Osmanlıca yazılışı: mest : مست
Mest Farsça kökenli bir sözcüktür. Sözlüklerdeki anlamları: Sarhoş, aklı başında olmayan, kendinden geçercesine haz duyan, çok içki içmiş, sarhoş gibi kendinden geçmiş, baygın bakış, ve çok hoşnut olmuş anlamlarındadır.
Farsçadan Türkçeye geçmiş olan, su geçirmeyen ince deriden yapılmış ev içi ayakkabısına da mest denir. Ancak sarhoşluk anlamlarında kullanılan mest ile ayakkabı anlamına gelen mest sözcükleri arasında bir anlam alakası olmadığından bu sözcükleri eş sesli ( yazılışları aynı anlamları farklı ) kabul etmek gerekir.
Mest olmak: Kendinden geçercesine haz duymak şeklinde kullanılır.
Mestan: Sarhoşlar.
Mestane: kendinden geçmiş bir durumda.
Sermest : سرمست : Başı dönmüş, kendinden geçmiş
Bed-mest: sarkıntılık eden cıvık sarhoş.
Ser-mest, Siyeh-mest: fazla sarhoş.
Mest-i bî-riyâ: riyasız sarhoş.
Mest-i müdâm: devamlı, her zaman sarhoş.
Mest-i nâz: naz sarhoşu; süzgün bakışlı, baygın bakışlı nazlı güzel;
Mest-i ser-şâr: haddinden fazla sarhoş.
Mest-i temâşâ: bakma, seyretme sarhoşu; seyretmekten sarhoş olmuş olan.
Mest-i elest : Elest meclisinde hitab-ı İlahî ile mest olan.
Mest-i harâb: Körkütük sarhoş. (Farsça - Arapça)
Mest-i harâb olmak: Körkütük sarhoş olmak. (Farsça - Arapça)
Mest sözcüğü Osmanlıca ve günümüz Türkçesine Farsçadan girmiştir. Tahmin edilebileceği gibi divan şiirinde en çok karşımıza çıkan sözcüklerden biridir. Mest, mestane, mest-i nâz sözcükleri genellikle sevgili, şarap, kadeh, câm, sagar, saki, mey, meyhane, sagar, gedu (kabak kadeh ) , piyale, mugan, pir-i mugan, muğbece ( içki dağıtan çocuk ) , humar, gibi sözcüklerle tenasüplü, alakalı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Mest, sözcüğü divan şiirinde sadece sarhoşluk halini ifade etmez. Mest sözcüğü aşı hoşnut olma, zevk ile sarhoş gibi olma, çok hoşlanmak anlamlarında da kullanılır. Bu manada kullanıldığında örneğin bülbülün sesi işiteni mest eder. Dini tasavvufi şiirlerde ise ilahi aşk ile mest olmak hali de vardır.
Sarhoşluk anlamı ile kullanıldığında sevgili mest-i nâz bir halde âşık ise daima mest-i müdâm, mesti hârab vaziyettedir. Mest sözcüğü halk âşık ve çağdaş şiirimizde de aynı anlamları ve kullanımları ile kaşımıza çıkmaktadır.
‘Âlemi bûy-ı gül-i bâg-ı dilüm mest eyler‘
Andelîb-i nagam-ı ‘aşk ile hem-dest eyler Sa’id Giray
Çeşm mest gamze mest ol gözleri fettân mest
Olmasun mı bezm-i `aşkun hem-demi her an mest Şeyhülislam Yahya
Gönül ki câm-ı mahabbetle mest olup kalmış
Temam cur' a gibi hâke pest olup kalmış Neşati
Her kim gözüñe sayd ola mest ü harâb olur (255/1)
Her kim saçuña kayd ola bî-hurd u hâb olur Ahmedi
Hum içre cûş ider mey-i pür-şûr mest olur
Bezm ehlini yıkar bu ne pür-zûr mest olur Şeyhülislam Yahya