Horasani kavuk

21.01.2017

 

Horasani kavuk

Osmanlıca yazılışı kavuk : قاواق - قاوق

Kavuk, beyaz renkte pamuk ipliğinden örülmüş olan kumaştan yapılmış, üzerine sarık sarılan erkek başlığıdır. Kavuk “ Çevresine uzun sarık sarılmış, pamuktan yapılma erkek başlığı.”  “Sarık dolanmasıyla elde edilen Osmanlı devri serpuş şekli.” [1] Halinde de tarif edilen bir Osmanlı başlığıdır. ( BKZ Kavukların Türleri Şekilleri ve Anlamları)

Osmanlı tarihinde kavuğu ilk kullanan kişi Fatih Sultan Mehmet’tir. Fatih, taç giymekten pek hoşlanmadığında olsa gerek,  taç yerine Horasani denilen ve üzerine burma tülbent sarılan kavuk kullanmaya başlamış bu sayede de kavuk Osmanlı devlet adamlarını simgeleyen bir serpuş haline gelmiştir.

Kavuklar genellikle keçeden yapılır, yukarı doğru daralan dikey şeritlerinin içi pamukla doldurulurdu. . Eni geniş, uzunluğu az olan sarık ile etrafına birkaç parmak genişliğinde sargı yapılırdı.  Kavukların adları üzerlerine sarılan bu sargıların şekli, rengi ve bağlama modellerine göre değişiyordu.

Horasani kavuk ise ensiz ve uzun tülbendin kavuk üzerine burma şeklinde sarılması ile yapılan bir kavuk türüydü. Bu tür kavukları padişahların ve Mevlevi şeyhlerinin taktığı bir kavuk türüydü.  Kavuk üzerine sarılan bu sarığa kafes de denirdi.

Misal-i mürg-i dam – üftade başım uğradı derde
Kafes oldu ser-i âzâdeme  gûyâ horâsani                        Sümbülzade Vehbi

Tuzağa düşmüş bir kuş gibi başım uğradı derde. Horasani sarık  -  bir kuş yuvası gibi şekli ile – dertsiz başıma bir derd oldu.

Vehbi bu beytinde Horasani başlık takanların başlarının derde girdiğini, bu sarığı bir kuş yuvasına benzeterek bu sarığı giyenlerin başlarının derde girdiğini başlarından dert eksilmediğini ifade ediyor.

Osmanlı ahalisi ve ileri gelenleri serpuşları sınıfları, meslekleri, rütbeleri ve memuriyet derecelerini gösterecek şekilde takmayı adet edinmişti. Böylece insanların kullandıkları başlıklardan meslekilerini, sınıflarını, mensup oldukları dini vb anlamak mümkün oluyordu. Osmanlı mezar taşları da bu nedenle ölenlerin statüsünü gösteren bu başlık modellerini gösterecek şekilde yapılıyordu.

Keç edüp gûşe-i destârımı rindâne geçüp
Oturup eyliyeyim bir iki sâ’at ârâm                    Nedim.
“Sarığımın köşesini eğerek rintlere yakışır şekilde geçip oturup bir iki saat dinleneyim.”

Bu nedenle Osmanlı şehzadeleri ve diğer bazı devlet adamlarının mermerden yapılmış mezar taşlarındaki serpuşlar da aşağı yukarı Horasani kavuklara ve diğer kavuk modellerine benzeyecek şekilde yapılmıştı.

Horasani serimde ferve-i semmur duşumda
Yedimde ser- beraber nağme-i mergrubu şahane

İran’a elçi olarak gönderilen Vehbi, başına horasani kavuğu takıp üzerine samur kürk  giyerek kelle koltukta  elçi olarak iran’a gitmesini betimliyor. [2]

Sultan Bayezid ‘ın kullandığı türdeki kavuğa  mücevveze  denmişti. Mücevveze ağzı daha dar tepesi kırmızı renkte çıkıntılı, etrafına tülbent sarılı bir kavuktu. Yavuz Sultan Selim, ise Selimi serpuş denilen bir kavuk geliştirmişti.  Bu serpuş, mücevvezeden daha uzun ve zerine bez ve tülbent sarılan bir kavuktu. . Seliminin değişik bir şekli olan, Yusufi adı verilen kavuğu ise ilk defa Kanuni giydi. Yusufi kavuk Selimi kavuk uzunluğunda ise de düz olmayan ve tepesi daha genişçe olan bir kavuktu.  Yusufi kavuklar tepesi az görünen üzerine tülbent sarılan ve önüne iki sorguç takılan bir kavuktu.

Sarındı meh yine bir hûb yûsufî destâr
Sokındı farkına bir dâne ince sîm hilâl       Bâki[3]

Vezirlerin giydikleri kavuklara kallavi, şeyhülislamların, kazaskerlerin, ulamalardan yüksek rütbe almış olanların giydiği kavuğa örf, kâtipler sınıfında bulunan devlet memurlarının giydiği kavuğa (sakır sakır şeklinde) kâtibi, ilmiye sınıfında olanların giydikleri kavuğa "molla kavuğu", şeyhlerin giydiği her çeşit kavuğa ise taç adı verilirdi. ( BKZ Destâr Sarık Kavuk Fes Nedir Eski Şiirde )

 

 KAYNAKÇA

[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/kavuklarin-turleri-sekilleri-ve-anlamlari/112192

[2] A. T. Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB,  İst. 1996 , shf 271

[3]https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/destar-sarik-kavuk-fes-nedir-eski-siirde/86221

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da
Osmanlı yükseldikçe sarığın boyu da yükselmiş gibi geldi bana. Bilgilendirdiğiniz için teşekkürler. İyi çalışmalar hocam.
@sahamettinkuzucular293 | Tespit çok güzel Fatih'ten Kanuni'ye kadar aynen bu şekilde Nurcan hanım:) )