Şeddâd İlahlık İddiası Ad Kavmi İrem ve Şam

17.01.2023

 

 

 

Şeddat mevzusunu anlamak için Ad ve Semud kavimleri, Yemen- Hadramut -Sana ve İrem bağları konularını da iyi bilmek gerekir.

 

AD VE SEMUD KAVİMLERİ

 

Ad kavmi,  kıssalara göre Nuh Aleyhisselam’ın oğullarından Sam'ın torunlarından Ad'ın neslinden gelen Yemen, Hadramut ve San‘a’da yerleşik bir ahalidir.  Hud Aleyhisselam ahlaki yönden sapıtan bu kavmi doğru yola getirmek için gönderilmiştir. Bu kavim isyanları yüzünden kuvvetli bir rüzgârla helak  edilir.  Ad kavminin diğer uzantısı ise başkentleri Hicr bölgesi “ Medine-Tebük yolu üzerinde Teymâ’nın yaklaşık 110 km. güneybatısında, sarp kayalıklarla çevrili vadi ve bu vadide [1]olan Semud kavmidir.  Semud kavmi de Nuh Aleyhisselam’ın oğullarından Sam'ın torunlarından Ad ve Semud’un soyundan gelmektedir. Hicaz ile Şam arasındaki Vadi el-Kura’da dağları oyup, görkemli ve sanatsal yapılar inşa eden bu kavim Ad Kavminin uzantısıdır.   Ad ve Semud kavimleri,  iri cüsseli insanlardan oluşmuştu.  Bu kavim,  her tür dünya nimetine kavuşmuş bereketli topraklarla, kıymetli madenlerle sahipti. Aynı soydan gelen Semud kavmi Suriye’de;  yüksek kayaları yontarak devasa binalar, saraylar, köşkler bahçeler vb yapmışlardı.  Ad ve Semud kavimleri ticari değeri yüksek ürünler üretmek ve satmak becerileri sayesinde çok zengin olmuşlardı.

 

  “Yüksek yerlere anıtlar inşa ediyorlar, ölümsüz kılınmak umuduyla sanat yapıları yapıyorlar…  Zayıf kavimleri,  zorbalar gibi yakalıyor” (Şuara, 123-140)” diğer kavimlere işkenceler ediyorlar, onları yüksek binalarından aşağı atarak zevkleniyorlardı.[2]( BKZ SALIH PEYGAMBER VE SEMUD KAVMI )

 

Hak yoldan çıkan, putlara tapan, fesat ile iştigal eden azgınlık ve sapkınlık gösteren “Beldeler içinde benzeri yaratılmamış ve yüksek binalarla dolu İrem şehrinde oturan Âd halkına”  [Fecr Suresi: 69,6-10; Hud Peygamber, “Vâdideki kayaları oyup yontarak sağlam evler yapan Semud “ Fecr suresi : 7,73-79) ; kavmi üzerine de Salih Peygamber yollanmıştı. Hud Peygamber elli sene boyunca onları imana davet etmiş ama onlar Hud Peygamber`i dinlememişlerdi.  Semud ahalisi de Salih Peygambere asi olmuştu.( BKZ SALIH PEYGAMBER VE SEMUD KAVMI

 

Böylece Ad kavmi ilahi cezaya çarptırıldı.  Önce yağmurlar kesildi ve kuraklık sebebiyle İrem bağları kurudu.  Daha sonra sekiz gün esen ve kasıp kavuran bir rüzgâr (bk. el-Ahkāf 46/24-25; el-Kamer 54/19-21). Âd kavmini hurma kütükleri gibi yerden söküp atmıştı(bk. el-Hâkka 69/6-8) Semud ahalisi ise benzer bir şekilde helak edildi.

 

.

ŞEDDAD VE İLAHLIK İDDİASI

 

Efsanelere göre Şeddad, Nuh Aleyhisselam’ın oğullarından Sam'ın torunlarından Yemen’deki Ad'ın nesli olan Ad kavmi hükümdarlarından Ad.b. İrem’in  oğludur.  Ad. b. İrem’in  iki oğlu Şeddad ile  Şedid  by nesle hükümdar olmuşlardır. Şeddad, birçok binalar, su bendleri yaptıran Yemen ve Aden’in şehirlerini imar ettiren, Yemen ve Aden’de  Hadramut ile San‘a arasında cenneti taklit ederek efsanevi yapay cennet bahçesi İrem bağlarını  ve İrem Köşkünü yaptıran hükümdar olarak tanıtılır.

 

Şeddad,  Hud Peygamber zamanında Yemen’de, Hadramut ve San‘a gibi bölgelerde yerleşik olan ve Ad kavminin reisi, Hud peygamber ve İrem bağı ile birlikte eski edebi metinlerde en çok karşımıza çıkan motiflerin başında gelir. ( bkz İREM BAĞI NEDIR ŞIIRDE BAĞ-I İREM )

 

Şeddat, Kuran’da “ haksız yere büyüklük taslayan”  ( Fussilet suresi 15)  biri olarak bahsedilen, yüksek binaları, İrem Bağları ve zenginlikleri ile kibre kapılan, Hud peygambere karşı çıkan, Yemen ve Sana’daki Ad Kavminin kralı olarak gösterilir.

 

 

Şeddat, Ad kavmini Hak yoluna getirmek için gönderilen Hud Peygamber insanları cennetle müjdeleyince. “  Yâ Hûd! Senin ilahın o dünyada yaptığı cennetle öğünüyorsa, ben de bu dünyada bir cennet yapayım ki, onun cennetinden daha da güzel olsun[3] diyerek İrem bağlarını yaptırır.  Bu bahçenin içinde akarsular, çağlayanlar, çiçek bahçeleri, türlü türlü ağaçlar,  fıskiyeli havuzlar, sürü sürü davarlar, su kanalları, barajlar, su depoları, en güzel ve kıymetli taşlarla bezenmiş saraylar ve köşkler vardır. İbni Haldun’a göre Şeddat’ın şehri Aden sahrasında idi ve “ Sarayları altından, sütunları zebercetden ve yakuttandı.” [4]Şeddat tüm bunlara dayanıp kendisini ilah olarak ilan eder.

 

Bunun üzerine Hud Peyganber’in “Biz de onları yıkıma uğrattık. Gerçekten bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değillerdir.” (Şuara, 123-140) Benzer akıbet, Sakih Peygambere asi olan  Suriye, Vadi- el Kura’daki Semud kavminin de başına gelmiştir. “ Allah, dördüncü günün sabahında korkunç bir gürültü ve yıldırımların ardından gelen, şiddetli bir sarsıntı ile onları helâk etti (el-A‘râf 7/78; Fussılet 41/17; el-Kamer 54/31)[5]

 

Ad ve Semud kavmi aynı kökenden gelen bir kavim olarak gösterilmesine rağmen oldukları coğrafya Arabistan yarımadasının en kuzeyi ve en güneyi olmak üzere ters istikametlerdedir. Bu nedenle İrem Bağlarının yapıldığı yer ( Suriye mi Yemen mi ) konusunda tereddütler de ortaya çıkar. İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü adlı eserinde İrem bağının Suriye’de yapıldığını belirtir.” Meğer Şeddâd Cennet'in vasıflarını Hûd peygamberden dinlemişmiş.  İrem bağı Suriye’de yapılmıştır. Bahçenin yapımı bitince Şeddâd ordusuyla birlikte oraya giderken yolda helâk olmuştur. Rivayete göre Önce Şeddâd ölmüş, sonra ordusu ve yaptırdığı Bâğ-ı İrem yok olmuştur.[6]

 

Eski kaynaklar hatta Kuran ve İslami kaynakların pek çoğu dahi İrem bağı Ad kavmi ve kralları Şeddat’ı Yemen veya Aden civarında gösterir.  Ancak “Arkeolojik araştırmalar da İrem’in Akabe’nin 25 km. doğusundaki Rem dağı olduğuna, Âd kavminin Arap yarımadasının kuzeybatısında, Hicaz ve Necid’den Şam’a doğru uzanan sahada yaşadığına kanidir. [7]İrem’den maksat ise Aramilerin ve Aram olduğu, ortaya çıkmaktadır.  Bu görüşe Aramilerin başkenti Şam’ın eski adı İremdir Şu halde bağ-ı irem, Yemen Sana veya Aden ‘de değil Şam’dadır.

 

Şeddad’ın adı büyük yapılara Şeddâdî bina denilmesi nedeni ile halen de yaşmaktadır.

 

Bâde-nûşân gibi toğru yolumuzdan sapmazız

Bünye-i şer'ine nisbetle binâ-yı Şeddâd   Nabi

 

Görmedik öyle melek-sûreti bu dünyâda

Belki Rıdvân kaçırıp kûy-ı İrem’den gelmiş (Sünbülzâde Vehbî).

 

Gördüm düşümde kûyuñı bâg-ı İrem gibi
Cennet nasîb ola varup aña girem gibi        Ravzi Hayatı ve Edebi Yönü ( Edincik- 16. Yy )

 

Nitekim Bağ-ı İrem mühr-i Süleyman gibi hem
Ruy-ı hubun pür-bahadır, la'l-i nabın bi-baha         Nâdiri

 

KAYNAKÇA 

 

[1] İREM BAĞI NEDIR ŞIIRDE BAĞ-I İREM, https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=50240

[2] Mustafa Damlarkaya, Ad Kavmi ve İrem Bağları’nın Helâk Oluşu, https://www.erzurumgazetesi.com.tr/yazar/A

[3] İREM BAĞI NEDIR ŞIIRDE BAĞ-I İREM, https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=50240

[4] İbn-i Haldun- Mukaddime- https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0rem_(%C5%9Fehir)#cite_note-3

[5] ŞAHAMETTIN KUZUCULAR, SALIH PEYGAMBER VE SEMUD KAVMI, https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/Arama.aspx?id=50241

[6] İskender Pala, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Şeddat Maddesi, s. 436

[7] ÖMER FARUK HARMAN, https://islamansiklopedisi.org.tr/irem

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar