Günümüzde İznik Çini Sanatı

26.09.2020

 

GÜNÜMÜZDE  İZNİK ÇİNİCİLİĞİ

 1716 dan günümüze kadar toprak altında kalan İznik çiniciliği 1980 li yıllardan itibaren küllerinden doğma çabası içine girmeye başlamıştır. İznik'te çiniciliği yeniden yaşatma çabalarının ilk somut adımının 1985 yılında atıldığı görülür.  1985 yılında Faik Kırımlı'ın gayretleri ile İznik’te geleneksel çini atölyeleri yeniden açılmaya başlamıştır.  Eşref Eroğlu adlı çini ustasının gayretleri ile bu düşünce hız kazanmış İznik'te çinicilik sanatının yeniden doğmaya başlanacağına dair işaretler çoğalmıştır.  Rasih Kocaman, Adil Can Güven gibi ustalar bu gelişmeyi destekleyecek çbalar içersine girer. 

Bu ilk girişimlerden sonra bilimsel alanlarda da İznik çiniciliği üzerinde araştırmalar başlamış, kazılar yapılmaya, İznik’teki çini fırınlarının yerleri tespit edilerek incelemelerde bulunma çalışmaları 1990 yılından itibaren hız kazanmıştır.  İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nün İznik kent merkezindeki Eski İznik çini fırınlarının bulunduğu alanında başlayan kazı çalışmaları -2011 yılı içinde de devam etmektedir. Osmanlı devri İznik çini fırınları ve ocaklarının yerlerinin temellerine kadar inilmiştir. Son yıllarda İlçede yapılan bu kazılar ve atölye çalışmalarıyla birlikte İznik Çiniciliğinde bir hareketlilik gözlenmektedir. Bu hareketlilik İlçede faaliyet gösteren çini atölyelerini umut verici çalışmalarıyla da kendini göstermektedir.

"İznik Çinisinin günümüzde yeniden doğmasına neden olan ilk adımlar İznik ve çevresinde yapılan kazılar sayesinde olmuştur. Bu kazılar, her ne kadar diğer milletler sahiplenmeye çalışsa da, bu sanatın İznik’te başladığını kanıtlamıştır. Kazılar neticesinde Prof.Dr. Oktay Aslanapa tarafından Birinci Fırın Kazıları ve İkinci Fırın Kazıları olmak üzere iki yayın hazırlanmıştır. Bu kazılar kökeni Çatalhöyük’e kadar dayanan bu sanatın gelişmiş halinin İznik’te yaşadığını göstermektedir. " (1)

İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü 20 ylll aşkın süredir yaptığı kazılarla İznik Çinilerinin yapımındaki sanat ve kullanılan teknikle ilgili ipuçlarını bulabilmiş, 1996da Çini Atölyeleri, 1993 yılında kurulan İznik Vakfı ve 1995 yılındaki Çini ve Seramik Araştırma Merkezi 16.yüzyılın çinilerini yaşatma ve yeniden canlandırma konusunda bir dizi tedbirler almıştır.  Çiniciliği İzmit'te yeniden canlandırmaya yönelik olarak, İznik Vakfı,  TÜBİTAK (Marmara Araştırma Merkezi) gibi sivil örgütler, İ.T.Ü (İstanbul Teknik Üniversitesi) ve İ.Ü (İstanbul Üniversitesi) konuya ilişkin araştırmalar yapmakta ve bu yöndeki çalışmaları teşvik ederek desteklemektedir. (5)

1995 yılında İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı çatısı altında İznik Çini ve Araştırma merkezi kurulmuştur. Ayrıcı Uludağ Üniversitesi’ne bağlı Meslek Yüksek Okulu’nda, çini ve seramik konusunda eğitim verilmektedir. (6)

İznik çiniciliğini canlandırmak maksadıyla İznik Çini yapım metotları hakkında detaylı çalışmalar yapılmış, bu kuruluşların araştırmaları neticesinde İznik çinilerinin yapım yöntemleri büyük ölçüde aydınlatılmıştır. “Formülüne dair hiçbir yazılı belge olmayan, sadece babadan oğla geçen bir sanat olan İznik Çinisinin yapımı, hamurunun hazırlanması, pişirilmesi, boya tekniği vb. yöntemlere dair TÜBİTAK’ın yanı sıra bazı üniversiteler ile ortak çalışmalarını yürüten Vakıf, yıllar süren araştırmalar ve binlerce deney sonucu, eski kalitesinde, geliştirilmiş geleneksel yöntemlerle 16.yüzyıl İznik Çini Sanatını 400 sene aradan sonra yeniden üretme başarısına erişmiştir. Yapılan çalışmalar neticesinde çinide yoğunlukla kuvarz taşı olduğu bulunmuştur. Formülün bulunması sonucu 1994-95 yıllarına üretime başlayan Vakfın, bugün çiniyi üretme sırasında yararlandığı tek teknoloji, elektrikli fırınlardır. Diğer yandan orijinal şekillerine sadık kalmanın yanı sıra bazı modern desenlerde çini üretme yoluna da gidilmiştir.” (1)

İznik'te çini yapımını canlandırmak maksadıyla İznik çiniciliğini öğreten kurslar açılmış, bu kurslardan mezun olan kişilerin bu mesleklerini icra edebilmeleri için dükkânlar, atölyeler ve işyerleri açmaları için çeşitli destekler sağlanmıştır. İznik Çinileri kurslarından pek çok öğrenci mezun edilmiş, Türkiye ve Yurtdışında yaz okulları da açılmıştır. Eski çini ocaklarının pek yakınında Çiniciler Sokağı adı altında bir sokak İznik çinilerini üretip pazarlamaya çalışan bu genç girişimcilerin alanı haline getirilmiştir.

İznik çini atölyelerini, kursiyerlerini ve İznikli sanatçıları buluşturmak maksadıyla Süleyman paşa medresesi restore edilerek çinicilere, sanatçılara ve Turizm’e açılmıştır.

Üretim işletmelerinde Üniversite mezunu gençlerin çalışması veya işletme sahibi olarak boy göstermeye başlamaları İznik Çiniciliğinde gelecek açısından umut vaat eden ve sevindiren gelişmelerdir.

Bu atölye ve dükkânlarda İznik çinisinin renkleri ve desenleri orijinal olarak kullanılmakta fakat birçok atölyede Kütahya alt yapısı kullanılmaktadır. Yapılan Karolar orijinal olmasa da günümüz teknolojisi ile aslına en yakın alt yapı kullanılabilmektedir. Günümüzde de İznik’te "Çiniciler Sokağı " adı verilen bir sokak üzerinde ve İznik'in diğer semtlerinde çeşitli küçük işletmeler açılmaya ve geleneksel İznik Çinileri üretilmeye başlanmıştır. Bu küçük işletmelerde İznik çinileri geleneksel usullere, desen, motif, teknik ve renklere uygun olarak üretilmeye ve pazarlanmaya çalışılmaktadır.

“Günümüzde İznik’te Çinicilikte yaşanan en büyük eksiklik alt yapı konusundadır. İznik Çinisinin renkleri ve desenleri orijinal olarak kullanılmakta fakat birçok atölyede Kütahya alt yapısı kullanılmaktadır. Yapılan karolarda ise orijinal olmasa bile günümüz teknolojisi ile aslına en yakın alt yapı kullanılabilmektedir.  Bu çalışmaların sonrasında 1989 yılında İslam Eserleri Müzesi’nde bir sergi gerçekleştirilmiş, daha sonra TEB sponsorluğunda bir yayın hazırlanmıştır. Aynı yılın İznik Yılı ilan edilmesi ile birlikte İznik tümü ile yeniden gündeme gelmiştir. İşte bu sergi sonrasında sanatı geliştirmek, geleneği korumak, İznik ve çevresinin kültür ve sanat değerlerini tanıtmak, mevcut potansiyeli harekete geçirmek, geleneksel İznik Çini Sanatı ile ilgili var olan ve elde edilecek bilgileri bir sistem dahilinde eğitim ve öğretimle gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla 1993 yılında kurulan ve bir şahıs vakfı (Prof.Dr.Işıl Akbaygil) olan İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı kurulmuştur.” (1)

İznik’te ki Çinciliği canlandırmak amacıyla İznik vakfının takdire şayan çalışmaları olmaktadır. Bu vakıf İznik çiniciliğini yeniden canlandırmak 1716 dan bu yana duran İznik Çinciliğine yeniden hayat vermek için önemli gayretler içersindedir. 1980 li yıllardan beri ısrarla bu amaç için gayret eden vakfın faaliyetlerini Aysun Küçükyılmazlar’ adı geçen yazısında şu şekilde özetlenir:  “İznik Vakfı, bilim vakıflarını ve Türkiye’deki Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) gibi sivil örgütler ile İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve İstanbul Üniversitesi’ni (İÜ) konuya ilişkin araştırma yapmak üzere desteklemektedir. Ayrıca Amerika’da Massachusetts Araştırma Enstitüsü’nü ve Princeton’da yer alan araştırma enstitülerini de desteklemektedir. Bugün 60 kişinin görev yaptığı vakıf üç birimden oluşmaktadır:

  1. İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı, İstanbul

  2. İznik Çini Seramik Araştırma Merkezi, İznik

  3. İznik Çini İşletmesi, İznik

Vakıf fuarlara katılmakta, yurtiçi ve dışı satışlarının yanı sıra montaj hizmetlerini deyerine getirmektedir. İlk kez 2000 yılında Cenevre’de yapılan bir turizm fuarı aracılığıile Dubai’de kurulan bağlantı neticesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafındanDubai’ye hediye edilen bir anıtın çini ile kaplanması işini gerçekleştirilen vakıf bununyanı sıra Dubai’de pek çok işe imza atmıştır. “

Netice olarak İznik’te İstanbul Arkeoloji bölümün yaptığı kazılar, İznik Vakfı ve diğer kurum ve kuruluşların gayretleri ile İznik’te 1990 yılından başlayarak günümüze kadar üsre kazılar ve diğer türden araştırmalar sonucunda bir zamanlar Anadolu’nun en önemli çini üretim merkezi olan İznik’te çinicilik küllerinden doğmaktadır.

Yukarıda adları geçen, kurum ve kuruluşların yaptıkları araştırmalar netice vermiş, İznik çini yapımcılığına dair pek çok sır gün yüzüne çıkmıştır. Bu bilgiler ışığında İznik’te kaybolan çiniciliği yeniden canlandırmak için başlatılan girişimler olumlu sonuçlar vermiş, açılan kurslardan mezun olan öğrencilere ve diğer girişimcilere destek verilerek atölyeler açmalarına imkân tanınmış,  İznik’te bir sokak çiniciler için tahsis edilmiştir.  Ayrıca Süleymanpaşa Medresesi restore edilerek çinicilere, sanatçılara ve Turizm’e açılmış, bu sayede çini üretimine başlayan üreticilerin Pazar bulmaları ve kendilerini tanıtabilmelerine olanak sağlanmaya gayret edilmiştir.

Yapılan çağdaş çiniler büyük ölçüde klasik ve orijinal İznik çinilerinin yapım tekniğine, renk, desen, çizim ve diğer özelliklerine uygun olarak yapılmaktadır. Alt yapı sorunu olan Çağdaş İznik Çiniciliğinin bu tip sorunları Kütahya çiniciliği ile desteklenerek giderilmeye çalışılmaktadır.

Sonuç olarak İznik’te çinicilik yenide canlanma çabasına girmiş, bu konuda çok önemli girişimler somut sonuçlar vermiştir.

 KAYNAKÇA

 

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da