Şah Sinbad'ın Şahini

12.03.2015

 

Sabahleyin şah, divana gitmiş; divan halkla dolunca, gün batasıya kadar tayinler, aziller yaparak, yöneterek, askıda kalan işleri bitirerek adalet dağıtmaya başlamış. Sonra divan dağılmış, şah da sarayına dönmüş. Gece yaklaşınca, vezirin kızı Şehrazat ile her zamanki ilişkisini kurmuş.

Beşinci Gece Olunca Şehrazat anlatmaya başlamış; İşittim ki, ey bahtı güzel Şahım, Kral Yunan vezin ne, "Ey vezir, hekime karşı kıskançlık duygularına kapılma! Sen, onu öldürmemi, sonra da şahinini öldürdükten sonra pişmanlık duyan Şah Sindbad gibi bundan pişman olmamı istiyorsun!" demiş. Vezir; "Bu nasıl olmuş?" diye sorunca, kral ona şu öyküyü anlatmış:

Bir zamanlar Fars şahlarının içinde eğlenceye, bahçelerde gezmeyeve her türlü ava çok meraklı bir şah varmış. Onun kendi eliyle yetiştirdiği ve gece gündüz terk etmeyip bileğinde tünettiği bir de şahini varmış; ava gittiği zaman onu birlikte götürür; boynuna astığı ufak bir altın tastan su içmesini sağlarmış. Bir gün sarayında otururken, kuşların bakımıyla ilgilenen görevli çıkagelmiş ve ona, "Ey yüzyılların şahı, sanırım ava gitmenin tam zamanı!" demiş. Bunun üzerine şah hazırlıklara başlamış, şahini de eline almış, yola çıkılmış; av ağlarının gerili bulunduğu küçük bir vadiye gelinmiş. Birdenbire ağa bir ceylan düşmüş. Bunu gören şah, "Kim bu ceylamn kendi yanına yaklaştığım görür ve kaçın rsa, onu öldürürüm!" demiş. Sonra ceylanı saran av ağım çekip şaha doğru yaklaştırmaya başlamışlar.

Ceylan ön ayaklarını göğsüne yaslayarak, yere dayayıp arka ayaklan üzerinde dikilerek, sanki şahın önündeki yeri öpmek ister gibi durmuş. Bunun üzerine şah, eğilerek, ceylanı ürkütmek için ellerini çırpmış; ceylan da şahın başı üstünden sıçrayarak uzaklara doğru koşmaya başlamış. Şah maiyetine dönüp baktığında birbirlerine göz kırpmakta olduklannı görmüş ve vezirine, "Bu askerlere ne oluyor, böyle göz kırpıp duruyorlar?" diye sormuş; vezir de, "Sizin ceylanı kaçıranı öldüreceğinize dair ettiğiniz yemini hatırlatıyorlar birbirlerine!" yanıtını vermiş. Şah da, "Doğru! Öyleyse bu ceylam izleyip yakalamamız gerek!" diyerek ceylanın izi üzerinde at sürmüş; şahin, gaga vurup ceylanın gözlerini oymuş, onu şaşırtmış; şah da topuzuyla vurarak ceylam yere devirmiş. Sonra attan inip onu boğazla- mış ve derisini yüzüp hayvanın terkisine bağlamış. O sırada sıcak bastırmış; bulundukları yer çöllük, kurak ve susuzmuş.

Şah da atı da susamışlar. Şah dönüp oracıkta gövdesinden yağ gibi koyu bir su akan bir ağaç görmüş. Elleri deri eldivenlerle kaplı olan şah, şahinin boynundan tası alıp onu bu suyla doldurmuş ve kuşun önüne koymuş; ama kuş pençe vurarak tası devirmiş. Şah tası ikinci kez doldurmuş ve kuşun susamış olduğunu düşündüğünden bir kez daha onun önüne koymuş; ancak şahin ikinci kez pençe vurup tası devirmiş. Şah kuşa içerlemiş; ama, yine de tası üçüncü kez doldurarak, bu kez ata su vermek istemiş; şahin kanadım çarparak tası tekrar devirmiş. Bunu gören şah," Allah belanı versin uğursuz kuş!" diye haykırmış, "Benim içmemi engelledin; kendini de mahrum ettin, atı da" demiş; kılıcıyla şahine vurup iki kanadım kesmiş. Şahin de başını kaldırmış ve hareketleriyle âdeta, "Bak ağaçta ne var!" demek istemiş. Şah başım kaldırınca ağacın üzerinde bir yılan görmüş; ağaçtan süzülen de onun zehri imiş. Bunu anlayan şah, şahinin kanatlarını kestiğine pişman olmuş. Sonra kalkıp atına binmiş; birlikte ceylanı alıp götürmüş ve sarayına ulaşmış.

Ceylanı aşçının önüne atmış, ve "Al şunu pişir'" demiş. Sonra da kolunun üzerinde şahinle tahtına oturmuş; ancak pek az zaman sonra şahin bir kez hıçkırdıktan sonra ölmüş. Bunu gören şah, hayatım kurtaran şahini öldürmüş bulunduğundan dolayı acı duyarak matem çığlıkları koparmış.

Şah Sindbad'ın öyküsü işte budur.

Vezir, Kral Yunan'ın anlattığı öyküyü işitince, ona, "Ey azametli kralım" demiş; "Kötü sonuçlarım görebileceğin ne gibi fenalık yaptım bugüne kadar? Sana karşı duyduğum saygıdan ve sevgiden dolayı bunu söylüyorum. Söylediklerimin gerçek olduğunu sonra anlar- sın. Beni dinlersen kurtulursun. Yoksa şahlardan bir şahın oğlunu aldatan hilekâr vezir gibi ölürsün!" demiş.

Alim Şerif Onaran, BİNBİR GECE MASALLARI

İLGİLİ LİNKLERİMİZ. Anlatım sırasına göre Bin Bir Gece Masalları

 İLGİLENDİĞİNİZ MASALIN LİNKİNE TIKLAYINIZ

  1.  Kral Yunan'ın Veziri ile Ruyan'ın Öyküsü 1 Binbir gece Masalları

  2. Tacir İle İfrit Binbir gece Masalları

  3. Hükümdar Şehriyar ile Hükümdar Şehzaman'ın Öyküsü Binbir Gece Masalları

  4. Eşek Öküz ve Çiftçinin Öyküsü Binbirgece Gece Masalları

  5. Birinci Şeyhin Öyküsü Bin bir Gece Masalları

  6. İkinci Şeyh'in Öyküsü Binbirgece Masalları

  7. Üçüncü Şeyh'in Öyküsü Binbirgece Masalları

  8. Balıkçı ile Ecinni Bin bir Gece Masalları

  9. Şah Sinbad'ın Şahini Bin bir Gece Masalları

  10. Şahzade İle Gulyabani 1 Binbirgece Masalları

  11. Şahzade ile Gulyabani II Binbirgece masalları

  12. Büyülenmiş Genç Adam İle Balıkların Öyküsü Binbir Gece Masalları

  13. Büyülenmiş Genç Adam İle Balıkların Öyküsü 2 Binbir Gece Masalları

  14. Büyülenmiş Genç Adam İle Balıkların Öyküsü 3 Binbir Gece Masalları12.03.2015

  15. Hamal İle Genç Kızlar 1001 Gece Masalları

  16. Birinci Kalenderin Öyküsü 1001 Gece Masalları

  17. İkinci Kalenderin Öyküsü Binbir Gece Masalları

  18. Üçüncü Kalenderin Öyküsü Binbir Gece Masalları

  19. Kesilerek Öldürülen Kadın ile Üc Elma Ve Zenci Reyhan Bin Gece Masalları

  20. Vezir Nureddin Vezir Şemseddin Ve Hasan Bedrettin Binbir Gece Masalları

  21. Birinci Genç Kız Zübeyde'nin Öyküsü Binbir Gece Masalları

  22. İkinci Genç Kiz Emine" nin Öyküsü Binbir Gece Masalları)12.04.2015

  23. Alaadin'in Sihirli Lambası Binbir Gece Masalları

  24. Kedi ile Karga Masalı Binbir Gece Masalları

  25.  Şehrazat ve Şehriyar Öyküsü Binbir Gece Masalları

Yorum yapmak için lütfenKayıt Olunya da