Kadirilik – Kadriyye ve Kadiri Tarikatı

23.09.2017
 
 
 
 
 

Kadirilik Nedir Kadiriyye ve Kadiri Tarikatı


Abdülkadir Geylânî (1077-1166) tarafından XI. yy. sonlarıma doğru kurulmuş bir tarikattır. Abdülkadir Geylânî Hazar denizinin güneyindeki Nıyf köyünde ( Gîlân- Geylân) [1]dünyaya gelmiş, Bağdat’ta sufi Ebû Sa’d Mübarek-i Muharrimi’den ders görmüştür. Daha sonra hocasının kendisine tahsis ettiği medresede 1127 yılında ders vermeye başlamış, Müderris ve vaiz olarak büyük bir ün kazanmış, çok sayıda oğlu ve kızı dünyaya gelmiş, evlatlarının babalarının kurduğu tarikatı yayma çabaları nedeni ile çok geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Seyfeddin Abdülvehhâb bAbdürrezzâk veya Abdülcebbâr en tanınmış oğullarıdır.. Mûsâ adlı oğlu ise Moğol istilasında önce Şam’a, oradan Mısır’a gitmiş, tekrar Şam’a dönüp orada vefat etmiştir. Oğlu  Îsâ, Mısır’a, oğlu İbrâhim’den olan torunu Ahmed b. Muhammed ise Hicaz’a gitmiş, ardından Endülüs’e hicret ederek  Vâdiâş’a (Guadix) yerleşip (671/1272) Kādiriyye’yi  bu bölgede yaymıştır.

Moğolların Bağdat’ı talan etmeleri sonrasında Geylani’nin çocukları çok değişik ülkelere yönelmiş böylece de Kadirilik tarikatının çok farklı yerlere doğru yayılmasına neden olmuştur. Abdülkadir Geylânî’nin (1077-1166 ) Moğollar tarafından Bağdat’ta yıkılan mezarı ve türbesi Kanuni’nin Bağdat’ı zapt etmesi sonrasında Mimar Sinan tarafından (1534) yeniden inşa edilmiştir. [2]

Moğolların, Bağdat ve Basra’yı tahrip etmesinden sonra Geylani’nin bazı halifeleri ve oğulları Mısır’a kaçmış, Kadirilik tarikatının en hızlı filizlendiği yerlerden birisi de Mısır olmuştur. Bu nedenle İslam dininin özellikle Afrika'da yayılmasında Kadirilik tarikatının çok büyük rolü vardır.  İslâm dünyasının en yaygın tarikatlarından biri olmuştur.

Abdülkadir Geylânî Kadirler tarafından “sultân-ı evliyâ” olarak bilinir ve Baz-ül Eşheb ve Gavsül Azam olarak da anılır.  Şeceresinin Hz. Muhammed’e kadar dayandığına inanılan Abdülkadir Geylânî ‘nin tarikatına mensup olanlar,  tarikata ilk girdiklerinde başlarına yeşil bir şerit takarlar. Bir yıl sonra ise yün veya tiftikten dövülerek yapılmış ince keçe kumaştan yapılmış olan  ince bir külah olan arakiye giymeye başlarlar. Kadiri şeyhlerinin başlarında bulunan Şeyh külahının (tacının) ortasında sekiz dilimli gül vardır.[3] Gülün ortasında da Mühr-i Süleymân tasviri bulunur. Bu tâcda beyaz ve yeşil renk esastır.[4]

Kadiriler, Tanrı adlarını anmayı benimseyen bir tarikattır. Kadirîlik sesli (cehri, açık) zikir usulünü benimsemiş olan bir tarikattır. Kitap ve Sünnet üzere bina edilen bu tarikatta gönül huzuru, cömertlik, bol sadaka verme, her türlü zorluğa katlanma, ihvanın sıkıntılarına yardımcı olma tarikatın esasları olarak kabul edilir.  Sehâ, rızâ, sabır, işaret, gurbet, yünlü giymek, seyahat ve fakr’ın her birinin bir peygambere ait bir özellik olduğuna inanırlar ve bunların tarikatlarının sekiz özelliği olarak kabul ederler.

Kādiriyye’nin beş temel kuralı ise şunlardır:  Himmeti yüceltmek, haramdan sakınmak, hizmeti güzelleştirmek, azmi arttırmak ve nimete saygı göstermek. “Seyr-i sülükleriTanrı’nın yedi isminin anılması ile başlar. Bu isimler, nefsin her aşamasında belli sayıda / belli kere zikredilir. “Tarikat  mensupları her gün 100 adım atar ve her adımda Hz. Peygamber’i zikreder. Akşam namazından sonra da yine 100 defa habir zikredilir” [5]  Bu zikirlerde “kelime-i tevhid 70.000, levvâmenin ismi Allah 60.000, mülhimenin ismi hû 50.000, mutmainnenin ismi hak 40.000, râziyenin ismi hay 30.000, marziyyenin ismi kayyûm 20.000, kâmilenin ismi kahhâr 10.000 adet zikredilir”[6]

“Her yıl 10 Rebîulahir'de Abdülkadir-i Geylanî adına bayram yapılır, şeyhinkabri ziyaret edilir. Zikirlerinde Kur'ân okunur. Bazıları Abdülkadir hizb'ini okurlar ve sonunda Abdülkâdir ismini anarlar. Bu zikirlerde bendir, def ve mazar çalınır. Kadiri âyinlerine Hadrâ denir. Âyinde halîfenin neslinden gelen birisi bulunur. Tarikatta halvet ve itikâf esastır. İtikâf 40 gün sürer. Bu kırk gün içinde yiyecekler daima azaltılır ve son üç gün oruç tutulur.”[7]

Kadirilik tarikatı: Esediye, İseviye, Ekberriye, Yafiyye, Eşrefiyye, Hilaliyye, İsmailiyye, Garibiyye ve Halisiyye adlarındaki kollara ayrılmıştır.  Fakat Kadiri tarikatlarının hepsi de Bağdat’taki Abdülkadir Geylânî türbesine bağlıdır. Tarikatın en büyük manevi asitanesi Geylani’nin türbesinin de bulunduğu bu tekkedir.

 Kaidirlik Anadolu’ya, Hacı Bayram Veli’nin müridi ve damadı olan Eşrefoğlu - Eşrefoğlu Rûmî - tarafından getirilmiş, Kadirilerin Eşrefiye kolu  İznik ve Bursa çevresinde  taraftar bulabilmiştir.  Kadirilerin Anadoluda ikinci kolları olan Rumiyye kolunu ise İsmail Rumi kurmuş, bu kol Rumeli ve İstanbul daha sonra da Anadolu’da önemli sayıda taraftar bulmuştur.  İsmâil Rûmî’nin İstanbul-Tophane’de kurduğu tekke,  Kādirî tekkelerinin Anadolu’daki merkezi olmuştur.

Kadiri tarikatına mensup dervişlerin Rıfailer kadar olmasa da  “kızgın fırına girmek, şiş saplamak, ateşle oynamak” gibi acayip işler yaptıkları da bilinmektedir. [8]

“Tarikat, taraftarlarına iyiliği, sükûneti, fazileti tavsiye eder. Başkalarına iyilikte bulunmak, sevgi göstermek gerekir.  Bu tarikatta, mürîd, dünyadan tamamen kopmayıp başkalarına yardım etmelidir.”

İLGİLİ BAŞLIKLARIMIZ VE LİNKLERİ 



KAYNAKÇA

  • [1] TDV İslam Ansiklopedisi, yıl: 2001, cilt: 24,  sayfa: 131-136
  • [2] TDV İslam Ansiklopedisi, yıl: 2001, cilt: 24,  sayfa: 131-136
  • [3] İskender Pala, Ansiklopedik  Divan  Şiiri, s. 261
  • [4] İskender Pala, Ansiklopedik  Divan  Şiiri, s. 261
  • [5] Gölpınarlı, Abdülbaki, Türkiye’de Mezhepler ve Tarikatlar, İnkılap Kitapevi
  • [6] TDV İslam Ansiklopedisi, yıl: 2001, cilt: 24,  sayfa: 131-136
  • [7] İskender Pala, Ansiklopedik  Divan  Şiiri, s. 261
  • [8] Gölpınarlı, Abdülbaki, Türkiye’de Mezhepler ve Tarikatlar, İnkılap Kitapevi
 

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar