Mustafa Memduh Şevket Esendal Öyküleri ve Bu Yollar Uzar Öyküsü

13.11.2019

Mustafa Memduh Şevket Esendal Öyküleri ve Bu Yollar Uzar  Öyküsü

 

 

Mustafa Memduh Şevket Esendal  ve Öykücülüğü

Arkadaşları arasında adı ve soyadının birleştirilmiş hali ile  "MEŞE"  olarak adlandırılan Esendal romanlar da yazmış olsa da Türk edebiyatında daha ziyade hikâyeciliği ile anılır.

MEŞE, durum, kesit hikayeciliği de denilen Çehov tarzının Sait Faik ile birlikte en önemli temsilcisi kabul dilmiş, öykülerinde gündelik olaylara, sıradan kişilere ait anlık öyküler yazmıştır.

Öykülerinde " Mustafa Memduh, Mustafa Yalınkat, M. Oğulcuk, İstemenoğlu" gibi takma adlar kullanmış olan Esendal öykücülüğe, 17 Aralık 1908 Tanin gazetesinde çıkan "Veysel Çavuş"  İsimli hikâye ile başlamış,   Çığır gazetesi ve 1911 de "İkisinin Arasında" adlı hikâye ile devam ederek aynı dergide 1912 yılına kadar yedi adet öyküsü çıkmıştır. [1]

Esendal, 1925 yılında Meslek Gazetesini çıkarmaya başlamış ve 1925 yılında bu gazetede peş peşe 35 hikâye yayımlamıştır. Esendal,  “1934 yılına kadar hikâyeci olarak kendisini göstermiş ancak 1934 yılında yayımlanan “ Ayaşlı ve Kiracıları” adlı romanına kadar da tek tük hikâyeler yazmıştır. [2]

Esendal, öykülerinde basit, sıradan insanların çok yakın tanıma fırsatı bulduğu, dalgacı, yiyici, sömürücü, zavallı küçük memurlar ve devlet görevlilerinin hayatlarından düşünme ve davranış biçimlerinden kesitler sunmuş, yoksul, sıradan, basit ve küçük insanların iç dünyalarını ortaya koyan konulara değinmiştir.

Teknik olarak Çehov’u izleyen, dolayısı ile Sait Faik ile aynı çizgide duran Esendal,  dil anlayışı ile Ömer Seyfettin’in peşinden sürüklenmiş, hatta ondan da sade açık, anlaşılır, duru ve daha da yalın bir dil kullanmıştır.

 “Bu Yollar Uzar”  Öykü Metni

Postacı Hayri; 26 yaşında bir delikanlı. Belediye kâtibine bir kağıt götürmüştü, dönerken kasabın çırağına rasgeldi. Çırak onu görünce durdu: Hayri’ye:

 

 

 

— Kuzu ciğer istemişsin, dedi, usta ayırdı. Eve götürdüm, kimse yoktu. İstersen şimdi al, istersen dükkândadır, eve giderken alırsın!

“Evde kimse yoktu” sözü kulağını tırmaladı.

— Kapıyı vurdun mu? Diye sordu.

— Vurdum. Evde adam olsaydı duyardı. Komşular duydular.

— Koy dükkana, ben uğrar alırım.

Yürüdü, postaneye gitti. Yüreğinde bir sıkıntı, bir ateş. Altı aylık evlidir. Karısını gözünden kıskanıyor. Adamın aklına en olmayacak şeyler gelir!…

Postanede duramadı, Arkadaşına:

— Recep, dedi, sen buradan ayrılma. Beni yukarıdan sorarlarsa, belediye ye gitti, de. Ben eve kadar bir gideyim. Şimdi gelirim.

Kasaptan ciğeri aldı, bir solukta eve.

Yukarı mahallede oturuyorlardı. Evinin kapısına varınca cebinde anahtarını aradı. Elleri titriyor “Elbet bir şey var ki, ellerim böyle titriyor.” diye düşünüyordu.

Kapıyı açtı. Hiç ses yok.

Kapının sağ yanında her gün oturdukları odaya baktı. Yok. Kapının arkasında, çiviye asılmış bir erkek ceketi ile pantolon var. Buz gibi oldu. “Bunlar kimin” diye düşündü. Kendisinin!… Kıskançlık gözlerini bürümüş, görüyor da tanımıyor.

Yattıkları odanın kapısını açarken içeride karısını bir yabancı ile görecekmiş gibi geliyordu. Orası da boş.

Nereye gitti? Komşulara gitmez. Hırsız korkusu ile evi boş bırakmaz. Bırakacak olsa bile haber verir. Onu nerede aramalı?

Ciğeri mutfakta bırakıp kaynatasının evine gidecekti. Ara kapıyı açıp bahçe üstüne, camekânlı sofaya çıktı. Kulağına kadın sesleri geldi. Bahçe büyük, ağaçlarda kapıyor, kimler olduğu görülmüyor. Eğildi, ağaçların altına baktı. Karşı duvarın dibinde birkaç kadın var. Kendi kız kardeşini tanıdı.

Elinde ciğerle bahçeye çıktı. Komşu kızları, hasım kızları toplanmışlar; çocuklukları akıllarına gelmiş olsa gerek, köşe kapmaca oynuyorlar. Bağrışıp gülüşüyorlar.

Biraz yaklaşınca karısı onu gördü. Koştu, ciğeri elinden aldı, mutfağa girdi, oradan da sabunla el havlusu getirdi.

 

Hayri; kızlara sataşıp alay etmek istiyor, karısı da:

—Hadi, ellerini yıka, ellerini yıka. Çabuk olsana, diye bağırıyor. Hayri’yi kuyu başına çekiyordu. Hayri sevindi. Karısının yüzüne bakıp güldü. Sonra ellerini yıkadı. Elinde havlu ile kızlara doğru yürüdü:

– Ulan şu ettiğiniz işe bakın be! İçinizde bu evli, bu da evli – kendi kız kardeşini göstererek – bu da sözüm yabana, nişanlı. Kalanınız da at gibi kızlar, bağırtınızdan deniz kıyısında durulmuyor!

Kızlar:

—Sen karışma, git işine, diye bağırdılar.

Hayri onlara bakıp gülüyordu.

Kız kardeşi:

—Yıkıl, git oradan, sen bize ne karışıyorsun diye bağırdı.

Hayri:

—Ulan, dedi seni alan herifte kaz kadar beyin var mı?

Karısı havluyu elinden alıp:

—Hadi git işine, diye kolundan çekiştirmeye başladı.

Kızlar da arkasından ittiler, Hayri’yi bahçeden aşırdılar. Karısı da arkasından geldi. Eve girince Hayri durdu. Karısını kucakladı. Bağrına bastı. Sanki kırk yıldır görmemiş gibi. Yüzünden, gözünden öptü. Doyamıyor, bitiremiyordu.

Karısı:

— Canım ne yapıyorsun? … Çocuk musun? … Kızlar bahçede diye, çırpınıyor!

Güçle elinden kurtuldu.

Hayri, evden çıktı. Elleri ceplerinde, ıslık çalarak, ayaklarını sürterek yokuşta aşağı iniyordu. Denizden karpuz kokuları geliyor. Uzakta gök kavşağında bir duman var. Bugün posta günü mü?Yetim Mehmed’in evinin köşesinde Semerci Halil ustaya karşı geldi. Halil usta, yokuşu yavaş yavaş çıkıyor. Soluyarak:

— Ne o Hayri, dedi, evden mi geliyorsun? Geceler yetmiyor değil mi?

— Yok valla, dayı. Ciğer almıştım da eve bıraktım… İşte gidiyorum.

Halil usta, Hayri’nin arkasından söylendi:

 

— Git bakalım… Git ya! Ama bu işler e böyle sürer sanma! Benim de günde üç yol eve gidip dükkâna döndüğüm olurdu. Sonra yollar uzadı. Şimdi tövbeler olsun… İkindiyin dükkândan çıkıyorum, akşama eve zor yetişiyorum. Bir gün gelir bu yollar, sana da uzar anladın mı? Bu yokuşlar sana da domuzlaşır. Tıknefeste at gibi solur solur da çıkamazsın. Bak bana! Gidi gençlik…

Hayri, bu sözlerin hiç birini işitmedi.

Çoktan yokuşu inmiş, beklide postaneye de varmıştır.

Memduh Şevket ESENDAL

İLGİLİ LİNKLERİMİZ

 

Mustafa Memduh Şevket Esendal Hayatı ve Edebi Kişiliği

Ayaşlı ve Kiracıları Hakkında ve Özeti Memduh Şevket ESENDAL

Vassaf Bey Romanı ve Hakkında Memduh Şevket Esendal

Ayaşlı ve Kiracıları Hakkında Memduh Şevket ESENDAL

Memduh Şevket Esendal Miras Romanı Hakkında Konusu ve Özeti

Memduh Şevket Esendal 'ın Öykücülüğü ve Mendil Altında Hikayesi Metni

Mustafa Memduh Şevket Esendal Öyküleri ve Bu Yollar Uzar Öyküsü

Mustafa Memduh Şevket Esendal'ın Durum Hikayeciliği ve Otlakçı Adlı Hikayesi

Memduh Şevket Esendal'ın Öykücülüğü ve Pazarlık Hikayesi

Sevdiğim Öykü Konusu Metni ve Mustafa Memduh Şevket Esendal

Memduh Şevket Esendal Bir Kucak Çiçek Öyküsü Konusu ve Özeti

Memduh Şevket Esendal'ın Öykücülüğü ve Uğursuzluk Adlı Hikayes

İhtiyar Çilingir Konusu Metni ve Memduh Şevket Esendal'ın Öykücülüğü

 

KAYNAKÇA


[1] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/mustafa-memduh-sevket-esendal-hayati-ve-edebi-kisiligi/74824

[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/mustafa-memduh-sevket-esendal-hayati-ve-edebi-kisiligi/74824

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar