Çulluk adlı roman, Mehmet Mahmut Yesari tarafından aynı senen yayımlanan Çoban Yıldızı adlı romanından sonra 1927 yılında yayımlanmış, Türk Edebiyatının işçi sorunlarını konu edinen ilk romanıdır.1927
Roman, İstanbul’daki Cibali Tütün Fabrikasında çalışan Murat’ın başından geçen serüvenleri anlatmaktadır. Orhan Kemal ’den çok önce, fabrika işçilerinin sorunlarını, çalışma koşullarını ve işçilerin dünyasını anlatan ilk romanımız olması ile önem taşımaktadır. Bu roman aynı zamanda Mehmet Mahmut Yesari’nin en tanınmış romanıdır. Bu romanı yayınlandıktan sonra romancı olarak ün kazanmaya başlayacaktır.[1]
Roman kahramanı olan Murat köyünden gelerek İstanbul’da iş bulup para kazanmaya çalışan Murat’ın yaşam çevrelerini aktarırken hem işçi sorunlarına hem de köy hayatına dayanan yansıtmalarıyla, ülkemizdeki farklı sosyal çevreleri tanıtan bir eser olarak dikkat çeker. Hem İstanbul’daki iş ve işçi çevrelerini hem de Anadolu’da bir köyde geçen serüveni aracılığıyla, Türk edebiyatına yeni toplumsal çevreleri işleme çığırını açan bir roman olmuştur. Romanın fabrikayı konu edinen bölümü, işçilerin yaşam koşullarını, insan ve iş ilişkilerini gerçekçi çizgilerle sergileyen realist bir roman örneğidir.
Kahramanın köyde sevdiği kızı kaçırması, genç kızın yolda ölmesi, delikanlının vurulması gibi olaylar merakla izlenmiş gerçekçi bir halk romanının hareketli sahnelerini oluşturur.
ROMANIN ÖZETİ
Olay İstanbul’da Cibali reji (tütün) fabrikasında başlar. Münevver, Behire, Murat, Piç Hayri aynı tütün fabrikasında çalışmaktadır. Tütün işçisi Murat, aynı fabrikada çalışan Münevver’e ilgi duymakta hatta onu sevmektedir. Fakat Murat’ın aklı memleketinde bıraktığı Esma’dadır. Esma’yı bir suyun yanında fildişi, tarakla saçlarını tararken görmüş güzelliğine dayanamayarak kendini önüne atmış ancak Esma’yı ürkütüp kaçırmıştır.
Murat’la, Münevver’in gönül ilişkisi olmuş ve bu ilişkide şeytana uyan Münevver Murat’ı umutsuzca beklemeye başlamıştır. Münevver bir taraftan fakirlikle diğer yandan da Murat’la daha önce gönül ilişkisi yaşamış olan İşyerindeki arkadaşları Halet, Gözlüklü Hikmet, Sarı Emine, Muhacir Şerife’nim kendisine attığı iftiralarla uğraşmaktadır. Piç Hayri Murat’ın yakın arkadaşıdır. Piç Hayri Murat’ın pansiyonunda kalan Sofya’ya âşıktır ve Murat’ın isteğiyle onun pansiyonuna taşınır. Murat köyündeki sevdiği kız olan Esma’ya benzediği için Münevverle gönül ilişkisi yaşamıştır. Münevver’i gördükçe Esma’ya benzetmektedir.
Hâlet’in dostu olan kabadayı Aziz ise Murat’la uğraşmaktadır. Murat bir güzel döver ama olay gazetelere yansıyınca işinden atılır.
Murat bu kavga sonunda fabrikadan çıkarılmış ve işsiz kalmıştır. Bunun üzerine babasının çağrısına uyarak köyüne geri döner. Babası bağlarına sahip çıkmasını umarken o bütün zamanını Esma’yı aramakla geçirmektedir. Çocukluğundan beri nişanlısı olan Esma’yı artık ona vermemektedirler.
Esma’ya ulaşmak için mert bir insan olmasına rağmen her türlü soysuzluğu yapmayı göze almıştır. Fakat bu yolun onu hırsızlığa ve katilliğe götürmesinden korkmaya da başlamıştır. Esma ise onu İstanbul’daki maceralarını duymuş olduğundan, Murat’a güvenmemekte onun bütün görüşme çabalarını boşa çıkarmaktadır. Esma’dan bir türlü kesin cevap alamayan Murat bir gün Esma’nın bulunduğu arabanın yolunu keser. Esmanın da kendisini sevdiğini anlayan Murat onu kaçırmaya karar verir. Esma’yı birden karşısında görünce onu atının üzerine atarak alıp kaçar.
Fakat Esma’nın yakınları onlara yetişmiştir. Ve Murat ile Esma’ya ateş açmaktadırlar. Esma nefes darlığı çektiği için bu heyecan ve yorgunluğa dayanamayarak Murad’ın kollarında can verir. Murat vurulmuş Esma hayatını kaybetmiş, Murat’ta yaralanmıştır.
Doktorların hayatından umut kestiği Murat hastaneden sağ olarak çıkar. Murat hastanede iki ay sonra gözlerini açar, kolunun omuz kemiği kırılmış, artık çolak ve topal kalmıştır. Üstelik Esma’yı kaçırma gününü, neler yaşadıklarını hatırlayamamaktadır. Murat hastanedeyken İstanbul’dan bir sürü mektup gelmiş, en sonunda ondan umudunu kesen Münevver, aynı iş yerindeki Bekir’le evlenmiştir. Piç Hayri ve Sofya arasında da aşk ilişkisi başlamıştır. Piç Hayri mektubunda Esma’dan bahsedince birden Murat’ın hafızası yerine gelir.
Su çullukları da yakalanınca böyle sessiz, onurlu ölürlerdi. Murat iyileştikten sonra acı anılarla gene İstanbul’a döndü. Ama çolak ve topaldı. Münvver de evlenmişti. [2][3]
Kaynakça
[1] Şahamettin Kuzucular, Mehmet Mahmut Yesari Hayatı ve Edebi yönü, https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/mehmet-mahmut-yesari-hayati-ve-edebi-yonu/74827
[2] Zahir Güvemli, Türk Romanları, 1954)
[3] https://yazarlikatolyesi.wordpress.com/culluk/