Osmanlıca yazılışı: şarâb : شراب
Şarâb sözcüğü, Arapça kökenlidir ve Arapçadaki “ şrb” kökünden gelir. Şurb, şurub, içti anlamına gelen şaraba, İçilecek şeyler, şarablar anlamına gelen eşribe, içme anlamına gelen meşreb- maşrab, içilen su kabı anlamına gelen maşraba, meşrubat, şerbet sözcükleri de şarab sözcüğü ile birlikte“ şrb” kökünden gelen sözcüklerdir.
Şarab sözlüklerde : “ sarhoş eden veya etmeyen haram veya helal her türlü içki “, “ İçilecek şey, şarap (eşribe) bade, hamr, mey, sah-pâ, haram veya helal olan içilecek içkiler...” anlamlarıyla tarif edilir. Türkçede İçeni sarhoş eden içki veya şarap anlamının karşılığı “süci” ve ” çakır”[1] dır . Eski Türkçede süci sözcüğü her türlü alkollü içecek, sarhoş eden, şarap , “içki, başına urmak, içki dokunmak[2] anlamındadır.
Şarab, temel anlamı ile “ sarhoş eden veya etmeyen haram veya helal her türlü içki” anlamına gelse de pratik anlamı ile mayalanmış, içeni şarhoş eden üzüm veya diğer meyvelerden de yapılabilen içki anlamında kullanılmıştır.
Eski edebiyatta şarab ile yakın, eş veya aynı anlama gelen Arapça, Farsça Türkçe kökenli yüzlerce sözcük ve birleşik kelime vb vardır.
Eski Türkçe’de Şarap ve İçki Anlamına Gelen Sözcükler
İslamiyet öncesi ve sonrasında eski Türkçede alkollü içki anlamına geldiğini bildiğimiz sözcükler: kımız, suci (süçik) , arakı, boza, tarasun, cemum, beğni, medus sözcükleridir. A. T.Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, adlı eserinde “Şarab sözcüğünün Türkçesi süci ve çakırdır” diye belirtir. Çakır sözcüğünün eski Türkçede şarap anlamına geldiği TDK tarafından da teyit edilmektedir. [3]
Kımız, at sütünden yapılan alkol oranı düşük bir içkiydi. Tarasun[4] darıdan yapılan ve kımız ile karıştırılan bir şaraptı. Eski Türklerin boza ve bozadan yapılan birayı da icat ettikleri zannedilmektedir. Göktürkler buğday ve darıdan çeşitli içkiler yapıp bunlara begni diyorlardı. Hunlar arpadan yaptıkları içkiye camum, baldan yaptıkları şaraba ise medus diyorlardı. Cengiz han ve Timur’un önemli günlerde fıçı fıçı şaraplar dağıttırdığı metinlerde geçmektedir.
Reşîdü'd-din Fazlullah, Cami’üt Tevarih adlı eserinde Alpaslan’ın galip çıktığı savaşata Rum melikini (. Romen Diyojen) nasıl ağırladığını anlatır. “Altın külahlı gümüş bacaklı sâkîler, ferahlatıcı kadehleri dolaştırdılar. (Onlar) tasları bırakınca mutribân, güzel şarkılarını (elhân), çeng'in hoş namelerini ve müziği (sâz) başlattılar. Bülbül gibi şakıdılar. Irak ve Isfahân nağmelerini, perde-i nevâ'da âvâz-ı berbet'le çaldılar. Şarâb-ı erguvânî (içip) erganûn dinlediler."[5]
Eski Türkçede süci (süçik) sözcüğü “sarhoşluk veren içki- ” Şarap. İçki içme “ anlamı ile metinler de sık sık geçmektedir.
Ben oruç namaz için süci içtim esridim
Tesbih u seccadeyçin dinledim çeşte kopuz Yunus Emre
Ol tağlarumuzda bağlarumuz olur
Ol bağlarun kara salkumlu üzümi olur
Ol üzümi sıkarlar al şarabı olur
Ol şarabdan içen esrük olur
Şarabu-y-idüm tuymadum
Ne söyledüm bilmedüm [6]
Aradan ta'âmı çü götürdiler
Bu kez süci içmege oturdılar.
İçkiler de çeşit çeşit ve boldur bu sofralarda
Eger at kaçayidi çılbır üzüp
Süciden kımızdan geçeydi yüzüp [7]
…..
Anun saylıgına süci içelüm
Humar yazalım gönlümüz açalum
Şeh-i Hâverân camı toldurdıdı
Anun saylıgına vü kaldurdıdı [8]
ŞARAP İLE İLGİLİ BAŞLIKLARIMIZI TIKLAYINIZ.
Berş Macunu Şurubu Berraş Beng ve Şarab Münasebetleri
Şarab Kökeni Anlamı Şarap Türleri Benzetmeleri Söz Grupları
Şarab Eski Türklerde Suci Çakır ve İçkiler
Şarab Türleri ve Adları Eski Devirlerde
KAYNAKÇA
[1] A. T.Onay, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar, MEB, 1996, s. 450
[2] Yeni Tarama Sözlüğü, TDK Yayınları, AÜ Basımevi, 1983, Ankara ( Düzenleyen: Cem Dilcin) s. 195
[3] https://sozluk.gov.tr/
[4] Sami Kılıç-Ali Albayrak, İslamiyetten Önce Türklerde Yiyecek ve İçecekler, Turkish Studies, Vol 7/2 Spring 2012, Ankara, s.714
[5] Reşîdü'd-din Fazlullah, Cami'ü't-Tevârih-Selçuklu Devleti, çev. Erkan Göksu-H.Hüseyin Güneş, Selenge Yayınları, İstanbul, 2011, s.116-117, 216-217
[6] Muharrem Ergin, Dede Korkut Kitabı I, Ankara: TTK, 1989, s.179
[7] Mes'ud Bin Ahmed, Süheyl ü Nev-Bahar, İnceleme:Cem Dilçin, Ankara, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Yayını, 1991, s.119-120
[8] Mes'ud Bin Ahmed, Süheyl ü Nev-Bahar, İnceleme:Cem Dilçin, Ankara, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Kültür Merkezi Yayını, 1991, s.119-120