10.04.2016
DER-BEYÂN-I TASAVVUF GÛYED
Mefâîlün Mefâîlün Faûlün
Nedir dense tasavvuf de tezellül
Huşû ve meskenet sabr u tahammül
Tasavvuf küllî geçmektir özünden
Dahi incinmemekdir il sözünden
Tasavvuf Hakk yolundan çıkmamakdır
Tasavvuf kimse gönlün yıkmamakdır
Tasavvuf halk ile hulk-i hasendir
Bu söz ehl-i Hüseyn ile Hasandır
Tasavvuf az uyuyup az yemekdir
Hakk'ın esmasını çok çok demekdir
Bulandırma bulanma sûfi isen
Cefâ ve cevr kılma mûfî isen
Bulandıran bulanan sûfî olmaz
Cefâ ve cevr kılan mûfî olmaz
Tasavvuf hânını ol kim yemişdir
Geh es-sûfî ke'l- arz demişdir
Döker her kim ki yer üzre kabîhi
Yer andan bitirür türlü melîhi
Gül üstüne gül dökersin gül bitürür
Şakayık türetir sünbül yetirür
Öper ayağın üstünde duranın
Olur pâmâli başına uranın
Cefâ edene gösterir vefâyı
Ana gösterene eder senâyı
Eylenmez yırtüben verene zahmet
Verir karnın yarana türlü nimet
Yedirir lut-u putu luk urana
Söğüp söylemez üstünde durana
Ki yetmiş iki millet der ona bir
Beraberdir katında kûdek ü pir
Öper kucar iyi yavuz demez hîç
Ne âkildir ne zîrekdir ne hod kîc
Durur üstünde nice dağ u taşlar
Ne altından savuşur ne hod işler
Dede Ömer Rûşenî (1314). Âsâr-ı Aşk. İstanbul: Şirket-i Sahafiyye-i Osmaniyye Matbaası. 9.
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın