Devri Kamer Nedir ve Şiirimizde Devr-i Kamer

01.10.2015

DEVR-İ KAMER ( Ay devri)

 

Eskilerin inancına göre âlemin bir devir müddeti vardı ve bu müddetin her biri 49. 000 sene sürüyordu. 49. bin yıllık müddet yedi devre ayrılıyordu. Bu yedi devrenin her bir devir müddeti Seba-ı seyyare denilen gökteki en önemli yıldızlar olan Satürn, Jüpiter, Mars, Güneş, Venüs, Merkür ve Ay (o devirlerdeki isimleriyle Zuhal, Müşteri, Mirrih, Şems, Zühre, Utarid ve Kamer) tarafından idare ediliyordu. ( bkz Ay Mah Mihr Nedir Edebiyatta Spihr Bedir Kamer )


Bir devre 49. 000 yıl sürüyor,  bu süre yedi yıldızın devirlerine bölünüyor, her yıldızın devri 7.000 sene devam ediyordu. “ Her yıldız için süren 7. 000 yıllık her bir devrenin ilk bin yılını yedi seyyareden biri müstakil olarak idare ediyor, diğer altı bin seneyi ise diğer seyyarelerle birlikte müşterek[1]“idare ediyordu.( bkz  Burçlar Felek Kıran İnançları Divan Şiiri ve Hayata Etkileri )

Eskilerin inancına göre birinci devrin ilk bin yılı Zühal ile başlamıştı ve bu yüzden ilk devre Devr-i Zühal denmiş, Hz Âdem bu devre de dünyaya geldiği için bu devre Devr-i Âdem de denilmiştir. Hazret-i Âdem devrinden Hz Muhammed’in dünyaya geldiği Kamer Devrine kadar, Zuhal, Müşteri, Mirrih, Şems, Zühre ve Utarid devreleri bitmiş, son 49. Bin yılın son devresi olan Kamer devri gelmiş olur. Yani “Peygamberlerin getirdiği ahkâm da bu zamana ve bu seyyarenin hükümlerine bağlı olarak düşünül” [2]düğüne ve Hz Muhammet son peygamber olduğuna göre Kamer devri son devredir. “Kur’an’ın hükmü ayın devri tamamlanıncaya kadardır. Ayın devri ve hükmü kıyamette tamamlanacaktır[3]

Eskiler, en önemli yedi adet yıldızın her birinin bir devrinin bulunduğuna,” bu devirlerin bin veya yedi bin yıl sürdüğüne ve kıyametin bütün bu devirlerin tamamlanmasından sonra kopacağına inanırlardı.” [[4]Eskilerin inancına göre diğer seyyarelerin devri bitmiş ve son devir olan kamer devri gelmiştir. Tedbir ve idare artık Kamer’e ( Ay’a) gelmiştir.

İçinde bulunduğumuz devir 'Devr-i Kamer' yani Ay'ın devir zamanıdır. Ay’ın müstakil olarak idare ettiği ilk bin yılda Hz. Muhammet dünyaya gelmiştir. O halde Hz. Muhammed’in doğumunun da gerçekleştiği ilk bin yılı Kamer tek başına idare etmiş. Ama bu bin yıl bittiği için kalan altı bin yıllık devreyi kamer, diğer yıldızlarla müşterek idare edecektir. Yani eskilerin inancına göre kıyamet içinde bulunduğumuz bu Kamer devrinde gerçekleşecek, kıyamet alametleri bu devrede ortaya çıkacak bu devre yedi bin yıl süreceğine göre yaklaşık beşbin beşyüz sene  sonra  kıyamet kopacaktır. Âhir zaman da denilen bu devirde fitne de artacaktır. Klasik Türk şiirinde bu yüzden ay ile fitne veya fitne-i âhir zaman birlikte kullanılmıştır (Çelebioğlu 1998: 682, Pala 2003: 53) [5][6]İslam inancına göre kıyamet kopunca yıldızlar gökten yere dökülecek, dağlar eriyecek vb. dir.

Eskilerin telakkilerine göre bütün ruhlar sekizinci kat gökteki yıldızlardan ayrılarak bu âleme gelmişler ve yine oraya gideceklerdir. Yani her ruh o gökteki bir yıldızdan kopmuştur. Binaenaleyh insanların üzerinde, ayrılan sabit bir yıldızla ana rahmine düştüğü dakikada doğan bir seyyar yıldızın tesirleri vardır. Gökteki yedi yıldızdan her biri haftanın bir gününe ve her günün sıra ile bir saatine hâkim farz edilirdi. Bir iş görüleceği zaman hâkim yıldızın saati beklenirdi ki muvaffakiyet için şart sayılırdı. Bir çocuk doğunca saate göre hâkim yıldız tespit olunur, çocuğun yıldızı sayılırdı. Bu yıldızın vaziyetine göre çocuğun hayatında inkılâplar olacağına inanılırdı.” [7]

Devr-i Kamer tasavvuru doğal olarak İslam Astrolojisi ile birlikte Divan şiirine de geçmiş bu tabir şairlerimizin şiirlerinde sık sık karşımıza çıkmıştır. Şairlerimizin 'devr-i kamer' sözüyle kastettikleri, ayın ard arda on iki burca girmesinden meydana gelen devir değil, doğrudan doğruya Devr-i Muhammedi, yani Hazreti Muhammed'in devri, zamanıdır. Kamerî yılda ayların başlangıcı hilâlin görülmesine (rü’yet-i hilâl) bağlıdır. Ramazanın başlangıcı da hilâlin tespitiyle oluşur. . Bu hadiseler de devri kamer mantığı içinde işlenen konular olmuşlardır. Bu anlayışlar halk inançlarına da girmiş zaman zaman halk şiirimizde de gözükmüştür.

  • Ter müşg ile yazmış yüzün üstine hatt-ı ‘anberîn
  • Devr-i kamerde fitne-i âhir zamân virmiş sana        Amrî (Çavuşoğlu 1979: 37)

  • Hüsn âhır oldı gird-i hadinde belürdi hat
  • Devr-i kamerde fitne-i âhir zamânı gör                   Nev’î (Tulum, Tanyeri 1977: 268)[8]

Devr-i Kamer ‘de kıyamet alametleri görülmeye başlayacak Deccal çıkacak Ye’cûc ile Me’cûc kavmi de gelecektir. Bu bakımdan Devr-i Kamer ile birlikte, Deccal, Hz İsa, Mehdi, Ye’cuc ile Me’cuc vb konuları birlikte işlenir, Deccal çıkacak İsa Dünya’ya yeniden gelecek, Mehdi ve ordusu Deccal’ı ortadan kaldıracak vb dir. Halk deyimlerindeki ahir zaman alametleri de bu inançların ürünüdür.

  • Rîze-i mülk-i Hıtâ mı bu hat-ı ‘anber-feşân
  • Leşker-i Ye’cûc mı yâ fitne-i âhir zamân       İshâk Çelebi (Çavuşoğlu, Tanyeri 1990:)[9]

Sevgilinin yüzündeki ayva tüylerini Ye’cûc kavminin âhir zamanın fitneleri ve askerlerine benzer.

  • Doludur fitne kamer devri vü tahkik bu kim
  • Gözünü efsunu ider bu kamu efsaneleri           Ahmedi

Tahkik edenler görür ki halk arasında kamer devri ile ilgili çok efsane vardır. ( fitne ve fesatın çıkması ile ilgili ) Hakikat bu ki gözün bütün bu efsaneleri bakanlara anlatıyor.

  • Yârin yüzünde her gece gül yaslanır yatır
  • Devr-i kamerde zülfü ne hoş kâmrân imiş    Ahmed Paşa

  • Devr-i kamerde fitneler uyarır uykudan
  • Nergisleri çok sürmesin naz eder diriğ        Ahmed Paşa

  • Gerdun -u duna akil isen itme itimat
  • Dönsün piyale devr-i kamerden budur murad     Baki

  • Aşup düşdü bezme tutuldu o âfitâb
  • Devr-i piyale, fitne-i devr-i kamer midir.      Nedim

  • Yâr sakì olsa derdim meclise devr-i kamer
  • Cam sunsa kevkeb-i mesûd derdim badeye     Taşlıcalı Yahya

  • Şafak sanma giymiş al eteklik çeng-i Nahid
  • Oyunlar gösterir devr-i kamer hükmünce bâlâda    Sünbülzade Vehbi

Sanamaki şafakat Nahid ( Zühre- Venüs ) al eteklik giymiş çengiler gibi oynuyor. Devri kamer vakti hükmünce bâlâdı ile ( tennure ) eteklerle oyunlar gösteriyor.

Astroloji İle İgili Linklerimiz 

KAYNAKÇA

  • [1] A. Talat Onay, Edebiyatımızda Mazmunlar, MEB 1996, İst. Shf 187
  • [2] Âmil Çelebioğlu, Ay, DİA, cilt: 04; sayfa: 188
  • [3] Âmil Çelebioğlu, Ay, DİA, cilt: 04; sayfa: 188
  • [4]  Murat BARDAKÇI, Peygamberin eşinin türbesini kazmalarla dümdüz ettiler , https://webarsiv.hurriyet.com.tr/2000/12/07/
  • [5] ÇELEBİOĞLU, Âmil (1998), “Kültür ve Edebiyatımızda Ay”, Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları, İstanbul: MEB Yay
  • [6] PALA, İskender (2003), Ansiklopedik Divân Şiiri Sözlüğü, İstanbul: L&M Yay
  • [7] A. Talat Onay, Edebiyatımızda Mazmunlar, MEB 1996, İst. Shf 501
  • [8] Hakan YEKBAŞ, KLASİK TÜRK ŞİİRİNDE BAZI HALK İNANIŞLARI, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 20, Sayı: 1, Sayfa: 155-184, ELAZIĞ-2010
  • [9] Hakan YEKBAŞ, KLASİK TÜRK ŞİİRİNDE BAZI HALK İNANIŞLARI, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 20, Sayı: 1, Sayfa: 155-184, ELAZIĞ-2010

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar