24.04.2013
ÇÖMLEKÇİLİK
Çömlekçiliğin gelişmesi, göçebe avcı ve toplayıcı kavimlerin yerleşik hayata geçmesiyle başlamıştır. Anadolu’da ilk yapılan çömlekler 'Neolitik' döneme yani yaklaşık M.Ö. 7000'li yıllara dayanmaktadır. ( BkzTarih Öncesi Çağlar ve Uygarlığın Oluşumu) İlk yapılan çömlekler sargı-dolama usulü ile elde şekillendiriliyor ve pişirim ise genellikle açık ateşte yapılıyordu. M.Ö. 3000 yılında da çömlekçi çarkı bulunmasıyla çark üzerinde şekillendirmeler de başlamış oldu.
ÇÖMLEKÇİLİK, killi toprağın ve çamurun çeşitli aşamalardan geçirildikten sonra şekillendirilip, kurutularak veya fırınlanarak çeşitli araç gereç veya eşyalar üretilmesine çömlekçilik denilir.
Çömlekçilik Anadolu 'da çok eskiden beri yapıla gelmiş el sanatlarındandır. Çamur ve kilden yapılan çömlekçilik Anadolu’da kolaylıkla elde edilen hammaddelerden biridir. Çamur biçimlendirmeye müsait bir hammaddedir ve kırılmadan biçimlendirilebilir. Çamur çömleğin hammaddesidir.
Çömlekçilik çimdik, fitil, levha, modelleri şeklinde üretilen, Özlü çamurdan elle veya çömlekçi çarkından geçirilerek çeşitli ölçülerdeki kalıplara dökülüp form kazandırılan araç gereç yapma işidir. Çömlekçilik fırınlarda pişirilerek, sırlanan veya sırlanmadan yapılan toprak çanak, çömlek, kap, kacak, küllük, testi, vazo, küp vb. yapma sanatı olarak da tanımlanabilir.
Anadolu'da üretilen çömlekler genellikle sulandırılmış çamurla sırlanmakta, çömlekler açık ateşte pişirilmektedir. Çark üzerinde döndürülen çamura elle şekil verilerek yapılan çömlekçilik daha kullanışlı bir tekniktir. Geleneksel çömlek yapımı özlü çamurdan elle veya çömlekçi çarkından geçirilerek çeşitli ölçülerdeki kalıplara dökülüp çıkartılan çömlekler şeklinde iki türlüdür.
Bu bakımdan Geleneksel Çömlekçilik iki usulle yapılır:
a) Elle yapılan çömlekler
b) Çarkla yapılan çömlekler
Anadolu da Elle ve İlkel Yöntemlerle Yapılan Çömlekler
İlkel çömlekçilikle uğraşan köylülerimiz kap kaçağı kendi ihtiyaçları için yapmakta, yaptıkları bu işleri parayla satmaktan çok çevre köylerden başka ürünlerle takas etmektedirler. Örneğin bir güveci, bir güveç dolusu buğday, incir, üzüm ya da zeytinle değiştirebilmektedirler. Bu onlar için kendi ürünleri olan güveçleri parayla satmaktan çok daha kazançlı bir alışveriştir Ticari maksat taşımayan bu çömlek üretim şeklinde esas amaç kişisel ihtiyaçlar için üretim yapmaktır. Bu tip çömleklerde süsleme, biçimlendirme, desen hatta sırlama çabası ikinci planda kalır temel amaç ihtiyaçları karşılamak olmaktadır.
Bu tip çömlek yapımına ilkel çömlekçilik modeli de denilebilir. Bu tür çömlekçilik, çarksız döndürülebilen altlıklar üzerinde ya da çark olsa bile mili henüz yataksız olduğundan gene altlıklar üzerinde kilin elle biçimlendirilmesiyle yapılan işlerin, fırın kullanılmaksızın açık havada ya da tandırda tek pişirimle gerçekleştirilmesi şeklindeki çömlek yapım usulüdür. [1]
Bu yöntem Anadolu’nun pek çok yerinde halen kullanılmaktadır. Bu yöntemle üretilen çömlekler yerel alanda kalmakta, ticari bir meta haline gelmemektedir. Gelse bile bu ürünlerin üretimi çok az sayıda olmakta ve ekonomik bir değer taşımamaktadır. Zaten bu tip faaliyetleri ekonomik değil el sanatlarının devamı ve yaşaması bağlamında değerlendirmek gerekir.
Örneğin Eskişehir’in Mihalıççık ilçesi [[Sörkun)), sorkun köyünde kadınlar, Neolitik dönemde uygulanan teknikle çamuru şekillendiriyor, topraktan çeşitli eşyalar yapıyor ve aynı dönemin yöntemiyle çömleklerini açıkta pişiriyorlar. Manisa’nın Salihli ilçesine bağlı Gökeyüp köyündeki kadınlar da aynı şekilde çömlek üretmeye devam etmektedirler. [2]
Güneydoğu Anadolu’da dar dipli, geniş karınlı, dar ağızlı ve iki kulplu, “küp” denilen çok amaçlı çömlek çeşidi yaygın olarak kullanılmakta ve bunlar da geleneksel usullerle yapılmaktadır. Bu eşyalar genellikle siyah veya kırmızı renktedir. Turşu, yağ, sirke, pekmez, su, kavurma gibi yiyeceklerin saklanmasında ve taşınmasında da kullanılır. Bu tip çanak ve çömlekler Güneydoğu Anadolu’nun hemen her yöresinde köylüler tarafından kendi ihtiyaçlarını karşılamak için üretilmektedir. Günümüzde İzmir, Menemen, Erzurum, Nevşehir, Diyarbakır, Gaziantep, Kütahya, Urfa, Mardin illerimiz ve bu illere bağlı ilçelerde çömlekçilik mesleği dar bir kapsamda dahi olsa devam etmektedir. [3]
Mezopotamya da ortaya çıkan çömlek yapma yöntemlerin en ilkel şekli ile hala Anadolu'da kullanıldığını görmek mümkündür. Anadolu’nun birçok köyünde binlerce yıldan beri süregelen ilkel usullerle yapılan çömlekleri, ekmek ve balık saclarını yurdumuzun bir çok yöresinde görebilmemiz mümkündür. Bu çömleklerin bazıları yurtiçindeki birçok yere hatta yurtdışına dahi ulaştırılabilmektedir. [4]
İlkel yöntemlerle yapılan çömlekçilik ile teknik yöntemlerle yapılan çömleklerin yapım teknikleri esasında aynıdır. Sonuç olarak hazırlama, şekillendirme ve üretim aşamaları büyük benzerlik gösterir. Her ikisinde de ilk aşama çamurun hazırlanması ile olmaktadır.
Geleneksel yöntemlerle çömlek hamuruna üç şekilde biçim verilir. Birincisi, çömlek hamuru topağının oyularak el, silindir, mil, veya tokaçlama yöntemiyle biçim verilmesidir. İkincisi ise “kalıplama” tekniğidir. Kalıplama tekniğinin uygulamasına en güzel ve en bilinen örnek kiremit ve tuğla üretimidir. Üçüncü teknik “çekme” tekniğidir. Bu teknikte şekil verilecek olan çömlek hamuru dönen bir çarkın üzerine yerleştirilerek el ve çeşitli aletler yardımıyla şekillendirilir.
Çarkla Yapılan Ticari Çömlekçilik
Bu tip çömlekçiliğin temeli geçmişte de olduğu gibi ticaridir. Antik çağlarda bile çarkla yapılan çömleklerin üretimin kolay ve bol olabilmesi için ortaya çıktığı söylenebilir. Amfora, küp ve çanak çömlek ticaretinin antik çağlarda önemli bir ticari meta olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Şu halde bu yöntemin antik çağlarda da ticari amaçlar için kullanıldığını söylemek güç değildir. Çark ile yapılan çömlekçilik Mezopotamya uygarlıklarına Hititlere kadar uzanmaktadır. Çok sayıda çanak çömlek atölyesi bulunan Avanos’ta seramik ve çömlek yapım geleneği Hititlerden beri süregelmektedir. Anadolu’nun en büyük kral mezarlarından biri sayılan "Çeç tümülüsü, "AVANOS' taki yerleşimin ve çömlek yapımcılığının Hititlere kadar uzandığını; ispat eden önemli bir kanıttır.[5]
Günümüzde ise çarklı milli ve fırınlı atölyelerle yapılan ticari boyutlu çömlekçilik bazı yörelerimizde Kapadokya ve Avanos’ta olduğu gibi önemli bir iş koludur
Çark üzerinde yapılan çömlekçilikte çevreden alınan çamur, çamur yalağına koyulur. Buradan çıkarılarak, silindirden geçirilir ve yabancı maddelerden arıtılır. Daha sonra çırak alır ustanın önünde topaç yaparak çamuru çarkın üzerine yerleştirir. ve usta çamuru işleyerek arzu ettiği biçim ebat ve kullanıma uygun bir çömlek yapar. Bu çömleklerin belli bir bekleme ve olgulaşma süreci vardır. İşlenen çamurun hava şartlarına göre bekleme süresi ortalama 20 gündür. Bu süreç bitikten sonra işlenmiş çömlekler fırına istif olunur. 3 gün 3 gece odunla yanar. Ayar deliklerinden bakılarak, pişip pişmediği kontrol edilir. Piştikten sonra kapıları açılır, 2 gün soğumaya bırakılır ve ocak boşaltılır. Bu esnada ıskartalar sağlamlarından ayrılır.
Çömleklerin konulduğu fırınlar oldukça büyük ebatlı fırınlar olmaktadır. Normalde bir fırından 1500-2000 parça malzeme çıkar.
Bu tür çömlekçilik, kilin artık milli ve yataklı çarklarda merkez kaç kuvveti yardımıyla elle çekilerek biçimlendirilmesinden sonra dördüncü tipteki çömlekçi fırınlarında sırlı ya da sırsız pişirilmesiyle gerçekleştirilir. Avanos veya Anadolu’nun diğer yerlerinde yapılan çömleklerde üç tip çömlek yapım tekniği kullanılmaktadır. Bu yapım tekniklerine
Çimdik, fitil ve levha teknikleri adı verilir. Çömlekler bu üç teknikten birisi kullanılarak imal edilmektedir. Bu yöntemlerden biri ile yapılan çömleklerin şekil almasından sora kuruma ve fırınlama süreçlerine geçilir.
Ocaklardan çıkarılan kil, özel atölyelerde öğütme, su katma, karıştırma, elekten geçirme, filtreleme ve karma makinesinde karma gibi bir dizi hazırlık işleminden geçirilir; böylece art arda işlemlerle üretilen yoğrulabilir haldeki pasta, çömlekçinin kullanımına sunulur. Çömlekçi, çamur topağını (hamur parçası) çarka yerleştirmeden önce, bağdaşık (homojen) bir kütle elde edinceye kadar özenle yoğurur. Çünkü çarkta işleme (çevirme) sırasında, ürünün aynı kalınlıkta çıkmas, düzenli bir biçim alması ve işlendikten sonra kuruma ya da pişirme sırasında çatlama tehlikesiyle karşılaşmaması için, hamurun bütünüyle aynı yoğunlukta olması zorunludur. Sözgelimi, vazo yapmak isteyen çömlekçi, yeterince yoğurulup sıkıştırılmış hamur topağını çark tablasına yerleştirir. Çarkı çalıştırıp topağı tabla merkezine getirir; iki başparmağını topağın ortasına daldırıp yanlara doğru bükerek bir çukur açar. Böylece vazonun karnını ve dibini oluşturur; vazo kenarlarını belli ölçüde yükseltip, karın kesimine şişkinlik verir; sonra kenarları incelterek yüksekliği artırır; çarkta çevirme işlemini bitirdikten sonra, parçanın tabanını, bakır tel yardımıyla tabladan ayırır. Genellikle çömlekçi, çarkta ürettiği parçaya, iyice kurumadan, bitirme işlemi uygular; bu işlemle kil talaşlarını ve kırpıntılarını temizler, vazonun taban kalınlığını inceltir; biçimini düzeltir. Bundan sonra da vazoya son biçimini veren kulp, boğaz ve öbür süsler eklenir (yapıştırma).[6]
Bu tarz çömlekçilik ülkemizde en yaygın olarak Avanos’ta yapılmaktadır. Kapadokya bölgesinde, Avanos, Aksaray civarı ve Ürgüp dışında belli başlı çömlek üretim merkezleri Gaziantep
KALIP ÇÖMLEÇİLİK
Tuğla ve kiremit üretimi de esasında çömlekçiliğin bir dalıdır. Tuğla ve kiremit üretimi günümüzde artık geleneksel üretim tekniği üzerine çok şeyler katmış bir sanayi sektörü ve dalı haline gelmiştir
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/avanos-ta-comlekcilik/111116
[2] https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87%C3%B6mlek%C3%A7ilik
[3] SALİH GÜVEN, INALI ELLERDE TOPRAĞIN SANATTA DÖNÜŞTÜĞÜ KÖY!,,,,,SORKUNKÖYÜ,
[4] SALİH GÜVEN, INALI ELLERDE TOPRAĞIN SANATTA DÖNÜŞTÜĞÜ KÖY!,,,,,SORKUNKÖYÜ,
[5] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/tarihte-seramik-ve-comlekcilik/112053
[6] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/comlekcilik-yapimi-ve-teknikleri/111117
0
0
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın