Kılıç Şiirlerimizde Tîğ Dımışk Şemşir Osmanlıca yazılışı:
kılıç - قیلیج- قلیجEski devrin en önemli savaş aletlerinden biri olan Kılıç kelimesi köken olarak Türkçedir. Eski dilde kılıç kelimesinin eş anlamlısı olarak “ tiğ “ dımışk, şemşir kelimeleri de kullanılmıştır. Türkçedeki kılıç kelimesinin Arapça eş anlamlısı ise “ dımışk “ tır. Şemşir, şimşir, şaşmir kelimeleri ise Farsça kökenlidir.
Kılıç edebiyatımızda sadece savaş aleti olan anlamı ile kullanılmamış, pek çok kez benzetme ve mecaz anlamları ile de karşımıza çıkmıştır.
Kılıç, şiir dünyamızda her şeyden önce zalim sevgilinin aşığa cevri ü cefalar eden, aşığı katletmeye kalkan, sevgilinin gamzesi, kirpiği kaşıdır. Kılıç, hançerle birlikte sevgilinin kaşına, kirpiğine gamzesine benzetilen bir savaş aletidir.
Tîğ veya kılıç, halis demirden hatta çifte su verilmiş çelikten yapılır. Bu nedenle kılıca "âbdâr" da denmiştir
Kılıçların üzerine ayetler, beyitler, şiirler, kılıcın sahibinin ismini yazmak, çeşitli işaretler ve simgeler de nakış etmek, eski devrin adetlerindendir. Özellikle Türkler yaptıkları kılıçların üzerine hat ile zevkli bezemeler yapmaya, fetih ile ilgili ayetler yazmaya, birçok motifle de süslemeye çok önem vermişlerdir. Bu süslemeler ya kakma sanatıyla yapılıp üzeri gümüşle doldurularak veya gümüş ile işlemek şeklinde oluyordu.
Kılıcın hammaddesi olan kaliteli çeliğe,
“ dımışk yumurtası “ denmiş, kılıcın yapıldığı yere
dımışkahane denmiştir. Kılıçların sapları ise daha ziyade, kemik, fildişi, ahşap veya boynuzdan yapılmıştır.
Eski devirlerde kılıçla ilgili pek çok gelenek de vardır. Kılıç üzerine yemîn etmek, fethedilmiş ülkelerdeki kiliseleri camiye çevirip kılıçla hutbe okumak, hutbe okumak için kılıçla minbere çıkmak, selatin camilerde kılıçlı hatip olmak …. (
KILIÇLI HATİP – Kılıçla Hutbe Okumak )
Edebiyat dünyamızda çok meşhur kılıçlar da vardı
Şemşir-i Gamgam ,
Tıg-ı Gamgam- Şemşir-i Gamgam – Rüstem-i Gamgam ve Zülfikar gibi Dal kılıç, dal yatağan deyimleri ise çıplak kolla kılıç kullanmak manalarına gelir.
Osmanlılar hançer ve kılıçlarını bir tarafı keskin ve hilale benzeyen bir eğrilikte yapmışlardır. Osmanlı kılıçlarının en meşhuru “
yatağan” dır
Ciğer fîrâk kılıcıyla oldu yâre diriğ
Ne mülkden ki nihân oldu ol diyâra diriğ Necatî
Cism-i ‘uşşāķ[a] yine rüstem-i pür-zūr gibi
Tìġ-ı ġamġam çeküben iki biçer ġamzelerüñ (Vesìm: Dìvān: G. 152/4)
Yemin edip kılıcın kabzasına nezrettim
Bulup Nedim'i iki bilse eyledim îsâr Nedîm
Benem ol Kahramān-ı pür-hüner kim
Elimde ĥāmedür şemşìr-i ġamġam (Ŝabrì: Dìvān: K. 14/24)
Düşdi güzelüm pâyımıza gam gam içinde
Cevher gibi tîg-ı dü-per-i gamgam içinde Tokatlı Kani Şiirleri[4]
Tığın adem diyarına rûşen-tarîktır
A'dâ-yı dîni durma kılıçtan geçir hemân Bâkî
Döne şimşir-i hatîbe nola şimşîr-i zeban
Mülk-i nazma hutbe-i emn ü emânîdir sözüm Nefî
Sözünü kesdiremez olmasa hunriz şehân
Bak hutebâ çıkıcak minbere tîğa dayanır Neş'et
Padişah-ı heft kişver kılıç kuşandı bir erden
Devlete Hak layık gördü himmet oldu peygamberden
Kul Mehmet ( Aşık ) ŞiirleriHazreti Eyyub'da kılıç kuşandı
Gittiği yollara kumaş döşendi
Kızılbaş da korktu kendi usandı
Sultan Murat geldi açılın dağlar
Kayıkçı Kul Mustafa ŞiirleriBu meydanda kılıç çalıp kan döken
Din kardaşı ehli imandır bugün
Erkek kuzu emrolunmuş bıçağa
Can kurban olacak zamandır bugün
Kağızmanlı Hıfzı ŞiirleriTa ezelden kılıç sala geldi bunlar düşmana
Bu Cezayir askeriyle kimse başa çıkamaz
Her kim düşman olur ise kendi gelir pişmana
Bu Cezayir askeriyle kimse başa çıkamaz
Çırpanlı ( Aşık - 16. yy )
Ahmet Kırıkhan
7 years ago
Gülsüm Gülen
7 years ago