Teştîr Nedir Taştir Nazım Şekli ve Örneği

13.04.2025

Teştîr Nedir

 

Osmanlıca yazılışı: Teştîr : تشتیر

Teştîr Arapça kökenlidir ve  Arapçada kapalı, örtülü, perdeli, saklı anlamlarında kelimler türetilen  “ ştr “ kökünden gelir. Meştûr, taştîr ve muşattar sözcükleri ile aynı kökene dayanır.

Edebiyatta Teştîr ve Taştîr

Bir şairin başka bir şaire ait beğendiği bir gazelin her beytinin iki mısraı arasına iki, üç veya dört mısra ilâve ederek oluşturduğu bentlerle ve sözü edilen gazeli musammat şiir haline getirilmiş şiire denmektedir. Musammat, en az üç, daha ziyade dört veya daha fazla mısralardan oluşan ve bendlerle yazılmış olan nazım şekillerinin genel adı olmaktadır.  ( bkz Musammat Nedir Musammat Nazım Biçimleri)

Taştir veya teştir bir gazeldeki her beytin mısraları arasına başka bir şair tarafından üç dize ilave edilmesi ile oluşur ancak ilave edilen her dize asıl gazelin konu, eda, ahenk,  ölçü ve uyağıyla tamamen uyuşmalıdır.  Bir gazelin her beyti arasına iki dize ilave edilirse  murabba , eğer her beyti arasına üç dize ilave edilmişse o gazel muhammese dönüşmüş olur.

Murabba Nedir Mütekerrir ve Müzdeviç Murabba

Muhammes Nedir Müzdeviç ve Mütekerrir Muhammesler


TAŞTİR  (Nâbi'nin "görmüşüz " redifli gazeline )

Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz.
Mâh ziyâsın görmeden yârin izârın görmüşüz.
Aşk deyû gülzâra râm olmuş hezârın görmüşüz.
Câm-ı zerrinden içip közsüz bimârın görmüşüz.
Biz neşâtın da gâmın da rüzgârın görmüşüz.

Çok da mağrur olma kim meyhâne-i ikbâlde.

Sanma sensiz dünya bir hiç incelirsin haddede.
Sonra nefsin zor tutarsın hep yaşarsın arbede.
Bir bakarsın kimse kalmaz görme kendin âbide.
Biz hezâran mest-i mağrurun humârın görmüşüz.

Top-ı âhı inkisara pâydâr olmaz yine.
Münkesir-ül kalp yorulmuş sözle dağlanmış sine.
Buğz eder ağlar sehaib ah ederken her güne.
Târumâr olmuş gönüller istiyorsan bak düne.
Kişver-i câhın nice sengin hisârın görmüşüz.

Bir hurûşiyle eder bin hâne-i ikbâli pest.
Perperîşan âhüzârdan girye -perverd şimdi mest.
Kimse yok derken umutsuz ol Habîbim canda dost.
Hikmetinden sorgu olmaz işte bündar işte post.
Ehl-i derdin seyl-i eşk-i inkisarın görmüşüz.

Biz hadeng-i can-güdâzı ahdır sermâyesi.
Yengi ister yok hezîmet üstün olmak gâyesi.
Cevr ederken hep kazansın üste çıksın pâyesi.
Bî-nevâ bîtap düşerken âhüzârdır bünyesi.
Biz bu meydânın nice çâpük-süvârını görmüşüz.

Bir gün eyler dest-beste pây-gâhı câygâh.
Kande hodbin kande agnâ işte yoksul vah ki vah.
Bendegân dîvânda bekler her duruş sessiz izah
Kalb-i nâ-şâd iç huzursuz ah içinden taştı ah.
Bi-aded mağrûr-ı sadr -ı i'tibârın görmüşüz.

Kâse-i deryûzeye tebdil olur câm-ı murâd.
Dil-i nâşâd cümle canlar siz sürerken saltanat.
Câm kırılmış mey dökülmüş bitti bak ahsen hayat.
Bâb-ı hikmet dinle Taşkın Nâbi'den al maslahat.
Biz bu bezmin Nâbîyâ çok bâde -hârın görmüşüz.

NECİBE TAŞKIN ÇETİNKAYA
-- . -- -- /-- . -- -- /-- . -- -- /-- . –
ARUZ : fâilâtün / fâilâtün / fâilâtün / fâilün

 

Yorum Yapmak için Kayıt Olun veya Giriş Yapın

Yorumlar