Otağ Nedir Kökeni Şiirlerimizde Otağ
Otağ, veya otu Türkçe kökenli bir sözcüktür. Eski Türkçe’de ateş anlamına gelen öt ( od) “ ōta- "ateş yakmak, duman tütmek" fiilinden +Ig sonekiyle “[1] türetilmiştir. Otağ da bir çadırdır ve içinde öt, ( od) yani ateş yakılan büyük çadırlara otağ veya yurt dendiği, çadır ve yurt sözcüklerinin de Türkçe kökenli olduğu bilinmektedir.
Sözlüklerdeki tarifi “ Büyük ve süslü, gösterişli çadır. Hakan Çadırı”, “ büyüklere mahsus yüksek etekli geniş ve süslü çadır “ [2]anlamlarına gelir. Otag sözcüğü günümüzde vatan anlamına dönüşen büyük çadır manasındaki “Yurt “sözcüğü ile de eş anlamlıdır.
Otağ, büyük çadır anlamı ile Divan-i Lugat-it Türk’de de geçmektedir. Otağ, Osmanlı döneminde de devlet erkânına ait büyük çadır manasını korumuş, Padişah, vezirler ve büyük komutanların kullandığı çadırlara denmiştir.
İnsanoğlunun mağara devrinden çıktıktan sonra göçerliği sürdürenlerin "çadır" gibi meskenlerin içinde yaşadığı, yerleşik olanların ise dam veya toprak evlerde kaldığı bilinmektedir.
Çadır", eski şekli "çatır", Farsça "çadır" dan veya Türkçe "Çat" kökünden türetilerek meydana gelmiştir. (Osm. Hayme) Türkler bu tür meskenlere. "ev, iv, oba, otak, kerekü, gereke, çerge, çatır ve çetir"de derler. [3] Eski Türkler içinde öt, (od ) yani ateş yakabildikleri büyük çadırlara otağ demişlerdir.
Eski göçebe Türklerin hayatında en önemli nesnelerin başında çadır ve otağlar geliyordu. Göçer Türkler yaylaklar ve kışlaklar gidip gelirlerken eşyalarını at, katır, deve gibi hayvanlar ve öküzlerin çektiği arabalar üzerinde yapıyorlardı. Otağların veya devlet erkânı için yapılmış olan yurtların taşındığı büyük arabalarda taşındığı da bilinmektedir. Örneğin Pazırık Kurganlarındaki bir mezarda bulunan arabanın ” yüksekliği 3 metre, genişliği 3,35 metre, tekerleklerin çapıysa 2,15 metredir. “[4]
Otağ, otu veya yurt denilen içinde ateş yakılabilen hakanların ve vezirlerin kullandıkları çadırların daha görkemli daha geniş, daha süslü yapıldıkları açıktır. Bu otağların kullanan kişilerin alametleri sanacakları veya beratları ile tezyin edildikleri hakan veya vezirlere işaret edecek şekillerde yapıldıkları da ortadadır. Nitekim seferlerde kullanılan padişah otağlarının ne derece süslenmiş olabileceği tahmin edilebilir. Osmanlılarda Padişahın otağına "otağ-ı humayun" adı verilmiştir. Otağı Hümayunların ne derece geniş olduğu padişahlık alametlerini de taşıdığı önlerinde de görkemli gölgeliklerin eski dilde- çetr- olduğu bilinmektedir.( bkz Çetr Çader Nedir Beyitlerde Gölgelik ve Çadır )
Çetrler Anadolu Selçukluları'nda hükümdarlık alametlerinden biridir. Bu saltanat şemsiyelerinin oldukça görkemli yapıldığı bunlara çetr-î cihangir-î saltanat, çetr-î mansur, çetr-î şahanşah, çetr-î hümâyun[5] gibi adlar verildiği anlaşılmaktadır. Padişahların kimi zaman otağı humayunların dışında ve çetrlerin altında oturdukları çetrlerin altında da bir taht bulunduğu minyatürlerden de anlaşılan ayrıntılar arasındadır.
Şiir ve edebiyat dünyamızda çadır, çetr, otağ bir hayli yer tutmaktadır. Eski devirlerin hayatında en çok yer alan nesnelerden birisi olan çadır ve çetrin edebiyatımızda da çok kullanılacağı açıktır. Otağ sözcüğü gerçek anlamı ile kullanıldığı gibi gökyüzü manasında da kullanılmıştır.
Bu tâk-ı lâciverdî zer-beft otağun olsun
Mihrî ile yanınca iki solağun olsun Ubeydi Abdurrahman Çelebi
Şâh-ı ‘ışkam dil münakkaş bir otagumdur benüm
Bend-i gam anda girihler şemse dâgumdur benüm EMRÎ
Saadetle çıkıp şehzâde çün kim kurdu otağı
Tonattı haymeler yer yer san ak güllerle yaylağı Aşkî
Ayvaz gelir otağından
Ballar akar dudağından
Kaymak yalar tabağından
Ah boran mı kış mıdır Ayvaz Rüstem Alyansoğlu
Gelmişem otagına oyadam seni
Gara gile oyadam seni
Ne gözel halg eylemiş yaradan seni
Gara gile yaradan seni
Götürüb men gaçaram aradan seni
Gara gile aradan seni
Davud Memmedbeyov- Azerbaycan
Hanbağı’na kurulmuş aşıkların otağı
Gülzar-ı aşk olubdur aşk ehlinin durağı HİLMİ DEDEBABA
İLGİLİ SAYFALAR
Çader Nedir Kelle Torbası Kafa Çadırı
KAYNAKÇA
[1]https://www.etimolojiturkce.com/kelime/ota%C4%9F
[2] http://www.lugatim.com/s/ota%C4%9F
[3] Abdülkadir İnan,"Orta Asya Türklerinde Çadır ve Kımız", T.Folklor Araş. Temmuz 1973, sayı:288)
[4] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/turklerde-cadir-ve-cadircilik/112464
[5] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/cetr-cader-nedir-beyitlerde-golgelik-ve-cadir/85412