Ruh Nedir Satrançta Kale Eski Şiirde Satranç
Osmanlıca yazılışı ruh : رخ
Ruh sözcüğü Arapça yanak, yüz, çehre anlamlarına gelir. Bu manası ile hadd, izâr, ruhsâr, ruhsâre sözcükleri ile eş anlamlı olmaktadır. Ancak divan edebiyatında ruh sözcüğü aynı zamandan da satranç oyununda kalenin diğer adıdır. Bu nedenle ruh, satrançta "kale" adıyla bilinen taş anlamına da gelir. Yanak anlamındaki ruhun diğer eş anlamlıları hadd, izâr, ruhsâr, ruhsâredir ( Yanak anlamı için bkz Ruh Yanak Sevgilinin Yüzü Çiçeklerin Kıskançlığı.)
Hatta ruh sözcüğü eski dilde Anka kuşu, Anka kuşunun satrançtaki karışlığı olan ve kale adı verilen taşı temsil eder. Ruh sözcüğü satrançtaki kale anlamı ile düşünüldüğünde ruh sözcüğü ruh-üş-şatranç : (satranç taşı) anlamına gelmektedir.
Divan şairleri sevgilinin yanağı ve satrançta kale anlamına gelen ru, ruy sözcüklerini her iki gerçek manaya gelecek şekilde ve tevriyeli kullanmışlardır. Ruh, "Anka kuşu" demektir. Bu kuştan kinaye olarak satranç oyununda düz hareket
Satrançta her oyuncunun bir şah, bir vezir, iki fil, iki at, iki kale ve sekiz piyonu vardır. Oyunun amacı şahı ele geçirmektir. Fil taşı bir oyuncuda ikiÜ tane olup biri beyaz diğeri siyah kare içindedir. Fil hangi renkteki karede ise o doğrultuda çapraz bir şekilde ilerler. At taşı “L” şeklinde ilerler diğer taşlara mukabil taş üzerinden atlayabilir. Kale, yatay ve dikey şekilde önünde taş olmadığı müddetçe istediği kadar ilerleyebilir. Vezir en değerli taş olup önünde taş olmadığı müddetçe düz, çapraz ilerleyebilir.
Ruh sözcüğü satrançtaki kale anlamı ile kullanıldığında karşımıza satrancın mucidi olarak bilinen Leclac da çıkar. ( bkz Leclâc Kimdir Satrancın Mucidi) Divan edebiyatından; satranç ile ilgili olarak: , şatranç, baziçe (oyun), zemin, nat’ (bez/tahta), bisât (tahta/bez) gibi sözcklerin yanısıra kullanılan pek çok terim vardır. Bunlar: şâh, şeh, vezir, ferz (vezir), ferzîn (vezir), ferzâne (vezir), kale, ruh (kale), mansûbe (oyun, açmaz), tabiye (tedbir), esb (at), rahş (at), at, semend (at), pîl (fil), pîlten (fil), fil, piyade (piyon), asker, beydak (piyon), lu’b (oyun), oyun, sürmek, tarh itmek (taş bırakmak), kej-rev (eğri gidişli), açmaz (taşın oynatılamaması), çatal (iki taşa yapılan hamle), hâne (satranç tahtasındaki her bir kare), ev (satranç tahtasındaki her bir kare), şeh-mât (yenmek), mât etmek (yenmek), kış etmek (şah çekmek), Leclâc (satrancın piri), Hıssa b. Dâhir (satrancın piri) vb dir.
“Şairler, satranç terimlerini, hangi temayı manzumelerinde işleyecekse o şekilde ele almışlardır. Eğer konu aşk, sevgili ve âşık arasındaki münasebetler ise satranç terimleri o şekilde yorumlanmıştır. Yine tasavvufî söylemler, ölümle ilgili düşünceler ifade edilecekse satranç terimleri buna uygun bir şekilde teşbih ve mecaz konusu yapılmıştır.”[1]
Ancak divan şairleri ruh sözcüğünü satrançtaki kale taşı manasında kullansalar bile sık sık, sevgilinin yanağı manasındaki ruh ve ruhsar anlamındaki sözcük ile tevriyeli kullanmışlardır. Divan şiirinde ruh yani satrançta taşı kale manasındaki sözcük sık sık satranç ile ilgili olarak kullanılmışt
Kızıl ruḫ şeh itsün vura anı fîl
Evet ola mât olmasına delil Firdevsî-i Rûmî
Urursun hakka ruh iy ehl-i hibret
Yeter ashâb-ı fîl ahvâli ‘ibret Lâmi’î Çelebi
İdüp tarh ana bir at u iki ruh
Hemân mât itdi ol dildâr-ı Ferruh Lâmi’î Çelebi –
Hemân rûh gibi gördügün yere bas pâyini pây al
Güzel dost dogrıdur dostum meded basa iki bâne Azbî Bab
Dilerem ben piyâ d e-ruh ruhuna
Uram şol resme kim at ola Leclâc Kadı Burhaneddin
Dil beydakını verir ü şeh-mat olur ol kim
Satranc-ı mahahbette ruh-ı yâr ile oynar Ahmed Paşa
Ger fil ise mat ola gerek şeh ruhiyile
Canım pes anın yoluna matruh değil mi Kadı Burhaneddîn
Gün gibi arz eyle şâhım sevk ile her yana ruh
Görelim kirmi mukabil meh-ruh-ı zîbâ ne ruh Celâl
KAYNAKÇA
[1] İlyas KAYAOKAY, DİVAN ŞİİRİNDE SATRANÇ TERİMLERİYLE YAZILMIŞ MANZUMELER, ESKİ TÜRK EDEBİYATI ARAŞTIRMALARI DERGİSİ Cilt: 1 Sayı: 1 Ağustos 2018