Meali Hayatı Edebi Kişiliği Divanı

17.09.2015
 
 
 
Resim alıntı: DİA Meâlî’yi bir öğrencisiyle tasvir eden minyatür (Âşık Çelebi, Meşâirü’ş-şuarâ, Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, Tarih,
 
 
 

MEALİ ( 16. yy )

 

II.Bayezid devri kadılarından Mustafa bin Evhâdüddîn Yarhisarî'nin (ö.1505-6) oğludur. Doğu tarihi kesin olmasa da  895/1490 yılında dünyaya geldiği tahmin edilmektedir. Asıl adı ise  Mehmet’tir.

İstanbul kadısı olan babasından dolayı  Yarhisarîoğlu, köse olduğu için de Köse Me’âlî lakabıyla tanınan  Me’âlî, anne tarafından da ünlü Fenârî ailesine mensuptur. [1]

 

Devrin kaynaklarına göre “uzun burunlu, garip görünüşlü ve kösedir”. [2] Kaynaklar onun tuhaf görünüşüne rağmen “güleç yüzlü, şirin sözlü, zayıf vücutlu, alıngan, şakacı” birisi olduğunu babasının kadı olmasına ve kendisinin de iyi bir tahsil görmesine rağmen, “gençliğinde  ayak takımları ile gezip tozduğu ve yeyip içtiğini”  belirtir.[3]

 

Kadı olan babasının imkânları ile  iyi bir tahsil gördüğü Arapça ve Farsçayı iyi düzeyde öğrendiği kendisinin de Kadı olarak görev yapmasından da anlaşılır

 

İyi bir tahsil görmesine   ve  babasının II. Bayezid ve Yavuz zamanlarında İstanbul kadılığına kadar yükselmiş çok önemli bir zat olmasına rağmen ahlaki düşkünlüğü ayak takımları ile gezip dolaşması, eğlenceye düşkünlüğü sebebi ile önemli görevlere gelememiş, küçük “kasaba kadılıkları ile “[4]yetinmek zorunda kalmıştır. Mihaliç, Kebsud ve Fırt gibi küçük yerleşim yerlerinde kadılık yapmış, Denizli kadılığına talip olduysa da aynı sebepler yüzünden tayin edilmemiş;  Sofya ve Filibe'de kadılık yapmayı da başarmıştır. [5]

 

Kanûnî Sultan Süleyman'ın tahta çıkması üzerine hayatı boyunca o görevde kalmak üzere Gelibolu kadılığına tayin edilmiş, Bolayır tevliyeti de eklenerek  bu göreve atanmış, On yıl kadar rahat bir ömür sürdükten sonra Gelibolu'da ölmüştür. (943/1535-36) [6]

 

Şairin mezarı Gelibolu’dadır. Bu nedenle  Meali, Namık Kemal’in de ilgisini çekmiş, Namık Kemal onun şiirlerine nazire yazmıştır.

 

 

EDEBİ YÖNÜ

 

 

Şiirlerinden ve devrin kaynaklarının verdiği bilgilerden yola çıkarak  Meali’nin tuhaf görünümlü ve tuhaf bir mizaca sahip kendine özgü bir karakter olduğu ortaya çıkar.  Şiirlerinden yola çıkarak da neşeli, hafif meşrep,  mizahi yönleri olan farklı düşünen, farklı ifade eden, hadiselere değişik açılardan bakıp,  ilginç yönler görüp ilginç benzetmeler ve tespitler yapabilen bir şair olduğu ortaya çıkar. Kaynaklar onun çok gülünç bir  fiziki görünüşe sahip olduğunu yazmaktadır. Uzun  boylu uzun burunlu, köse  ve çok garip görünüşlü bir adam olduğunu yazmaktadır. Mesleğinde yükselememesinin diğer bir nedeni de belki de bu  fiziki görüntüsü de önemli rol oynamıştır. Şiirlerinde hezliyata ve müstehcenliğe de aşırı yer vermiş olması, hatta küfür ve müstehcenlikten aşırıya kaçması  kadılık  ve müderrislik alanında yükselmek isteyen birisi için  oldukça negatif etkiler yaratmıştır.

 

Mealinin çirkin yüzü, gülünç dış görünüşü, neşeli, hafif meşrep, küfre ve müstehcenliğe düşkün mizacı şiirlerine ve üslubuna da yansımıştır. Özellikle farklı benzetmeleri, özgün düşünce ve tespitleri ile dikkat çeker.  Meali  “edasında  kelime ve kafiye seçiminde, teşbih ve deyimlerinde  tuhaf bir şahsilik, bu yönleri ile devrin diğer şairleri arasında hususi bir özellik göstermiş” [7]kendine özgü bir şairdir. Hemen hiç bir şairin  etkisinde olmadığı gözlemlenen, özgün bir eda ve deyiş özelliği gösteren kendine özgü bir şair olan Meali bazı şiirlerinde bu özelliğini ap  açık yansıtmıştır.


 

MEALİ DİVANI

 

Me’âlî'nin tek eseri Divan’ı olmasına rağmen  devrin kaynaklarının sözünü ettiği  mürettep divanı daha kendi yaşadığı dönem olan 16. Yüzyılda kaybolmuştur. Tezkireciler onun mürettep bir divan yazdığını ve daha kendi sağlığında bu divanın kaybolduğunu dile getirirler.  (İsen 1994: 271). [8]

Divanından ele geçen nüshaları  ve farklı  mecmualardaki şiirleri ile birleştirilerek  Edith Ambros tarafından yayınlanmıştır.  Me’âlî Divanında  1 kaside, 1 Arapça kıt'a, 5 tarih, 8 murabba, 1 destan, 270 gazel, 36 Türkçe kıta ve 61 müfretten meydana gelmektedir.[9] Ambros'un toplayıp neşrettiği divan, mürettep  bir divan olmadığı için  Meali’nin   kaybolan mürettep divanındaki pek çok şirinin günümüze ulaşmadığı söylenebilir.

 

 Me’âlî'nin Dîvân’ı içinde dikkate değer örnek şiirlerden biri Mersiye-i Gürbe  ( Hirrename ) oldukça dikkat çekicidir. Bu şiir bir divan şairi olan  Meali’nin heceli halk ve ozan şiirine duyduğu alakayı ortaya koyması bakımından  ilginçtir.   Ozan şiiri özelliği gösteren, 8 heceli, semai tarzında kaleme alınmış olan Destan’ı da aynı nedenlerle  oldukça  dikkat çeker.  Osmanlı tarihçilerinin  Şeytankulu adını verdiği Şahkulu Baba Tekeli veya Karabıyıkoğlu'nun Osmanlı devletine isyanını anlatan (1511) bu destanda  II. Bayezid'in bu isyancıları yok etmesi dilenmektedir.  Destan, hem heceyle  hem de aruzla yazılmış  bir şiir olması nedeni ile dikkat çeker. Şeklen ve dil hususiyetleri bakımlarından da tam bir  destan özelliği göstermiş ve dörtlüklerle yazılmıştır. 

 

Buna rağmen bazı gazellerinde hiçbir divan şairinde olmayan teşbihler, benzetmeler, özgün tespitler ve konularla yazılmış ilginç gazelleri onun güçlü bir şair olduğunu ortaya koymaktadır.

Mealinin pek çok şiiri dil ve üslup bakımından oldukça sade bir Türkçe ile yazılmıştır. Meali’nin bu yönü üzerine araştırmacılar çok dikkat etmemişler, onun bu yönü analiz edilmemiştir.  “Meâlî, şiirlerinde umumiyetle sade bir dil kullanmış, , ince bir alay ve yergiyi de başvurmuştur.

 

 

Meali Şiirleri

 

Yaşım su gibi kuy-ı ırmağa dönmüştür

Mersiye-i Gürbe ( Hirrename )

Destan

 

KAYNAKÇA 

 

[1] Kutlu, Mustafa (1986). “Me’âlî”. Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi. C.6. İstanbul: Dergah Yay. 166-167.

[2]  Prof. Dr. Mustafa İSEN, ME’ÂLÎ,  www.turkedebiyatiisimlersozlug,01 Mart 2013

[3] Alî, Künhü'l-ahbâr’ın Tezkire Kısmı. Ankara: AKM Yay. İsen, Mustafa (1991). “

[4] Latîfî, Tezkiretü'ş-Şuarâ ve Tabsıratü'n-Nuzemâ. Ankara: AKM Yay.

[5] Mustafa İsen, MEÂLİ, TDVİA - cilt: 28; sayfa: 202

[6] Mustafa İsen, MEÂLİ, TDVİA - cilt: 28; sayfa: 202

[7] V. Mahir Kocatürk, Türk Edebiyatı Tarihi, MEB 1970 SHF 320

[8]  Mustafa İsen, MEÂLİ, TDVİA - cilt: 28; sayfa: 202

[9]  Mustafa İsen, MEÂLİ, TDVİA - cilt: 28; sayfa: 202

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar