Şöyle âlem-tâb olur ruhsâr-ı cânân her gece

22.06.2016

 
 
GAZEL

Şöyle âlem-tâb olur ruhsâr-ı cânân her gece
Kim hayâdan gizlenir hurşîd-i rahşân her gece

Devlet-i hüsnünde her gün hil’at-ı rengîn giyip
Dâmenin dürr doldurur bu çeşm-i galtân her gece

Âh kim yüz derd ile öldürdü bu sevda beni
Kim yatar koynunda zülf-i anber-feşân her gece

Âferîn ol bezme kim onu muattar kılmağa 
Cân buhûr eyler hayâl-i zülf-i cânân her gece

Ahmed’in köynüklerin söyler zebân-ı hâl ile
Bir ayak üzre durup şem’-i şebistân her gece
 


1. Beyit: (Sevgilinin yanağının aydınlattığı bir dünya düşünün.) Öyle bir dünya ki sevgilinin yanağının parlaklığı ve güzelliği karşısında güneşin utancından gizlendiği bir dünya…

2. Beyit: (Bir güzellik dünyası düşünün şimdi de…) Orada şairin gözleri (ağlamaktan kırmızı kesilip) kırmızı bir sultanlık kaftanı giyiyor, gözyaşı incilerini de o kaftanın eteğine dolduruyor.

3. Beyit: (Sevgilinin zifir saçlarını rakip olarak gören bir şairin yalnızlık odasını düşünün... ) O şair, sevgilinin saçları sevgilinin koynunda yatıyor diye hüzün kulübesinde her gece kahrından yüzlerce defa ölüp ölüp diriliyor. 

4. Beyit: Sevgilisinin hasretiyle yanan bir kişinin mecliste otururken, meclisin havasını misk ü amber kokusu ile doldurmak için buhurdandan tütsü olarak sevgilinin saçlarının çıktığını hayal ettiğini hayal edin…

5. Beyit: (Karanlık bir odada bir mumu düşünün. )O mum, tek ayak üzerinde durarak şairin çektiği acıları hal diliyle anlatıyor…Anlatırken üzüntüsünden ağlıyor, eriyor ve gözyaşları yan(ak)larından aşağı damlıyor… 
 
 

0

0

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar