Kayıp Aranıyor Romanı Hakkında ve Özeti Sait Faik Abasıyanık

15.11.2016

Kayıp Aranıyor Romanı Hakkında ve Özeti Sait Faik Abasıyanık


 

ROMAN VE YAZAR HAKKINDA 

 

Kayıp Aranıyor, Sait Faik Abasıyanık ’ın 1953 yılında yayınlanan ikinci ve son romanıdır.  Roman ilk kez Hürriyet Gazetesinde 28 Haziran 1953 ile 1 Ağustos 1953 tarihleri arasında 36 bölüm olarak tefrika edilmiştir. [1] [2]Romanın el yazısı müsveddeleri şu anda Sait Faik Abasıyanık  Müzesi’nde sergilenmektedir.

 

Kayıp aranıyor adlı romanı yazarın Medar-ı Maişet Motoru (1944;) romanından sonraki ikinci romanıdır. Sait Faik,  bu romanının roman kurgusunu bir önceki romanı  olan Medarı Maişet Motor’una göre daha fazla dikkat etmesine rağmen  Kayıp Aranıyor adlı romanının da  uzun hikâye mi yoksa roman mı olduğu konusunda tartışma çıkmış bazıları bu eserin roman değil uzun hikâye olduğunu ileri sürmüşlerdir. Kitabın bir roman olduğunu söyleyenler olduğu gibi uzun bir hikâye olduğunu iddia edenler de vardır.[3]

Fakat  eser roman karakterinde bir olay dizisine ve yapısına sahiptir. Eser MEB tarafından Okunması gereken Yüz Temel Eser Listesinde olan bir eserdir.

KONUSU

Yurt dışında yetişen, serbest ve rahat davranmaya alışan  eski konsolos Vildan Bey’in kızı Nevin içinde bulunduğu dünyadan, bu dünyanın ikiyüzlülüğünden ve çıkarcılığından sıkılmıştır. Yalansız, özgür ve samimi bir dünyada yaşamak istemektedir.

Yurt dışında özgür ve serbest yaşama alışan Nevin  ülkeye döndüğünde davranışları yanlış anlaşılmakta, aradığını bulamamaktadır. Eşi de onu aldatmış annesi ise fakir bir balıkçı ile evlenmesine karşı  çıkmıştır.  Her yerde yalan her tarafta bir sahtekârlık vardır.  Nevin ülkesine, insanlarına  ve kültüre uyum sağlayamamaktadır.

Ailesi ve ortamı arasında köprü bulamayan Nevin, yeni bir hayat başlayabilmek için yeni bir kimlik olmaya karar vermiş, ismini şehrini ve ve ailesini terk etmek zorunda kalmıştır.

KİTABIN ANA FİKRİ:

Hayatta sadetten daha önemli başka da hiç bir şey yoktur.  Saadetten yoksun bırakan en yakını olduğumuz insanların kuruntuları ve bizden beklentileridir. Görünüşe aldanmamalı, mutlu olmak istiyorsak hakkımızda söylenenlere kafa tutarak dolaşmamalıyız.

KAHRAMANLAR

  • Cemal: Nevin ile aynı köyde yaşa­yan,  a argo kelimeler kullanan, pervasız, bir balıkçıdır.  Nevin’le bir ara aşk mace­rası yaşar.

  • Nevin: Romanın ana kahramanı, Konsolos Vildan Bey’in kızıdır. Batı ülkelerinde eğitim görmüş,  serbest, erkek mizaçlı, yardımsever iyilik dolu bir kadındır.  Dul bir kadın olduğu için  yeni bir kimlik arayışı içindedir.

  • Konsolos Vildan Bey: Güzel ve heyecanlı bir gençlik dönemi yaşamış,  artık emekli olduğu için de o günlerin özlemi ile yaşayan,  geniş düşünceli,  bir burjuvadır.

  • Özdemir: Nevin’in  kocası. Gazetecilikle geçimini sağlayan  eşini ihtiyaç duyduğu  cinsel bir nesne gibi gören, arzularına düşkün bir adam.

  • Biletçi Çocuk:. Yeni yetişmekte olan, şehir içinde köy kültüründen uzaklaşamamış halktan  bir kişi

  • Kamarot İrfan:  Zengin, züppe. Nevin’den karşılık görmediği için ona iftira etmeye kalkan bir kişidir.

ESERİN ÖZETİ 

Nevin birkaç dil bilen Avrupa’da eğitim görmüş, herkesin derdini dinleyen, sohbet eden ve onları anlamaya çalışan çok sevilen bir kadındır. Babası eski bir  konsolostur. Bu yüzden hayatı  bolluk ve rahatlık içinde geçmiştir.

Cemal ve Nevin, vapurun dış kısmında birlikte oturmak­ta aralarındaki uçurumu umursamadan sohbet etmektedirler. Cemal, bir halk çocuğudur. Buradaki kötü insanlar Nevin’i çekememektedir. Kamarot İrfan da bunlardan birisidir. Nevin’le Cemal’in evlenmeyi düşünmekte ama  her ikisi de ailelerinin buna karşı çıka­cağını bilmektedir.

Nevin, halk tarafından se­vilen biridir. “Yaptığı her kabahat onun aldığı ecnebi eğitimine yüklenmektedir”. Nevin, Ankara’daki evliliklerine son vermiş; fakat henüz boşanmamış, özgür ve çok rahat bir kadındır. Nevin, bu köyde babasının köşkünde  oturmaktadır.  Babası. Emekli Konsolos Vildan Bey,  konsolos olarak her gittiği ülkeye kızını da götürmüş, onunla her şeyini paylaşmıştır. Nevin, şu anda ailesinin yanında olmaktan memnundur. Çünkü o, gazeteci ı Özdemir ile mutlu olamamış ve ondan ayrılarak köyüne gelmiştir. Bu köyde daha huzurludur. Köydeki insanlar ise onun hakkında öyle düşünmemektedir. Babası tarafından şımartılmış bir kız olduğunu, onunla bununla  şurada burada sürttüğünü konuşmaya başlamışlardır

Kocası Özdemir ise onu pek sevmemiş,  Nevin’e bir eşya muamelesi göstermiştir. Hatta Nevin’e ihanet de etmiştir. Bir sabah  kocası Özdemir’in rahatsız olduğunu işe gidemeyeceğini, Nevin’den gazetedeki işlerini halletmesini rica eder. Nevin kocasının işleri ile uğraşıp eve erken döndüğünde. Özdemir’in  hasta  olmadığını hatta evinde Amerikalı bir kadına yemek verdiğini görür. Üstelik Amerikalı kadını uygunsuz bir şekilde yakalamıştır.  Eşyalarını toplar ve evi terk eder.

Nevin kocası Özdemir’den ayrılmayı kafasına koyduğu için  balıkçı Cemal’le dolaşmaya başlamıştır. .  Aradığı tek şey iyi bir eş ve huzurdur. Gittiği her yerde ihtiyacı olan huzuru aramaktadır. Gördüğü herhangi bir biletçiye bile anında içi ısınmakta, hemen dost olmaktadır. Onun bu sevimli hali insanlar özellikle dedikoducu erkekler tarafından başka türlü anlaşılmaktadır.

Nevin, kocasından ayrıldıktan sonra İstanbul’da tiyatro kurmak için  girişimde bulunmuş; fakat başarılı ola­mamıştır. Cemal ile ilişkileri ise gittikçe ciddileşmektedir.  Ama annesi bu ilişkiyi öğrenir ve kızına asla müsaade etmeye­ceğini söyler. Bu süre zarfında Cemal de Nevin gibi bir kızın onun yaşadığı koşullarda yaşayamayacağını anlar ve dost olarak ayrılırlar.

Cemal’le boşanma meselesini konuşur. Nevin kocasından boşanıp tekrar İstanbul’ a dönecektir. Nevin, boşanma işleri için Ankara’ya gider. Kocası ile geçirdiği son bir günden sonra kararından vazgeçmez ve bo­şanır. Fakat Nevin’in içi çok daralmış ve iyice bunalmıştır.

Eve dönmesine imkân yoktur. “Konsolosun kızı” ile “Balıkçı Cemal’in arkadaşı” arasında mekik dokumak için sinirleri artık müsait değildir. Böylesi bir yaşamdan iyice  tiksinmiştir. Bambaşka bir yerlerde bambaşka bir hayatın özlemini duymaktadır.

Anadolu’ya giden bir trenden bilet alıp  babasına mek­tup yazar. Nevin artık hayatına Ayşe İsmiyle devam edecek ve yeni bir şehirde yeni bir hayata başlayacaktır. Mektupta ne zaman döneceğini ve adresini de bildirmez.

Konsolos Vildan Bey, mektup eline geçince peri­şan olur. Kızını bulabilmek umuduyla  gazetelere ‘Kayıp Aranıyor’ ilanı verir. Aradan dört yıl geçmiştir ve kayıptan  haber yoktur

SAİT FAİK’İN HAYATI

Sait Faik ABASIYANIK Cumhuriyet devri hikâyecilerinden
Doğum/Ölüm:23 Kasım 1906-11 Mayıs 1954 Doğum Yeri: Adapazarı

İlkokulu Adapazarı’nda okudu, onuncu sınıfa kadar İstanbul Erkek Lisesindeki orta öğrenimini Bursa’da tamamladı (1928). İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine yazıldıysa da çok geçmeden İsviçre’ye ekonomi öğrenmeye gitti (1931). Lozan’da iki hafta durabildi, Fransa’ya geçerek Grenoble kentinde başladı üniversiteye, 1935’te öğrenimini bırakıp yurda döndü. Kısa bir süre bir azınlık okulunda Türkçe öğretmenliği, zahire ticareti ve bir ay kadar da (Mayıs 1942) Haber gazetesinde adliye muhabirliği işlerinde çalıştı. Babasının geliriyle geçindi, Burgaz Adasındaki köşklerinde annesiyle birlikte yaşadı. Bu köşk 1964 Mayısından beri Sait Faik Müzesidir.

İstanbul’da lise sıralarında şiirler kaleme alan (1925-1928) Sait Faik, ilk hikâyelerini (İpekli Mendil, Zemberek, vb.) Bursa’da yine lise öğrencisi iken yazmıştı (1925), basılan ilk yazısı Uçurtmalar İstanbul’da Milliyet gazetesinde çıktı (9 Aralık 1929), şöhretini sağlayan ilk hikâyeleri Varlık dergisinde yayımlandı(15Nisan1934…)

Hikâyelerinde konu ve olaydan çok, şiire ve etkiye en uygun zaman parçaları üzerinde durmasını seven, bu dramatik anları incelemekte büyük başarı gösteren Sait Faik, bir İstanbul hikâyecisi idi. Kaderlerine eğildiği, düşüren, düşürülmüş insanlarda çok kere kendi sıkıntı ve avareliklerinin dramını yaşadı. Çalışkan, işinde gücünde insanlar gördükçe, şehirden, kalabalıklardan sevinç duydu; kötülüklerle karşılaştıkça kırlara, kıyılara, sakin tenha adalara (Burgaz, Hayırsız Adalar), balıkçılara sığındı. Ada ve deniz hikayelerinde kahraman sayısı az ve belli, şehir hikayelerinde ise dikkatini dağıtacak kadar bol ve çeşitlidir. Sait Faik, yığınlar içindeki gizli dramları bulup çıkardığı gibi tabiat senfonisini de derinlere işleyen bir ustalıkla yaşatmasını bildi. İnsanları, kırları, denizi, tabiat köşeleri ve hayvanlarıyla, yaşamayı bölünmez bir bütün olarak gördü. Kalemini güzelliklerin hakkını aramak, vermek, göstermek uğrunda kullandı.

Yirmi yıllık sanat hayatında bize Medar-ı Maişet Motoru (1944; 2.b. Birtakım İnsanlar adıyla, 1952) ve Kayıp Aranıyor (1953) adlarında iki roman, Şimdi Sevişme Vakti (1953) adlı bir de şiir kitabı bırakmış olan Sait Faik’in hikâyeleri, şu on üç kitapta toplandı: Semaver (1936), Sarnıç (1939), Şahmerdan (1940), Lüzumsuz Adam (1948), Mahalle Kavgası (1950), Havada Bulut (1951), Kumpanya (1951), Havuz Başı (1952), Son Kuşlar (1952), Alemdağ’da Var Bir Yılan (1954), Az Şekerli (1954), Tüneldeki Çocuk (1955), Mahkeme Kapısı (1956),

Son kitabında mahkeme röportajları toplanmışsa da taşıdıkları hava bakımından bunlara da hikaye diyebiliriz, sondan önceki iki kitabında da röportajlarına rastlanır.

Sait Faik’in evvelce 16 kitap tutmuş hikâye, röportaj ve şiirlerinin Muzaffer Uyguner’ce derlenen son toplu basımı Bilgi Yayınlarındadır: 1. cilt Semaver/Sarnıç (1970), 2. cilt Şahmerdan/Lüzumsuz Adam (1970), 3. cilt Medar-ı Maişet Motoru (1970), 4. cilt Mahalle Kavgası/Havada Bulut (1970), 5. cilt Kumpanya/Kayıp Aranıyor (1970), 6. cilt Havuz Başı/Son Kuşlar (1970), 7. cilt Alemdağ’da Var Bir Yılan/Az Şekerli (1970), 8. cilt Tüneldeki Çocuk/Mahkeme Kapısı (1970), 9. cilt Balıkçının Ölümü-Yaşasın Edebiyat (1977, yazılar), 10. cilt Açık Hava Oteli (1980, konuşmalar, mektuplar), 11. cilt Müthiş Bir Tren (1981, öykü), 12. cilt Yaşamak Hırsı (1982, G. Simenondan çeviri roman), 13. cilt Şimdi Sevişme Vakti (1986, şiirler), 14. cilt Sevgiliye Mektup (1987, hikâyeler, yazılar, mektuplar, konuşmalar), 15. cilt Bitmemiş Senfoni ve Sait Faik Kaynakçası (1989).
1953 Mayıs’ında ABD’deki milletlerarası Mark Twain Derneği, modern edebiyata hizmetlerinden dolayı Sait Faik’i şeref üyeliğine seçmişti.
Yazar üzerine yazılmış 18 kitabın tam listesi Perihan Ergun’un derlediği Sait Faik 90 Yaşında (1996) adlı kitaptadır.

 

SAİT FAİK İLGİLİ LİNKLER

 

Sait Faik Abasıyanık Hayatı Edebi Kişiliği Eserler

Sait Faik Abasıyanık Seçme Hikayelerinden Özetler

Plajdaki Ayna Sait Faik Abasıyanık

Kayıp Aranıyor Romanı Hakkında ve Özeti Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik Abasıyanık Seçme Hikayelerinden Özetler

Kayıp Aranıyor Sait Faik Abasıyanık

Sait Faik Abasıyanık Sinagrit Baba İncelemesi ve Tam Metni

Sait Faik Dülger Balığının Ölümü Metni ve İnceleme

Sait Faik Son Kuşlar Metni ve Öykünün İncelemesi

Sait Faik’in Unutulan Öyküsü Sokaktan Geçen Kadın

DİĞER İLGİLİ LİNKLER

 


[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/Kay%C4%B1p_Aran%C4%B1yor_(roman)

[2] Naci, Fethi (Mayıs 2003), Sait Faik'in Hikayeciliği, Yapı Kredi Yayınları, ISBN 975-08-0534-8

[3] https://tr.wikipedia.org/wiki/Kay%C4%B1p_Aran%C4%B1yor_(roman)

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar