Aba
Yıkanmış, taranmış yün yapağıdan dokunup dövülüp, preslenerek keçe yapım tekniği ile elde edilen kalın bir kumaştır. ( BKZ Aba Kumaş ve Elbise) İnce keçeye benzeyen aba, iklimi sert ve soğuk yörelerde cübbe, hırka, potur, çakşır, terlik olarak, askeri birliklerde de giyim eşyası, tozluk ve dizlik olarak kullanılmıştır. Balıkesir eskiden aba yapımı ile meşhur olmuş bu ilin abaları çok tutulmuştur. Bu kumaştan hırka, cübbe, üstlük, terlik ve aba adı verilen cübbe benzeri uzun elbise ve çoban giysileri yapılmıştır. “ Doğu Anadolu’da bazı çobanların üşümemek için giydiği önü açık ve düğmesiz kalın üstlüğe de Aba denir. Bunların daha kalınlarına ise Kepenek denir. Kepenek ise sırtta taşınan, başlıklı, kalın, paltoya benzeyen keçeden yapılmış kolsuz bir giyecektir. “[1]
Abalar gösterişsiz ve ucuz olduğu için dervişlerin tercih ettiği bir giysi olmuş, aba dünya malına önemsemeyen rintlerin üniforması gibi görülmüştür. [2]
Hz Peygamber ve sahabelerin aba giymesi dervişlerin de abayı tercih nedenlerinden biridir.
Rahmân iken muallimin ümmî kodun adın
Sultan iken dü-kevne kabâçen durur abâ Şeyhi
“Sana, Rahman olan Allah muallimken, adını “ümmî” koydun; İki dünyaya sultan iken sırtına aba giydin”
Zinet-i dünyaya aldanma didü hayr’ul beşer
Çar – yar ile bize Al-i aba ibret yeter Taşlıcalı Yahya
Derun erbabı almaz bir pula zerbeft-i dibayı
Hakikat düşüni tezyin edüp sade abalara Naşid
Sünni ve Alevi kaynaklardan elde edilen bir rivayete göre Hz Muhammet Ümmü Seleme’nin evinde iken “ Ey Ehl-i Beyt , Allah sizi kusurlarınızdan arındırıp tertemiz yapmak ister” mealindeki 33. ayet nazil olmuş, Bunun üzerine (s.a.s.), Hz Fatıma, Hz.Ali, Hasan ve Hüseyin’i abasının altına alıp dua etmiştir.[3] ( bkz: Pençe-i Al-i Aba Nedir Hamse-i Ali Aba Ali Âba Ehl-i Kısa )
Ehl-i Beyt ev halkı anlamına gelmektedir. Ev halkı yani Ehl-i Beyt kavramı ise Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den oluşmaktadır. [4]Ehl-i Beyt halk arasında Pençe-i Al-i Abâ olarak da adlandırılır. Pençe-i Âl-i abâ” adı verilen elin başparmağı Hz. Peygamber'i, işaret parmağı Ali'yi, orta parmağı diğer parmaklarda Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’i gösterir. [5] ( BKZ Pençe-i Al-i Aba Nedir Hamse-i Ali Aba Ali Âba Ehl-i Kısa
Bu terim dini tasavvufi divan ve aşık şiirinde sık sık kullanılmıştır. Alevi Bektaşi şairleri özellikle bu terimi şiirlerinde kullanmaya özen göstermişlerdir.
Aba'nın siyah renkli olanına kebe denmiştir. Kebe yünlü kalın kilim, kaba kumaştan yapılmış ceket, palto, aba, keçe anlamına da gelir.
Muhammed Ali’nin kullarındanım
Al-i Aba nesli Haydaridenim
İmam-ı Caferi mezhebindenim
Derdimend Hatayi ihsana geldi. Hatayi
Aseli
Bal renkli bir kumaştır. Yahudiler ayırt edilmek için omuzlarına sarı renkli bir kumaş takarlarmış ve buna da aseli derlermiş. [6]
Abani:
Sarımtırak zemin üzerine açık turuncu ipekli süslemelerin işlendiği bir tür eski kumaştır. Sözlüklerdeki tarifi: ipekten, sarımtırak dallı nakışlarla kasnakta işlenmiş bir tür beyaz kumaştır. Abani sarıya çalan beyaz zemini üzerine açık turuncu ipekle süslemelerin işlendiği bir kumaşa verilen addır. Abani kelimesinin sarı renkli olması ile alakası olmaktadır. Abani kumaş sarık, bohça, kundak , hırka, gömlek ve yorgan yüzü yapımında kullanılan, zemini beyaz, üzerinde safran renginde nakışlar bulunan ipekli bir kumaş olarak bilinir. [7]
Bu tür kumaştan yapılmış başörtülerine de abani dendiği bir tür başörtüsü ve yazma çeşidi de olduğu Bursa abanilerinin eski devrilerde oldukça beğeni gördüğü anlaşılmaktadır. ( BKZ Abani ve Abal Kumaş)
Fikri Salman, abani ve abani kumaş hakkında şu bilgileri vermiştir. “ Abanilerin, etna ve ala olmak üzere iki türü vardı. Etna pamuktan ipekten dokunurdu. Bu kumaşlardan kuşak, sarık, başörtüsü, bohça, yorgan yüzü; top halinde dokunanlardan erkek gömleği, kadın giysisi ve hırka yapılırdı.
Abani kumaşlar İstanbul, Bursa, Bağdat, Halep ve Hindistan adlaını alır yani dokundukları yapıldıkları yere göre , desenine ve rengine göre adlandırılırdı. En çok bilinen türleri Akçabeyazı., Palamudı, Halep, Hint abanilereydi. Osmanlı'da halk ve tüccarlar, ulema sınıfından ayrılmak için feslerin üzerine abanı sarık sarmışlardır.” [8]
KAYNAKÇA
[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/aba-kumas-ve-elbise/81001
[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/abali-ile-dibali-uryani-ile-kabali/110122
[3] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/pence-i-al-i-aba-nedir-hamse-i-ali-aba-ali-aba-ehl/86135
[4] Yrd.Doc.Dr.Ali YAMAN ; A’dan Z’ye Alevilik Nedir? ; İstanbul 1990
[5] Mustafa Uzun, Fatıma TDVİA, cilt: 12; sayfa: 224
[6] Nihat Öztoprak ,Divan Şiirinde Giyim Kuşam Üzerine Bir Deneme - TÜBİTAK ... dergipark.ulakbim.gov.tr/devderg/article/download
[7] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/abani-ve-abal-kumas/81002
[8] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/turk-kumaslari-ve-alfabetik-adlari-fikri-salman/78124