ESERİN YAZARI KONUSU DÖNEMİ TÜRÜ HAKKINDA
Emma, İngiliz asıllı yazar Jane Austen tarafından yazılmış ve ilk baskısı 1815 yılında yapılmış olan bir romandır.
Kadınların hayatına ve duygusal dünyalarını alaycı bir yaklaşımla dile getiren romanlar yazan Jane Austen ‘in bu romanı özgün adı Pride and Prejudice Aşk ve Gurur veya “Gurur ve Önyargı “ adlı eseri ile birlikte en önemli romanı olmaktadır.
Bir çok yazara göre e William Shakespeare’den sonra İngiliz Edebiyatının en önemli ikinci yazarı olarak kabul edilen Jane Auste ‘in dünya klasikleri arasında kabul edilen Emma adlı romanı yayınlandığı yıllarda çok büyük bir ilgi görmemiş ama bu roman yazarın ölümünden sonra oldukça sevilmiş ve pek çok dile de çevrilmiştir. " William Shakespeare sonra en büyük İngiliz yazar" olarak değerlendirilen Jane Austen, Emma adlı romanında yaşadığı Viktoria Döneminin sosyal hayatını, kadın, evlilik, sosyal statü ilişkilerini ve insanların düşünme karar verme davranma niteliklerini başarı ile ortaya koymuştur.
Romanlarında heyecanlı vakalardan ziyade insanların statülerine göre aldığı tavırlar, düşünme ve karar verme süreçleri üzerinde yoğunlaşan bir yazar olan Jane Austen, bu romanında da akıcı bir dil kullanmış, vaka kısırlığına rağmen tavır, düşünme, karar verme ve olayları yorumlama gücü ile okurlarını tesiri altına almayı başarmıştır.
Jane Austeni bu romanını otuz dokuz yaşındayken tamamlamış ve "Emma" adlı romanını en sevdiği romanı olarak duyurmuştur. İngiliz edebiyatının modern romancılığının kurucusu olarak kabul edilen Jane Austen bu ve diğer romanlarında gündelik hayatı ironik bir biçimde ele almış, romanlarında kadın karakterleri öne çıkarmıştır. Yazarın; "Aşk ve Gurur", "Emma" gibi romanları dünya klasikleri arasına da girmiş filme de uyarlanmışlardır
Emma adlı romanındaki Emma karakteri gibi hiç evlenmemiş bir yazar olan Jane Austen 18 Haziran 1817'de ve sadece 42 yaşında iken kanser nedeni ile hayat gözlerini yummuş ve Winchester Katedraline gömülmüştür.
Kitabın Konusu
Annesi ölünce babası tarafından şımartılarak büyütülen Emma, babasını yalnız bırakmamak için kendisi evlenmeyen ama etrafındaki tüm genç kızlara koca bularak onları evlendiren bir bayandır. Evliliğin insanları sosyalleştirdiğine inana Emma, bir kız arkadaşının yapacağı evliliğe olumsuz bir yönden engel olur. Fakat bu kararında haklı olup olmadığı ile yüzleşmek zorunda kalacaktır.
Kitabın Ana Fikri
Özgüven, akıl ve statüye dayanan her karar doğru olmaya bilir. Verilen yanlış bir karar hem karar vereni hem de çevresindeki herkesin hayatını yanlış yola sokabilir.
Kitabın Özeti
Emma, henüz çok küçük bir yaşta iken annesi ölmüş, babası tarafından Hartfield'de büyütülen bir kızdır. Annesinin ölümü üzerine büyük bir yalnızlık ve boşluğa düşen Emma’yı babası büyütmektedir. Fakat babası Emma’yı çok şımartmakta ve üstüne titremektedir.
Emma, babasının aşırı alakasından dolayı birazcık şımartmış hatta biraz da kendini beğenen bir genç kız olarak yetişmiştir. Büyüdükçe güzel bir genç kız haline gelen Emma babasının da sayesinde pek çok meziyet ve yeteneğe de kavuşmuştur. Çok sayıda meziyeti ve güzelliği neden ile de kendini beğenmişlik kusuru dikkati çekmeyen bir yanı olarak kalmaktadır.
Hartfield’de yaşayan Emma ‘yı yetiştiren kadın ise Emma’nın mürebbiyesi olan Miss Taylor’dur. Miss Taylor, aynı zamanda Emma’nın en yakın dostudur. Emma , Mis Taylor’un hem gözetiminde hem de dostluğu ile büyümüş Babası ve kendisinin bir parçası haline gelmiştir. Fakat bir gün Mis Taylor da evlenir ve Emma tamamen yalnız kalır.
Emma, Mis Taylor’u Mr. Weston adında bir centilmenle tanıştırmış ve evlendiği için evden taşınan Mis Taylor artık Mrs. Weston olmuştur. Emma, ise babasını üzmemek ve babasını yalınız bırakmamak düşüncesindedir. Bu nedenle asla evlenmemeye karar vermiştir. Öyleki babası ölene kadar evlenmeyecek babası öldükten sonra da dostları ile mutlu bir hayat sürdürecektir. Çünkü ablası Isabella evlendiğinde babası çok üzülmüş, bu nedenle de babasını yalnız bırakmamaya karar vermiştir.
Mr. Taylor ‘un Mis Weston olarak evden ayrılması Babası ve Emma’yı oldukça üzmüştür. Lakin hayatın bu kanunu karşısında buna rıza göstermektedirler. Kendisi evlenmemeye karar verse de Emma çevresindeki tüm kız arkadaşlarına uygun koca adayları bulmakta ve onların evlenmelerini sağlamaktadır.
Emma, kısa bir süre sonra kendisine başka bir arkadaş daha bulmuştur. Bir gün bir davet iyi yürekli bir kızcağız olan Miss Harriet Smith ile tanışır. Emma, bunun üzerine Harriet’in mürebbiyesi olmaya karar verir. Şimdiki uğraşı Harriet’i görgülü, zeki ve kibar bir hanımefendiye dönüştürmek ve onu uygun biri ile evlendirmektir.
Emma, ablası Isabella gibi babasını yalnız bırakmamak amacındadır. Babası zengin ve varlıklı biridir ve babası öldükten sonra ise paraya ihtiyaç duymayacaktır. Kendisi evlenmese de çevresindeki hanımları evlendirmekteki diğer bir amacı da budur. Emma böylelikle etrafında geniş bir dostluk çevresi oluşturmak amacındadır.
Emma Harriet'i çok sevmekte onu olukça iyi yetiştirmektedir. Harriet, yetenekli bir kızdır ve çok kısa sürede tam bir hanımefendi olmuş ve herkes tarafından takdir edilen genç ve eğitimli bir hanım haline gelmiştir.
Mr. Robert Martin bir zamanlar Harriet’in sevdiği ama o zamanlar Harriet’e ilgi göstermeyen bir adamdır. Fakat Harriet, oldukça bakımlı, eğitimli ve kibar bir hanım haline dönüşünce Mr. Robert Martin bile Harriet’e talip olur. Harriet de onu yakışıklı ve dürüst biri olarak görmekte Robert ile evlenmeyi tasarlamaktadır. Fakat Emma, bu izdivaca karşı çıkar. Çünkü Mr. Martin’in maddi geliri iyi olsa da o bir bir çiftçidir ve Emma arkadaşı Harriet’in bir çiftçi ile mutlu olamayacağını düşünmektedir.
Bu nedenle Emma, arkadaşı Harriet'e layık olmadığını düşünerek Martin ile evlenmesine karşı çıkar. Hatta Harriet’i bu evlilikten de vaz geçirmeyi de başarır.
“Eğer bir kız kendine evlenme öneren bir erkeğe evet mi, hayır mı diyeceğini bilmiyorsa, hayır, demelidir. Öyle ya, dünya evine böyle bocalama, kuşku içinde girilmez. İnsan hiç düşünmeden kabul edebileceği bir erkeği beklemelidir.”
Woodhouse'ların aile dostu olan Mr. Knightley oldukça yakışıklı ve zengin bir adamdır. Mr. Knightley, Robert Martin ile Harriet’in evlenmelerine engel olan kişinin de Emma olduğunu fark etmiştir. Bunun üzerine Mr. Knightley bu konuyu Emma ile konuşur.
“Karşısındakinin gözüne girmek için elinden geleni yapan bir adam bence, üstün nitelikli olup da umursamayan bir adamdan daha çok başarı kazanabilir.” Emma, kendi statüsüne kendini fazla kaptırmış, zeki ve güzel bir kız olduğu halde bu kararı ile yanıldığını kabul edememektedir. Oysaki zekâsı ve kendine aşırı güveni ile hem kendisini saçma bir duruma düşürmüş hem de etrafındaki dostlarını oldukça sıkıntıya sokmuştur.
Mr. Knightley Emma'nın hata yaptığını anlatmaya çalışır. Hatta Emma’yı kusurları ile de yüzleştiren, onun kusurlarını da yüzüne söyleyen tek kişi olmuştur.
Emma Mr. Knightley sayesinde hem kusurları hem de yanılgıları ile yüzleşmeye başlamıştır.