26.01.2023
Divan şiirinde şarap, içki, içki adabı, mey, meyhane, işret, bezm, meclis vb en çok işlenen konulardır. Divan şiirinin neredeyse tamamı, aşk, sevgili, şarap, içki meclisi, eğlence, konuları üzerine bina edilmiştir. Bu nedenle sevgili, şarap ve eğlence ile ilgili sayısız, benzetme, kalıp benzetme, ortak zevk, düşünce, maznun, özgün hayaller vardır. ( bkz : Şarâb Divan Şiirinde Şarapla İlgili İlginç Konular ve Mazmunlar ) Şarab ile ilgili yüzlerce sözcük, isim, benzetme, mecaz, adet ve gelenek türetilmiştir. İçli içmek için kullanılan alet edevat ve eşyaların sayısı ve adları dahi yüzlercedir. ( bkz Şarab Türleri ve Adları Eski Devirlerde ) Onlarca kadeh, adı ve türü vardır. ( bkz Şarap Divan Şiirinde Şarap Kadehleri Kapları )
Divan şairleri şarap sözcüğünün “içecek, içilecek sıvı, içilmesi helal veya haram olan içkiler “ anlamına gelmesi nedeni ile şarab, içilecek sıvı ve su sözcükleri üzerinde çok çeşitli anlam oyunları yapmışlardır. Şarabın ve alkollü içkilerin içiminin İslamiyet’te yasak olması nedeni ile de helal olup olmaması üzerinde çok çeşitli anlam incelikleri, muziplikler ve hayaller üretmişlerdir. Ham softalar ve rindlerin şarab ile ilgili tezatlı düşünceleri üzerinde zekâ dolu iğnelemeler tarizler yapmışlar, çeşitli vesileler ile inkâra da kalkmışlar, al şarabı kanlı gözyaşları olarak görmüşlerdir. Örneğin şairlerin elindeki kadeh şarap dolu değil kanlı gözyaşı doludur.
Dilâ cihânı şirişkümle pür-şarâb itdüñ
Behey harâb olası ‘ âlemi harâb itdüñ Baki
Gözlerüm yaşı şarâb-ı erğavân oldı baña
Senden ayru içdügüm éy dôst kan oldı baña Ahi Benli Hasan
Zannetme duhter-i rez bir rind ile gizlidir
Anunla şeyh efendi de babalı kızlıdır Nedim
Suyun helal, şarabın ve alkollü içkinin haram olması, şarabın neşe vermesi, rakıya su katıp katmamak üzerinde gerçekleşen çok ilginç ve çok eğlenceli akıl oyunları yapılmıştır. Rakıya veya şaraba su katıp içmek harama, hile katmak, haramı helal hale getirmek gibi gayretler ve bu konular üzerinde yaratılan kaçamaklar, muzipçe fikirler ve eylemler bir hayli yer tutmaktadır.
Bâdeyi âb ile âmihte sun ey sâki
Hayli demdir hâkîmâne günah eylemedik Nabi
Ey şarâbı nûş eden dest-i istiğfârı tut
Boşla takrîr-i günâhı dâmen-i inkârı tut Seyrani
Haram ve yasağı delmek çabası içki içmeyi kitaba uydurmak çabaları da az değildir. Şaraptan da kitaptan da kaçmamak çabası ayyaş şairlerimize büyük ikilemler yaratmıştır. Rakıyı veya şarabı helal hale getirmek için sayısız gayret ve ilginç akıl yürütmeler üretilmiştir. Haram derecesini azaltmak veya haramdan kurtulmak yani ferah bir gönül ile şarap içebilmek için hafifletici sebepleler icat edilir.
Dime halâl ü harâm iç şarâb her ne ise
Derûnı rûşen ider âftâb her ne ise Semerkândî-i Âmidî Âgâh
Sana zâhid eğer derse şarâb-ı dilgüşâdan geç
Şarâb-ı dil-güşâdan geçme ey dil sen riyadan geç Bağdatlı Ruhi
Ben üzümüñ ṣuyın severem sōfī dānesin
Zira kimi kızın sever kimi ânesin Necati( Ben üzümün kızını severim sofu ise danesini, Zira kimi kızını sever kimisi anasını )
Sen hürmet-i duhter-i rez bilmez misin âya
Etsen ne olur ey sofi helalinle kanaat. Pertev
Bu ikilemlerden kaynaklanan sayısız muziplikler de ortaya çıkar. Örneğin şaraba su karıştırarak içmek harama hile katmak gibi görülür. Ahali fesatlık çıkarmakta ehil olanların ellerindeki şarabı su diye kabul eder. Ama şairlerin tuzlu ve kanlı gözyaşlarını kadehlerinde şarab diyerek iftira atar.
Çıkınca ehl-i fesadın salah ile hali
Elinde bade görürlerse âbdır derler.
Hayali la’l –i nemek -rizin ile meclisde
Olur elimde olan sagar içre âb şarab Hayali
Alın serpuşunu cam –ı şarabın bezm-i işrette
Cemal –i dil firûz- ı duhter-i rezden nikap aldım. Sabri-i Şakir.
Allah’ın nimetlerini haram, helal, iyi, kötü veya sevap diye ayırmanın günah olduğundan dem vurulur. Softalar küçümsenirken hoş görü sahibi rindler ve sufiler yüceltilir. Üzüm yemek sevap ise suyu niye haram diyerek softalar ile kavgalar edilir. Kimisi elindeki şarabın su; kimisi ise suyun şarap olduğu iddiasındadır. Kimisi şaraba veya rakıya su katarak bu içkilerin haram olmaktan çıktığını düşünür. Kimisine göre ise şaraba veya rakıya su katmak harama hile katmak veya ateşe su atmak gibi yanlış bir şeydir.
Aşk ile verdi Vecdî’ye zevk-i sürur giryeden
Dilde bu neşe var iken ân dahi şarab olur. Vecdi
Lütf et şarab- ı nâba arak katma sakiyâ
Âteşle âbın ülfeti bir şeye benzemez. Şair Necmi
Kimine göre şarap, kimine göre arak yani rakı üstündür. Rakıya şarap, şaraba su katmak ise harama kile katmak veya ateşe su dökmek gibidir. Kimine göre en iyisi afyon, berş, berş macunu, esrar veya enfiyedir. Eski devirlerde kahve ve şarap içmeden evvel berş adı verilen ve keten yaprağı ile yapılan sarhoş eden bir macun veya afyon şurubu ikram etmek âdeti varmış. Afyon ve esrar içenlerin şarap, afyon ve esrar mukayeseleri de şiirler de işlenen hacimli mevzular arasındadır.
Yeter olduk gubar-ı gamla bengi
Getir saki şarab-ı lale rengi Hayali
Erenler! Tâlib-i esrâra bizden çok niyâz eylen
Şarâb-ı aşkın a’lâsın içen abdâla aşk olsun Âgehi
Âferinler şarab-ı gül-renge
La’net olsun bozaya vü benge Melihi
Netice olarak şarap içmek ve en çok da şaraptan söz etmek divan şairlerinin vazgeçemedikleri huyların başında gelir. Divan şairleri için şarap eşittir neşedir. Kimisi neşe için veya saadetten dolayı içer. Kimisi ise kötü talihi ve düştüğü gönül derdi veya başka dertler yüzünden içmek zorunda olduğunu belirtir. Ancak hepsinin amacı içince neşelenmek, saadetlerini çoğaltmak eğer dertleri varsa onları da bir müddet unutmaktır.
Velhasılı, divan şairlerine göre şarap içmenin nimeti çok, humar dışında başka bir külfeti yoktur. İçmek için sebebi çok içmemeye derman yoktur.
Derûn-ı dilde olan gam şarâb ile açılur
Nikâb-ı şeb gibi kim âftâb ile açılur Şeyhülislam Yahya
Devr-i gül geçdi dirîgâ içmedüm gül-gûn şarâb
Bu melâlinden be-gâyet dostlar hâlüm harâb Behişti Ramazan
Yâre derdim diyemem bezm-i şarâb olmayıcak.
Cürmüm ikrar edemem mest-i harâb olmayıcak. Nefi
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın