Hazân

22.03.2016
 
 
HAZÂN
 
Ey eski kamer, sen bizi elbette bilirsin!
Annemdi o nûrunda gezen zıll-ı mehâsin,
Bendim o çocuk, bendim o simâ-yi tahayyür,
Bir gün ki hâzan ufka kızıl dalgalı bir nûr,
Bir kanlı ziyâ haşrediyorken, onu bir yed,
Bir bâd-ı haşîn aldı o rü’yâyı müebbed.
On beş sene evvelki hakîkat hep o gündür,
Ruhûmda bugün zulmet-i pür-girye onundur.
On beş senedir, ufka güneş kanlı düşerken;
Tenha ovadan, boş dereden, akşamın erken,
Hüzniyle susan meşcerelerden gam-ı Eylül,
Bir gölge yaparken, onu bir savt-ı tegaafül
Hasretle sorar kalbimi imlâ eden âha,
Yerlerde yatan sisli, donuk hüsn-i tebâha.
 
Âvâre felâket gülü, altın kırizantem,
Her tarh-ı hazân üstüne dökmüş yine mâtem,
Durgun sular üstünde perîşân ü mükedder
Faslın dağınık rûhu bulut, sis gibi titrer;
Yorgun, sarı yapraklar uçar bir kuru daldan,
Bir hasta güneş ufka döker sâye-i ma’den;
En sonra semâlarda da ey eski kamer, sen
Hüznünle yaparken acı bir levha-i şîven,
Çöllerde kalan bir küçücük makber-i bî-kes,
Yollar bu muhitâta kesik, şehkalı bir ses!
 
 (Bütün Şiirleri, 100)
 
GÜZ
 
Ey eski ay, sen elbette bilirsin bizi!
Annemdi o ışığında gezen güzellikler gölgesi,
Bendim o çocuk, bendim o şaşkın yüz.
Bir gün ki güz ufka kızıl dalgalı bir aydınlık,
Bir kanlı ışık topluyorken, onu bir el,
Bir sert rüzgâr aldı o düşü sonsuza dek.
On beş yıl önceki gerçek hep o gündür,
Ruhumda bütün gözyaşı dolu karanlık onundur.
On beş yıldır ufka güneş kanlı düşerken
Issız ovadan, boş dereden, akşamın erken
Üzüntüsüyle susan korkulardan Eylül tasası
Bir gölge yaparken, onu bilmezlikten gelen bir ses
Sorar kalbimi dolduran âha özlemle,
Yerlerde yatan, sisli donuk tükenmiş güzelliğe.
Başıboş felâket gülü, altın kasımpatı,
Her gelen güz üstüne dökmüş yine yas,
Durgun sular üstünde perişan ve üzgün
Mevsimin dağınık ruhu bulut, sis gibi titrer;
Yorgun, sarı yapraklar uçar bir kuru daldan,
Bir hasta güneş ufka döker maden gölgesi;
En sonra gökler de ey eski ay, sen
Üzüntünle çizerken acı bir yas tablosu,
Çöllerde kalan bir küçücük, kimsesiz mezar
Gönderir bu çevrelere kesik, hıçkırıklı bir ses!
 
 (Bütün Şiirleri, 100)
 
HATİCE KOCABAY , AHMET HÂŞİM ŞİİRLERİNDE ZAMAN , Yüksek Lisans Tezi , Bilkent Üniversitesi, Ankara Aralık, 2010 ,https://www.thesis.bilkent.edu.tr/0006344.pdf
 

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar