Ölümünden önce de sonra da çok okunduğu ve sevildiği anlaşılan Dede Ömer Ruşeni’nin eserleri Mevlana ve Mesnevi tesirleri altında yazılmıştır. Şiirlerinde dini tasavvufi muhteva hâkimdir. Dini tasavvufi konular, Peygamberler, Özellikle Hz. Muhammed’e olan sevgiyi dile getiren kasideler, naatlar, kıtalar ve ilahiler yazmıştır. Peygamberlerin hayatları, Velililerden kıssalar dini tasavvufi konulara emsal olarak verilen hikâyeler, Ferhat ile Şirin, Leyla İle Mecnundan telmihler de şiirlerinde rastlanılan unsurlardan bazılarıdır. Çok sayıda tuyuglar yazmış olmasından dolayı da tuyug şairi olarak sayabilmek mümkündür. Öğüt niteliği taşıyan gazel ve manzumelerinden başka din dışı konularda yazılmış bir kaç gazeli de bulunmaktadır. [1]
Dini tasavvufî mesnevileri de bütünüyle öğretici amaçlarla yazılmıştır. Mesnevileri, genellikle Divan nüshalarının başındadır. Çobanname, Mevlana’nın Mesnevi’sindeki Musa ile Çoban öyküsünün Türkçe nazma çekilmiş halidir. Neyname de Mesnevi’den esinlenerek yazılmış, Miskinname adlı eseri ise tasavvufî konuludur. Silsilename de ise Halveti tarikatının silsilesi sıralanmıştır.
DEDE ÖMER RUŞENİ’NİN ESERLERİNDEN BAZILARI
Divan
Dede Ömer Ruşeni ’nin eserlerinin hemen tamamında tasavvufî konular ele almıştır. Dede Ömer Rûşenî’nin Divanı’nda da işlenen konular tasavvufi konulardır. Tasavvuf (mistisizm), şairin şiirlerini yazmaktaki amacıdır. Bu yüzden şairn divanındaki şiirler de tamamen tasavvuf konuludur.
Divanında kasideler de bulunur Fakat Dede Ömer Ruşeni kasidelerini dahi devrin diğer şairlerinden farklı olarak tasavvufi amaçlar için yazmış Kasidelerini devlet büyüklerine övmek ve bu sayede de onlardan bir şey elde etmek amacı ile yazmamıştır.
Dede Ömer Ruşeni bir divan şairdir. Fakat aruzla yazdığı şiirlerinde dahi Yunus Emre , Hacı Bektaşi Veli , Ahmet Yesevi , Hacı Bayram Veli gibi heceye yakın bir eda ile şiirler yazmıştır. Halk şiirine yakın durmasına rağmen şiirinden de kopmuş sayılmaz. [2]
Hitap ettiği kesim olan halka uygun anlaşılır sade bir dille şiirler yazmaya gayret eden şair tabiata ve çevresindeki güzelliklere de duyarlıdır.. Bazı şiirleri ile çağdaşları olan Şeyhi veNecati Bey’i aratmayacak derecede başarılı olmuştur. Bu bakımdan Dede Ömer Ruşe’nin devrin en önemli şairleri arasında görmek gerekecektir.
Dede Omer Rûşenî Divanı’nın çoğu Türkiye’de olmak üzere 74 nüshası bulunmaktadır. Bunların tamamına yakını, külliyat halindedir. Yamalarının çokluğu ne kadar sevildiğine delalet etmeye yeter. Dewde Ömer Ruşeni’nin divanını Dr. Orhan Kemâl TAVUKÇU incelemiş, yazma nüshalarından sekiz tanesini karşılaştırarak ve şairin hakkında yapılan diğer çalışmaları da göz önünde bulundurarak divanının tenkitli metnini çıkarmıştır.
Nüfuzlu bir şeyh ve kudretli bir sanatkar olan Dede Ömer Rûşenî’nin Divanı’nda 7 kaside (ikisi Farsça), 87 gazel (iki tanesi Farsça); 6 musammat; 1 müstezad (Farsça); 3 kıt’a (biri Farsça); 114 tuyug; 3 mesnevi; 22 matla’ (biri Farsça, biri Arapça-Türkçe) ve müfret olmak üzere toplam 243 manzume bulunmaktadır. Kasidelerden ikisi Hz. Peygamber’in övgüsüne, biri de Halvetiyye tarikatının silsilesine ayrılmıştır. [3]
Rûşenî’nin şiirlerinde derin bir Peygamber sevgisi vardır. Bu sevgi şairin her şiirini adeta bir na’t haline getirmiştir. Nitekim yazmış olduğu 87 gazelin sekizinde bu sevgiyi dile getirmiştir. Divan’ın dikkat çekici yönlerinden biri, şairin birbiri ardına sıraladığı 45 tuyugla oluşturduğu hilyedir [4]
Çoban-nâme
Farsça dibacesinden anlaşıldığına göre Rûşenî Çobannâme’yi arkadaşlarının ısrarı üzerine Mevlânâ’nın Mesnevisi’ndeki “Kıssa-i Çoban bâ Mûsâ” başlığını taşıyan bölümden tercüme etmiştir. Şair, “eserin genel çerçevesini Mevlânâ’nın söz konusu eserinden almış, fakat yaptığı bazı değişikliklerle bu tercüme kokusunun gidermeye çalışmıştır” [5]
Çobannâme, bu bakımdan âdeta Dede tarafından meydana getirilmiş telif-tercüme bir eser hüviyetindedir. Dinî-didaktik bir eser olan Çoban-nâme, sade bir dille yazılmıştır. [6]Toplam 530 beyitten oluşan manzume, otuz altı başlık altında toplanmıştır. Çoban-nâme’nin yurt dışında ve yurtiçinde çeşitli nüshaları mevcuttur.
Çoban-nâme’nin tenkitli metni Hidayet Ünal tarafından yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır.
Miskinlik Kitabı (Miskin-nâme)
İçerik bakımından Mesnevi’nin tesiri altında kaldığı anlaşılan mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün kalıbıyla yazılan Miskin-nâme, adını miskin biriyle karınca arasında geçen bir hikâyeden almıştır. Kırk bölüm halinde düzenlenen Miskinlik Kitabı, 1181 beyitten oluşur. Tasavvufî bir mesnevî olan eserde Şeyh Şiblî’ye dair çeşitli hikâyeler, tasavvufun ve sûfinin tarifleri ve büyük mutasavvıfların görüşlerine yer verilmiştir. Miskin-nâme’nin 889/1484-85 yılında yazıldığı içindeki bir beyitten anlaşılmaktadır. Miskinlik Kitabı’nın çeşitli kütüphanelerde birçok nüshası bulunmaktadır. Eserin tenkitli metni Mustafa Uzun tarafından hazırlanmıştır. [7]
Ney-nâme
Mesnevi’nin ilk on sekiz beytinin tercümesi üzerine kurulan Ney-nâme Mevlânâ’nın övgüsüne dair 89 beyitlik bir medhiye ile başlar. Bu bölüm külliyatın bazı nüshalarında müstakil bir eser olarak değerlendirilmiş ve şiirlerin baş tarafına alınmıştır.
Eserde genel olarak fâ’ilâtün fâ’ilâtün fâ’ilün vezni kullanılmış, . ancalk yer yer (mefâ’îlün mefâ’îlün fe’ûlün ) kalıbına da geçilmiştir.
Kalem-nâme,Silsile-nâme-i meşâyıh adlı diğer mesnevileri ile Arapça yazılmış diğer bir çok mensur eserleri de vardır.
ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER
HZ MUHAMMEDE NAAT ADLI ŞİİRNDEN BİR BÖLÜM
Ey risalet bostanında hıraman serv-kad
Vay nübüvvet bahçesinde yasemin-bu-lale-had
Adı Ahmed bi-adedtir ya Nebiyyallah veli
Sen bir Ahmed’sin ki, senden görünür nur-ı ehad
Sad, aynın (gözün); mim, ağzın; dal, zülfün göreli
Ya Nebi, gitmez dilimden bir nefes zikr, hamd
Enbiyanın herbirinin var nihayet ilmine
Hak sana verdi ki, ilim ve hikmette yok had ve hudud
Ruşeni biçare zulmette kalırdı ya Nebi
Ana “mim” ağzınla, iki “dal”ın olmasa meded
———-
Biz çü rindüz ne savm var ne salât
Bize kallâşuz añma hacc ü zekât
Her ki savm u salâtı terk itmez
Bulamaz hîç iki cihânda necât
Kılmamaga salâtile savmı
Virenüz yazuben siccîl ü berât
Rûze bizüm teyemmümüz komadı
Misl-i Ceyhûn u Nîl ü Şatt ü Fırât
Katl-i nefs itmişüz bilüb anı kim
Her ki bunda öldi buldı anda hayât
Hasenât[ı] ba’îd-i seyyi’edür
Seyyi’âtı mukarrebüñ hasenât
Hakka minnet salât u savmı bilüb
Virenüz hoş Muhammede salavât
Biz dahı bir ‘alâ hide kavmuz
Bî-salât u zekât u bî-savmuz
———–
Biz gerçi ki tınmayub hamûşuz
Sen sanma bizi ki bî-hurûşuz
Mutrib ne ki diriseñ di hoşdur
Biz hak söze cümle gûş u hûşuz
Abdâl-ı keneb-h?âruz gehî biz
Geh pâk-tirâş u bâde-nûşuz
Geh cavlâkîyüz gehî kalender
Geh Hayderî gâh post-pûşuz
Geh rind-i kumâr-bâz u nerrâd
Geh şâh-ı melâ’ike cuyûşuz
Geh şîr-i peleng-efgenüz biz
Geh gürbe-i dehr elinde mûşuz
Geh Halvetî-yi tarab-nümâyuz
Geh Mevlevî-yi safa-fürûşuz
Sûretde egerçi biz gedâyuz
Ma’nâda velîk pâdişâyuz
Dede Ömer Ruşeni Hayatı Eserleri
Dede Ömer Ruşeni Miskinname Çobanname ve Divanı
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/dede-omer-ruseni-hayati-eserleri/74966
[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/dede-omer-ruseni-hayati-eserleri/74966
[3] Dr. Orhan Kemâl TAVUKÇU, DEDE ÖMER RÛŞENÎ Hayatı, Eserleri, Edebî Kişiliği ve Dîvânının Tenkidli Metni, https://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10601,dede-omer-rusenipdf.pdf?0, shf, 34
[4] Dr. Orhan Kemâl TAVUKÇU, DEDE ÖMER RÛŞENÎ Hayatı, Eserleri, Edebî Kişiliği ve Dîvânının Tenkidli Metni, https://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10601,dede-omer-rusenipdf.pdf?0, shf, 34
[5] Ünal, Hidayet; Rûşenî Ömer Dede’nin Çobân-nâme Mesnevisi (İnceleme-metin), BasılmamışYüksek Lisans Tezi, Atatürk Ü. SBE, Erz., 2003, 1
[6] Dr. Orhan Kemâl TAVUKÇU, DEDE ÖMER RÛŞENÎ Hayatı, Eserleri, Edebî Kişiliği ve Dîvânının Tenkidli Metni, https://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10601,dede-omer-rusenipdf.pdf?0, shf, 34
[7] Dr. Orhan Kemâl TAVUKÇU, DEDE ÖMER RÛŞENÎ Hayatı, Eserleri, Edebî Kişiliği ve Dîvânının Tenkidli Metni, https://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10601,dede-omer-rusenipdf.pdf?0, shf, 36