mustafa Ali Kunhul Ahbar
Gelibolulu Mustafa Ali ve Nusretname Adlı Eseri
Bosnalı Sabit Zafername Ve Diğer Eserleri
Zafernamei Hazreti Sultan Murad Han Rahimizade İbrahim Çavuş
Suzi Çelebi Hayatı Mihaloğlu Ali Bey Gazavatnamesi
Tâcü't-Tevârîh Hoca Sadettin Efendi
Zafernamei Hazreti Sultan Murad Han Rahimizade İbrahim Çavuş
Goncaı Bâğı Murad Rahimizade İbrahim Çavuş
Rahimizade İbrahim Çavuş Kitabı Gencinei Fethi Gence
KAYNAKÇA
[1] Hasan bin Mahmûd el-Bayâtî, “Câm-ı Cem-Âyîn”, Ali Emîrî, Tarih, nr.: 203, vr. 2b.
[2] ] https://www.hakikat.com/dergi/158/hyilmaz158.html
[3] Abdülkadir Özcan, Cam- Cem Ayın, TDV İA , cilt: 07; sayfa: 43
[4] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/osmanli-tarihcileri-ve-eserleri-16-yuzyil/77058
[5] Abdülkadir Özcan, Cam- Cem Ayın, TDV İA , cilt: 07; sayfa: 43
[6] Abdülkadir Özcan, Cam- Cem Ayın, TDV İA , cilt: 07; sayfa: 43
[7] Abdülkadir Özcan, Cam- Cem Ayın, TDV İA , cilt: 07; sayfa: 43
[8] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/osmanli-tarihcileri-ve-eserleri-16-yuzyil/77058