KategorilerEDEBİYATEdebiyat Terimleri MazmunlarNa't Nedir Na' tın Amacı Özellikleri Türk Edebiyatında Nat

Na't Nedir Na' tın Amacı Özellikleri Türk Edebiyatında Nat

10.06.2020

 

Na’t Nedir Na’tın Amacı Özellikleri Türk Edebiyatında Na’t

Osmanlıca yazılışı: na’t  : نعت

Na’t kelimesinin sözlüklerdeki anlamları: Övme. “nitelemek, iyi ve güzel şeyleri abartılı biçimde dile getirmek; nitelik, vasıf”;[1] Hz. Muhammed'i övmek amaçlı şiir. Medih ve senâ ederek, vasıflarını göstererek bir şeyi anlatmak. Hz. Muhammed’i övmek amaçlı yazılmış kaside türü. Şekillerindedir.

Na’t: Arapçada, tavsif etmek mânâsına masdar, sıfat ve vasıf mânâsına da isim olarak kullanılır. “[2]


Na't-gû : (nâ't söyleyen) Na't yazmakla ün almış kişilere
Na't-hân :  (na't okuyan)  na't okuyan

EDEBİYATTA NA’T

Na’t, İslam ve divan edebiyatında Hz. Muhammed’i övmek, Hz Peygamberden şefaat dilemek, Hz Muhammed’e yalvarmak amaçlı yazılmış şiirleri ifade eder. Na’t, bir nazım veya mensur eser türü değil konusu Hz Muhammed’i övmek amaçlı yazılmış müstakil bir şiir veya manzum ve mensur eserlerde Hz Muhammed sevgisi ve onun şefaatini kazanmak amaçlı bir bölümdür.

Na’t, Arap edebiyatında övgü amaçlı şiirler olan medh, medh şiirlerinin eş anlamlısı olarak görülmüş ama İran Türk edebiyatlarında Hz Peygamberi övmek amaçlı yazılan şiirlerin özel adı olarak kullanılmıştır. Resûlullah’ı öven şiirler na’t olarak adlandırılmış, mensur veya manzum eserlerde Hz Muhammed’i öven bölümler halinde de yazılabildikleri gibi baştan sona Hz Peygamberi övmek amaçlı manzumelere de na’t denmiştir. Bunlara ise na't-i Şerif, na'ti Nebî; na't-i Mustafâ gibi adlar da verilmiştir

Divan edebiyatında hemen her manzum ve nesir eserde Allah’a hamd u sena etmek, Allah’a yalvarmak;  Hz Peygamber’den de şefaat dilemek ve Hz Muhammed’i övmek adettir. Hangi konuda yazılırsa yazılsın hemen her eser Hz Peygamber’i öven bölümlere yer verilmiştir.

Türk edebiyatında na’t, esmâ-i nebî, mevlid, mi‘racnâme, mu‘cizât-ı nebî, hilye, kırk hadis [3]gibi edebi türlerde karşımıza çıkmaktadır. Türk Edebiyatında na’t yazmak, na’t okumak, na’t yazılarını levhalara yazmak, ilahi halinde terennüm etmek vb oldukça yaygın olmuştur. Na’t yazma geleneğinin esasını Hz Muhammed’e duyulan sevgi,  şefaat dilemek amacı, onun affına ve sevgisine mazhar olmak isteği vb yatmaktadır.

Bunların yanı sıra baştan sona Hz Muhammed’i övmek için yazılmış olan şiirler de vardır. Hangi nazım şekli ile yazılmış olursa olsun Hz Muhammed’i övme amaçlı yazılmış olan şiirlere na’ta denir. Nitekim Türk edebiyatında kaside, gazel, mesnevi, kıta, müstezad, terciibend ve terkibibend, musammat, rubâî, tuyuğ, müfred şekillerinde yazılmış pek çok na’t örneği bulunmaktadır.

Na’tlar daha ziyade kaside şeklinde yazılmışlardır. Buna mukabil hemen her mesnevi ve divanda bir bölüm halinde de bulunur. Mesnevilerde ve divanlarda Tevhid ve münacattan sonra na’t bölümü vardır. Dini metinlerde “ hamdele ve salvale” denilen bölümlerde de na’tların olması zorunludur ve bu bölümler belli kurallara göre yazılmışlardır.

Na'tlarda, önce Hz. Peygamber (s.a.s)'e duyulan muhabbet, onun üstün nitelikleri,  güzel vasıfları, güzel ahlakı, mucizeleri vb anlatılır. Na'tların bazılarında, Ehl-i beyt, Dört halife, Hz. Ali ahfâdına da yer verilebilir.  Hz. Peygamber'den şefâat istenilerek ona olan bağlılık ve sevgi dile getirilip salât ve selâm edilir. Na’t, esasında Hz Peygamber’e özgü yazılmış şiirler olsa bile Dört Halife, ( Cihar yâr-i ı güzîn) , veliler, pirler,  şeyhler, ashab-ı kerim için de yazılmış olanları vardır.  Ama bu  tip na’tlar yazılan kişiyi yaırt edilecek şekilde adlandırılır: Na’t-ı Nebî ‘Aleyhisselâm, Na’t-i Şerî,  Na’t-ı Seyyid-i Mürselîn , Na’t-ı Hazret-i Ali, Na’t-ı Mevlâna gibi.

Eski Türk edebiyatında hemen her şair ve yazar na’t yazmış, ancak Fuzulî'nin "su" ve "gül" redifli kasideleri, Nâbî'nin ve Şeyh Galib'in "müseddes" nazım şekli ile kaleme aldıkları na'tları en çok sevilen na’tlar olmuşlardır.  Nazîm'in küçük bir divân oluşturacak kadar çok sayıda na’tı vardır. [4]Neccar zâde Şeyh Rızâ da divan edebiyatında en çok na’t yazan şairler arasındadır. 

Na’tlarda ağır ve süslü bir dil kullanılmış, bu şekilde bir üslup kullanmak Hz Muhammed’e saygılı davranmak olarak telakki edilmiştir.

"Na'tî" mahlasını kullanacak kadar çok sayıda na't yazan şâirler de vardır. Na'tî Mehmed (öl. 1679), Na'tî Ahmed Paşa (XVII.yy.), Na'tî Mustafa (öl. 1718) bunlardandır.[5] Edebiyatımızda  güzel na’tları derleyen eserler de yazıldığı gibi meşhur na’tler için yazılmış nazireler ve tahmisler ve tesdisler de bulunur.

Na’t Örneği

Na’t-i Şerîf

Kapına geldi âsîler şefâat yâ Resûlallâh
Suçunu bildi kâsîler şefâat yâ Resûlallâh

Kapından özge yok kapum tapundan özge yok tapum
Bu dem geldim bilip suçum şefâat yâ Resûlallâh

Garîk-i bahr-i isyânım harîk-i nâr-ı hicrânım
Fakîrim zâr u giryânım şefâat yâ Resûlallâh

Yolum sedd eyledi ağyâr kılıp gurbette işim zâr
Elim tut lutf ile kurtar şefâat yâ Resûlallâh

Ne ettim-ise ben ettim yanıldım nefse zulm ettim
Henüz cürmüm bilip geldim şefâat yâ Resûlallâh

Ne ilmim var ne a'mâlim perîşân cümle ahvâlim
Dolu vesvâs ile bâlim şefâat yâ Resûlallâh

Çü geldik biz sefîhâne nazar kıl sen hakîmâne
Vasiyyet kılman ihvâna şefâat yâ Resûlallâh

Marîz-i zâlim-i nefsem yanıldım durmadım epsem
Kapından dilerim essem şefâat yâ Resûlallâh

Bu Şemsî abd-i âbıktır ne etsen ana lâyıktır
Velî yolunda sâdıktır şefâat yâ Resûlallâh  Şemseddîn Ahmed

Recep ToparlıŞemseddin Sîvâsî Divanı

 Mefâîlün mefâîlün mefâîlün mefâîlün


kaynakça

[1] MUSTAFA ÇİÇEKLER, https://islamansiklopedisi.org.tr/nat#1

[2] Doç. Dr. M. Es’ad COŞAN, TÜRK EDEBİYATINDA NA’TLAR, Hakses Mecmuası, Hicret Özel Sayısı, Eylül-Ekim 1979, s.37-39.

[3] EMİNE YENİTERZİ, https://islamansiklopedisi.org.tr/nat#1

[4] İskender Pala , Ansiklopedik Divan Şiiri, Na’t maddesi , s.364

[5] İskender Pala , Ansiklopedik Divan Şiiri, Na’t maddesi , s.364

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da