Cem Sultan Divanları ve Diğer Eserleri

22.11.2014

 


 

 

 

CEM SULTAN’IN EDEBİ KİŞİLİĞİ

 

Cem Sultan, aynı zamanda devrinin tanınmış şairlerindendi. O daha çocukluk çağında şiir söylemeye başlamıştı. Cem Sultan’ın Farsça ve Türkçe iki divanı vardır. Türkçe şiirlerinin çoğunda bilhassa Ahmet Paşa’nın etkisi görülür.  Şeyhi ve Necati yolunda yazılmış şiirleri de vardır. [1]Genel olarak taklitçi bir şair olmakla beraber, üzüntülü zamanlarında özellikle gurbet yıllarında yazdığı çok başarılı lirik şiirleri de vardır. “Câm-ı Cem nûş eyle, ey Cem, bu Frengistan’dır” mısrasıyla başlayan ünlü kasidenin  Cem Sultan tarafından yazılmayıp yanlışlıkla ona isnat edildiği hakkında bir söylenti vardır. Farsça şiirlerinin çoğu İran şairlerine nazire olarak yazılmış bulunan  Şair Cem Sultan  ’ın Farsçayı çok iyi bildiği anlaşılmaktadır.[2]

 

Küçük yaşlarda Arapça ve Farsçayı öğrenen Cem, çevresindekileri hep şiirle uğraşan kişilerden seçmiş, etrafına Sa’dî, La’lî, Kemalî, Şahidî gibi şairleri toplamıştır. Şiirde Ahmet Paşa ‘yı örnek alan Cem Sultan, yazdığı şiirleriyle Türkçede olduğu gibi Farsçada da beğenilen bir şair olduğunu ortaya koymuştur. Lalası Gedik Ahmet Paşa,  hocası Mevlana Turabi idi. Bunlardan başka yanında, Hatibzade Nasuh Bey, Frenk Süleyman Bey, Celal Bey, şair Şahidi ve o devirde ilim sanat idare gibi alanlarda şöhret yapmış isimler bulunuyordu.

 

Cem Sultan şiirlerinde, daha ziyade vatan hasretini, aşk, tabiat, dinî ve tasavvufî konuları işlemiştir. Birçok şiirinde ayrı kaldığı vatanına duyduğu sevgi, ayrılık üzüntüsü açıkça belli olur. Sehi tezkiresinde Cem’in şiirlerinin hayal dolu olduğu, gazellerinin öğrtetici olduğunu söyler. Aşık Çelebi Cem şairlerinden olan Sadi’nin “ Kerem “ redifli bir kaside ile Divanı’nı  II. Bayezıt Adli’ye Cem’in bağışlanması için yolladığını söyler.7 4 beyitli bu kaside olumlu sonuç vermemiştir.  Aşık Paşa , Cem’in “ Raiye “ adlı kasidesinin o zamanlarda ünlü olduğunu belirtir.[3] Vatan Şairin geniş kültürü, şiir bilgisi, hassasiyeti, onun şiirlerine, zengin bir muhtevayla birlikte güçlü bir dış yapı da kazandırmıştır. Cem Sultan’ın Türkçe Divanı’nın birçok baskısı bulunmaktadır. [4]

 

Cem Sultan ile kardeşi  II. Bayezıt  arasındaki mücadele sadece savaş meydanları ve siyasi mücadele şeklinde de değil, edebi anlamda da devam etmiştir. Her iki kardeş birbirlerine şiirler yollayarak karşılıklı serzenişler ve imalar da bulunmuşlardır.  [5]Her ikisi de şair olan bu kardeşler arasında şiir yolu ile yapılan tartışmalar pek meşhur beyitlerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur.

 

Sen bisteri gülde yatasın şevk ile handan
Ben kül döşenen külhani mihnette sebep ne? ( Cem Sultan )

Bayezıt ( Adli’nin cevabı şudur )

Çün ( çünkü ) ruzu ezel kısmet olunmuş bize devlet
Takdire rıza vermiyesin bunda sebep ne?

Haccül haremeyn deyu davalar edersin
Ya saltanatı daniye için bunca talep ne  ( II.Bayezıt ) [6]

 

Birinci sınıf bir şair olmamakla birlikte edebi Mazmunları, kıssa, Hikaye ve Efsane:leri ve Divan Şairlerine has hayal unsurlarını çok iyi kullanmıştır. [7]

 

Cem Sultan’ın şiirleri yaşadıklarını, gerçek hayattan ruhuna yansıyan hüsran, hüzün, pişmanlık ve özlem duygularını şiire yansıtması bakımından özel önem taşır. Onun şiirlerine bakarak divan şairlerinin gerçek hayattan ve gerçek yaşamlarının ruhlarına yansıyan akislerinden uzak kalarak şiirler yazdıklarına dair genel kanaati çürütmek isteyenler için elle tutulur örnekler olabilecek şekildedir. Cem Sultan’ın şiirleri yaşadıklarını usaresi, özü olan hayatıyla ve duygularıyla birebir örtüşen şiirlerdir.[8]

 

Cem Sultan’ın şiirlerindeki hüzün adlı makalesinde Dr.Muhammet Kuzubas’ onun şiirlerini yorumlarken şu ifadelerde bulunur: “ Cem, Sultan’ın Divani’nin mana iklimine bakıldığında, onun pek çok dizesinde hayal kırıkları, kederler ve pişmanlıklar içerisinde boğulmuş bir çiğlik duymak mümkündür. Dolayısıyla da bu dizelerde hüznün hâkim bir duygu olduğunu sezmek zor değildir. Genellikle acı ve keder dizelerin bünyesine islemiş gibidir. Sair, gâh iç dünyasında kopan fırtınaları dile getirmiş, gâh geçmişte yasadıklarından kendisine düsen dersleri çıkaran bir insan edasıyla seslenmiş, gâh bütün olan bitenler karşısında mütevekkil bir mümin tavrıyla Allah’a sığınmıştır.”[9]

 

Cem Sultan, iyi bir Divan Şairİdir. Divan’ı ve  Hüsrev  ile Şirin adlı mesnevisi vardır. Divan’ı baştan sona neredeyse hüzünle doludur.

 

Cem Sultan’ın Türkçe divanının ilk ve son sayfaları (İÜ Ktp., TY, nr. 5574)

 

CEM SULTAN’IN ESERLERİ

 

TÜRKÇE DİVAN:

 

Cem Sultan’ın en öne4mli en tanınmış ve en sevilen eseri  Türkçe Divanısdır. Bu divanın İstanbul ve Anadolu kütüphaneleri ile özel kitaplıklarda çeşitli yazma nüshaları bulunmaktadır. Cem Sultan Divanının bilinen divanın bilinen on bir nüshası vardır.[10] Bu kadar nüshasının olması dahi şaiirn ne kadar sevildiğinin göstermesi bakımından önemliidir.

Aşık paşa, Cem Sultan’ın affedilmesi için “Kerem” redifli kaside ile “ Türkçe Divan’ını” babasına yolladığına dair bilgi vermesine göre Cem sultan divanını esaret yıllarında yazmış veya bitirmiş olmalıdır. Cem Sultan Türkçe Divanını babası II. Mehmet adına ( Fatih) düzenlemiştir.

Cem  Sultan’ın divanı hhakında  Münevver OKUR ‘un bir çalçışması vardır. Münevver OKUR, Cem Sultan, Hayatı ve Şiir Dünyası, K.T.B. Yay., Ankara. 1992.

Bu çalışmanın dışında Divanı hakkında en detaylı çalışmayı  İ. Halil Ersoylu yapmıştır. İ. Halil Ersoylu Cem Sultan’ın Divanı’nın çeviri yazılı metnini hazırlamıi divanın  tenkitli basımını yapmıştır. Divanın tenkitli baskısında  İki tevhit, bir münacat, iki na’at, dört kaside, bir terkibi bend, bir terci-i bend, 348 gazel, bir rubai, kırk bir muamma, ve on dokuz müfret bulunmaktadır. Cem Sultan Divanının İstanbul  Üniversitesi  kütüphanesi Türkçe yazmalar bölümü 5474 numarada kayıtlı  olan Türkçe Divânı  nüshasında Fâl-ı Reyhân-ı Sultan Cem adındaki eseri de ilave edilmiştir.

 

FARSÇA DİVAN.

Dört nüshasının olduğu bilinmektedir. Bursa Orhan Haraççı Kütüphanesi,  Topkapı Müzesi Kütüphanesi Revan 739 numarada, Süleymaniye Kütüphanesi Fatih Bölümünde 3794 numarada kayıtlı ,  Fatih Millet Kütüphanesinde 328 numarada kayıtlı . [11]Bursa nüshasını Türkçe Divanı ile birlikte İ.Hikmet Ertaylan, tıpkıbasımıyla yayımlamıştır. Prof. Dr. İsmail Hikmet Ertaylan, Cem’in Farsçayı Türkçeden iyi yazdığını kaydetmektedir.[12]

 

CEMŞİT- HURŞİT MESNEVİSİ

 

Bu mesnevi Ahmedi’den son ra Cem Sultan da Türkçeye çevirmiştir. Bu mesnevi 1958 yılında Münevver okur tarafından bulunarak bilim dünyasına tanıtılmıştır.

Cem Sultan’ın Divanı’ndan sonraki ikinci büyük eseridir. Henüz on yaşındayken İranlı şair Selmân-ı Sâvecî’den babası Fatih Sultan Mehmed adına tercüme etmiştir.  Cemşid ü Hurşid mesnevisinin iki nüshası vardır.

1) Kütahya Vahid Paşa Halk Kütüphanesi’nde Türkçe yazmalar bölümünde 166 numarada “Kitab-ı Cemşid ü Hurşid” adıyla kayıtlıdır.

2) Ankara İlahiyat Fakültesi’nde 18464 numarada kayıtlıdır.[13]

 

FAL’I REYHAN’I CEM SULTAN

 

48 Beyitten oluşan bu eserin içinde Cem’in adı geçmemesine rağmen Cem’in iki divanında da vardır. Bu yüzden Cem sultan’ın yazdığı düşünülen bu eseri İ.Hilmi Ertaylan tarafından “ FALNAME” adıyla yayımlanmıştır.[14]

Cem Sultan’ın bu küçük manzum eseri, Üniversite Kütüphanesi T.Y. 5474 numarada kayıtlı yazma Türkçe Divânı’nın sonundadır. Tamamı 48 beyit olan manzume bir “çiçek falı”dır. Aynı kütüphanede T.Y. 5547 numarada kayıtlı Türkçe Divân’ın yazma nüshasının sonunda aynı eserin ikinci nüshası bulunmaktadır. [15]

 

CEM SULTAN’IN ŞİİRLERİNDEN SEÇMELER

GAZEL : “ EY DOST”

Çün çekdi hatun yüzün üzere rakam ey dost
Ol hasret ile iki cihânı yakam ey dost

Rahm eyle bana cevr ü cefâ kılma igen kim
‘Aşkunda çeken bunca belâlar benem ey dost

Dâmânuna yapışup ayaguna düşerdüm
Kurtulsayıdı ger gam elinden yakam ey dost

Çün gelmez elümden ki rehâ bulam ölümden
Ancak buna kaldı ki yolunda ölem ey dost

Dirler ki kerîm işi keremdür n’ola ger
Cem Vaslun niâmından göre bir dem kerem ey dost

Vezni: mef’ûlü mefâ’îlü mefâ’îlü fa’ûlü

GAZEL:

Cân bilmezem ol turra-i Hindû’ya mı düşdi
Cân bilmezem ol turra-i Hindû’ya mı düşdi

Yâ bu dil-i gam-perver o ebrûya mı düşdi
Gözümde hayâl-i lebün eğlenmemek ister

Bilsem ne iver yohsa şeker suya mı düşdi
Görüp kadünün ‘aksini dîdemde didi dil

Ol serv-i çemen sayesi bu cûya mı düşdi
Bir lahza karâr idemez ansuz dil-i miskîn

Yohsa gene bu kamet u ebrûya mı düşdi
Âh ol dili Cem neyleye kim gamdan usanmaz

Vardı gene bir gözleri âhûya mı düşdi
Vezni: mef’ûlü mefâ’îlü mefâ’îlü fa’ûlün

İLGİLİ LİNKLERİMİZ

Cem Sultan  TÜM Şiirleri

KAYNAKÇA 

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar