06.03.2019
ROMANIN İÇERİĞİ KONUSU BASIMI ANALİZİ HAKKINDA
Peyami Safa ‘nın Sözde Kızlar, adlı romanı ilk kez 1922 yılında Serâzad imzasıyla Sabah gazetesinde tefrika edilmeye başlanmış, bu fakat gazete kapanınca tefrika yarım kalmıştı. Bunun üzerine roman Cumhuriyetin ilanı edildiği 1923 yılında yayımlandı. [1]
Konu olarak da Mütareke döneminde kaybolan babasını bulmak için Anadolu'dan İstanbul'a gelen Mebrure'nin hikâyesi işlenmektedir.
Roman Anadolu’nun birçok yerinin Yunanlılar, İtalyanlar, İngilizler ve Fransızlar tarafından işgal edildiği Mütareke dönemini romanın yaşandığı zaman olarak seçmiş, zaten roman bu günlerde yazılmış hatta tefrika da edilmiştir.
Roman yayınlandığının hemen ertesi yılı filme de alınmış 1924, 1968 yıllında yeniden sinemaya uyarlanmıştır.
Roman Peyami Safa ’nın diğer romanlarındaki benzer konuları işlemekte, yanlış batılılaşma, toplumun ve fertlerin ahlaki çöküntülerinden kaynaklanan kişisel toplumsal bunalımları, yozlaşmanın ve ahlaki çöküntülerin insanların ruhlarında yarattığı sıkıntıları ele almıştır.
Romanlarında genellikle yanlış batılılaşmanın ve sosyolojik sorunların yarattığı fikri ve ruhi bunalımların arasında sıkışan insanların milli ve manevi değerlerin önemini idrak ederek bu psikolojik sorunlarından kurtulmaya başlamaları konusunu işleyen Peyami Safa’nın bu romanı da benzer bir konuda yazılmıştır. Fatih Harbiye , YALNIZIZ , Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Matmazel Noraliya'nın Koltuğu adlı romanlarında da bu konuyu hem vaka düzeni hem de fikri açıdan irdeleyen yazarın , para kazanmak amaçlı yazdığı diğer ciddi romanlarının hemen hespinde bu konulara değinmeden edememiştir.
Batı medeniyeti karşısında düştüğümüz aşağılık duygusunun milli onurumuz ve değerlerimiz için en büyük tehlke olarak gören Peyami Safa hemen her romanında, Batıya özentinin yarattığı tahribatları dile getirmeye çalışmıştır. [2]Bu özentilerin ve oluşan aşağılık duygusunun fertlerde ve toplumda yarattığı buhranları ve çöküntüleri işlemiş nesillerdir devam bu türlü bocalamalardan sosyal çevreler arasındaki çatışmalardan kurtulmanın yolunu batının ilmine kavuşarak milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmak olarak göstermiştir. Peyami Safa, fertlerin objektif ve bilimsel düşünerek ama milli ve manevi değerlere sahip olan şahsiyetler haline gelmeleri ile toplumun yükseleceğini savunmuştur.
Peyami Safa’nın bu düşünceleri yazılmış bu roman sosyal roman türündedir. Roman yazıldığı yılların diline göre sade bir dille yazılmış olmasına rağmen günümüzdeki dil anlayışına göre biraz daha ağır kabul edilebilir
ROMANIN İÇERİĞİ VE KONUSU
Roman Milli Mücadele döneminde İstanbul’un seçkin çevrelerinde şahit olunan kültürel yozlaşmayı anlatmaktadır. Arka planında Yunan işgalini ele alan roman işgal yıllarında kaybolan babasını bulmak için İstanbul’a gelen Mebrure her türlü ahlaki çöküntünün yaşadığı bir akraba köşkünde kalmak zorundadır. Bu genç kızın babasını ararken dejenere olmuş İstanbul sosyetesini gözlemlemesi ve bu ortamda şahit olduğu yozlaşmış hayatın içinde sürüklenmesi romanın ana hatlarını teşkil etmektedir. Yalnız ve çaresiz kalmış olan Mebrure içine düştüğü muhitin ahlaksızlıkları ile savaşırken bu çöküntüye yuvarlan genç kızların dramlarına da şahit olmakta, pek çok çarpık ilişki içinde yalanlar, gününü gün etmeye çalışan ahlaksız insanlar, ülkenin içine düştüğü çıkmazlar, toplumu inşa etmiş tüm değerlerin çözülüşlerine de şahit olmaktadır.
ANA FİKİR
Batının dejenere olmuş kültürüne hayran olmuş, yozlaşmış insanlarımız batının sadece ahlaka aykırı yaşam biçimine yeme, içme, giyinme ve eğlence hayatına özenmekte bunu yaparken de dininden, töresinden; milli, manevi, ahlaki değerlerinden kopmakta, insanlığını da kaybetmekte ve bunalımlara da düşmektedir. İnsanların kendine olan saygısını yitirmemesi ve ruhsal dengesini koruması için kendi toplumunun geleneklerinden kopmadan yaşaması batılı olmayı yaşantı biçimi olarak değil ilme ve bilme sahip çıkmak olarak anlamalıdır.
Romanda Behiç ve ailesi için söylenen şu sözler ana fikir hakkında büyük ipuçları verir “ ... Siz benden değilsiniz, Türk ve Müslüman cemiyetinden değilsiniz, bu memlekete, izini belli etmeyen kör yılanlar gibi sokulmuşsunuz...”(s.186)
ROMANDAKİ KARAKTERLER
MEBRURE: babasını bulmak için İstanbul’a gelen, Anadolu’daki kargaşa sebebiyle İstanbul’da bir köşkte yaşayan yakınlarının yanına gelen, İstanbul’daki ahlaki çöküntüden kendini kurtarmaya çalışan bir genç kız.
BEHİÇ: Yakışıklı, Mebrure’nin kaldığı konağın oğlu, vaatlerle genç kızları kandıran ahlaki düşkünlüğü olan yozlaşmış bir genç. Hizmetçileri Belma’dan olan çocuğunu bile kendisi öldürmüştür.
BELMA: Köşkte çalışan ve Behiç’in tuzağına düşmüş hizmetçi. Mebrure’ye Behiç karşısında yardım etmiş, ama Behiç’ten olan gayri meşru çocuğunu kaybedince bunalıma girmiştir.
NAZMİYE HANIM: Nafi bey’in kızı, köşkün sahibi, gününü gün etmeyi isteyen, yozlaşmaya meyilli, eğlenceye düşkün bir kadın.
İLGİLİ LİNKLERİMİZ
· Peyami Safa Hayatı Edebi Kişiliği ve Romancılığı
· Mahşer Romanı ve Özeti ( Peyami Safa)
· YALNIZIZ ROMAN İNCELEME VE ÖZETİ PEYAMİ SAFA
· Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Roman Özeti ve İnceleme Peyami Safa
· Fatih Harbiye Özet ve İnceleme Peyami Safa
· Fatih Harbiye Hakkında ve Analiz Peyami Safa
· Dokuzuncu Hariciye Koğuşu Yazımı Basımı Konusu Hakkında Peyami Safa
· Peyami Safa Hayatı Edebi Kişiliği ve Romancılığı
· Matmazel Noraliya'nın Koltuğu Hakkında Özeti Tahlili Peyami Safa
· Sözde Kızlar Hakkında Konu Özet İnceleme Peyami Safa
· Biz İnsanlar - Hakkında Konu Özet Analiz Peyami Saf
· Bir Tereddütün Romanı Hakkında Konusu Özeti Peyami Saf
· Cingoz-Recai-Mison-un-Definesi-hakkinda-ozet-peyami-safa
· Cingoz-Recai-Sultan-Aziz-in-Mucevherleri-hakkinda-ozet-peyami-safa
· Cingoz-Recai-Roman-sSerileri-peyami-safa/
· Cingoz-Recai-Zeyrek-Cinayeti-hakkinda-ozeti-peyami-safa/63448
ÖZETİ
Yunanlıların batı Anadolu’yu işgal etmiş Mebrure’de babasını bu işgalde kaybetmiştir. Babasını aramaya başlayan Mebrure, Bursa’dan ayrılıp İstanbul’daki uzaktan akrabaları olan Nafi Bey, köşküne gelir.
İstanbul’a geliş sebebi işgalcilerden ve ailenin, himayesi altına sığınmak değil kaybettiği babasının izini sürmek hatta mümkünse babasını bulmaktır. Fakat Mebrure geldiği İstanbul’da hiç de beklemediği bir ortama düşmüştür.
Nazmiye Hanım’ın köşkü içindeki kızlara "sözde kızlar" dendiği kötü şöhretli bir köşktür. Bu evi oğlu züppe bir genç olan Behiç’tir. Nevin ise bu köşkün kızıdır. Geldiği günlerde Nevin için yapılacak yaş günü eğlencesine hazırlık yapılmaktadır. Mebrure ilk günden beri bir şaşkınlık içindedir. Nevin’in Siyret adlı bir genç ile Behiç’in de evin hizmetçisi Belma ile sevgili olduklarını belli eden şeyler görür.
Nevin yirmi beş yaşında olmasına rağmen beş çocuk doğurmuş bir kadın gibidir. Mebrure , sağdan soldan bu köşke gelen insanların hepsinin İstanbul’un iğrenç aileleri olduğunu duymaktadır. Köşke yaşananlar da dedikodusu yapılan her şeye çok uygundur.
Nafi Bey, ölmüş köşkün idaresi sosyete meraklısı Nazmiye Hanım’a geçmiştir. Bu köşk sosyetenin zevk ve eğlence yeridir. Bu köşkte sık sık danslı, içkili eğlenceler r düzenlenmekte Mebrure de bu ortamdan uzakta kalmaya çalışmaktadır.
Üstelik konağın züppe oğlu Behiç onu tuzağına düşürmek için hamleler yapmaktadır. Behiç’in tatlı vaatlerine kanmak üzere iken durumu fark eden evin hizmetçisi Belma, Mebrure’yi uyarmış, Behiç’i ona anlatmış ve Behiç yüzünden başına gelenleri de anlatmıştır.
Belma, Behiç’e inanmış, hatta ondan gayr-i meşru bir çocuğu da olmuş ve Behiç o çocuğu diri diri gömmüştür. Bu yüzden Belma büyük bir bunalım içindedir.
Mebrure sık sık Muharicin idaresine uğrayarak babasını aramakta izini sürmektedir. Muharicin idaresine gelip giderken Nadir’in annesi Hayriye Hanım ve Fahri ile de tanışır. Mebrure ve Fahri birbirinden hoşlanmıştır.
Yakışıklı, iyi giyimli ve fırsatçı bir genç adam olan Behiç, köşke gelen diğer kızları da kandırmaya çalışmaktadır. Mebrure’yi elde edemeyeceğini anlayan Behiç kendini değişmiş gibi gösterir. Bu plana Nevin ve annesi Nazmiye Hanım da yardımcı olur. Bu sıralarda Nevin’in aşıığı Siyret’in, henüz on altı yaşında olan Güzide adındaki bir kızı kirlettiği öğrenilir. Güzide’nin annesi namuslarının temizlenmesi için Siyretle Güzide’nin evlenmelerini istemektedir. Akis takdirde olayı herkese duyurup Siyret’i itibarına lekelemekle tehdit eder. Siyret bunu kabul etmek zorunda kalmış Güzide ve Annesi de zengin koca avlamak hedefine ulaşmıştır.
Siyret evlendikten sonra hemen boşanacağını söyleyerek Nevini de rahatlatmış, olay da örtbas olmuştur.
Mebrure’yide namuslu, erdemli, dürüst bir insan rolü oynamakta ve Mebrure’ye birçok vaadetler ile kandırmaya çalışmaktadır. Mebrure’nin kafası karışmıştır. Bir ara Behiç’in evlenme teklifine bile inanacak olur. Fakat Belma’nın olanları anlatan bir mektup yazıp intihar etmesi üzerine Behiç’in yalanlarına artık hiç itibar etmez. Zaten Behiç tevkif edilecektir.
Böylece Behiç’ten kopan Mebrure babasının izine de ulaşmış bir arkadaşı olan Fahri ile birlikte haber Amasya’ya gitmiştir.
[1] Tekin M. (1999). Romancı Yönüyle Peyami Safa. İstanbul: Ötüken Neşriyat
[2] https://edebiyatvesanatakademisi.com/post/peyami-safa-hayati-edebi-kisiligi-ve-romanciligi/74826
Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın