Yusuf Atılgan (Manisa, 27 Haziran [nüfus kaydında 25 Ağustos] 1921- İstanbul, 9 Ekim 1989) Romancı ve öykücü.
Yusuf Atılgan, nüfustaki kayıtlara göre 25.08.1921’de Manisa’nın Göktaşlı mahallesinde doğmuştur. Gerçek doğumu ise27 Haziran 1921’de babasının tahsildarlık görevi "kol memuru" sıfatıyla köyleri dolaştığı sırada Manisa şehir merkezinde dünyaya gelmiştir. [1]. 1922 yılında Manisa, Yunan işgali altına girince Atılgan ailesi işgalden hemen sonra Manisa’nın 20 km uzağındaki Hacırahmanlı köyüne yerleşmek zorunda kalır. [2]
Annesinin adı Avniye Hanım, babası ise Manisa İdadisi mezunu, Düyûn-ı Umumiye'ye bağlı aşar memuru tahsildar Hamdi Atılgan'dır. ( Güngör, Bilgin (2014). : DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZGE ŞAHİN, agy)) Yazar ilk tahsilini Hacırahmanlı köyündeki mahalle mekteplerinde tamamlar. Annesi Avniye hanım edebiyata meraklı bir kadındır ve oğulları Yusuf ve Turgut’u okumaya düşkün çocuklar olarak eğitmeye dikkat etmiştir. Tam adı Yusuf Ziya Atılgan olan yazar, eserlerinde zaman zaman Nevzat Çorum ve Ziya Atılgan imzalarını da kullanmıştır.
İlkokulun ilk üç yılını Hacırahmanlı'da okuduktan sonra 1936 yılında Manisa Ortaokulunu, 1939 yılında ise Balıkesir paralı yatılı lisesini bitirmiştir. Edebiyata olan eğilimi Lise yıllarında başlar. Lisede iken İngilizce öğretmeni Behice Boran’dır. O yıllarda okuduğu kitaplar ve öğretmenleri onun devrimci bir düşünce içerisine girmesine ve edebiyata alanında tahsil görmek istemesine vesile olacaktır.
Ailesi Tıbbiyede okumasını istemesine rağmen o, öğretmen olabilmek arzusuyla Edebiyat Fakültesini seçer. Babası, ilk sene para gönderir ancak daha sonraki seneler para göndermeyeceğini belirterek oğluna başının çaresine bakmasını öğütler. Bunun üzerine Atılgan, askeriyeye başvurur ve başvurusu kabul edilir. Okuldaki hocaları: Reşit Rahmedi Arat, Halide Edip Adıvar, Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Caferoğlu, Ali Nihat Tarlan, Fahir İz'dir.[3] Edebiyat Fakültesi ikinci sınıftan sonra askeri öğrenci olarak devam ettiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü askeri öğrenci olarak devam eder. Fakat Üniversite yıllarında Türkiye Komünist Partisine bağlanmış ve TKP’ye bağlı İleri Gençlik Birliği’ne katılmıştır. Mihri Belli ve Nuri İyem ile bu örgütsel faaliyetler içinde tanışmıştır. Fakat bu tip faaliyetleri gözden kaçmayacaktır.
A. Nihat Tarlan'ın yönetiminde hazırladığı bitirme tezinin konusu” Tokatlı Kânî: Sanatı, Şahsiyeti ve Psikolojisi’dir. ” Bu tezini vererek edebiyat bölümünden mezun olur. Mezun olduktan sonra altı aylık askeri eğitimini bitirip o zamanlar Akşehir'de bulunan Maltepe Askeri Lisesi'nde öğretmenliğe başlar.
Akşehir'de Maltepe Askeri Lisesinde bir yıl edebiyat öğretmenliği yapar. 1945 Üniversite öğrenciliği sırasında Türkiye Komünist Partisi'ne katılarak İleri Gençlik Birliği adındaki bir örgütle ilişkisi olan Atılgan, dönemin Sıkıyönetim Mahkemesi’ne çıkarılır. Mahkeme sonunda ordudan ihracına karar verilir. Sıkıyönetim mahkemesince tutuklanarak ceza kanununun 141. maddesi uyarınca hapse mahkûm edilmiştir. Altı ay Sansaryan Handa, dört ay da Tophane Cezaevinde olmak üzere on ay hapis yattıktan sonra tahliye edilmiştir. [4]
26 Ocak 1946’da serbest kalmış, öğretmenliği elinden alınınca 1946 yılında Manisa'nın Hacırahmanlı Köyü'ne yerleşerek çiftçilik yapmaya mecbur kalacaktır. 1949’da annesinin isteğiyle Sebahat adındaki köylü bir kız ile evlenmek zorunda kalır. Sebahat Hanım, yoksul ve cahil bir köylü kızıdır. "Parmakkapıdaki Pansiyon" adlı romanını Sebahat Hanım ile evli olduğu günlerde yazmış ancak bu romanını yayımlatmadan yok etmiştir. Uzun süre çiftçilik yaparak geçimini temin etmeye çalışırken edebiyatla daha çok ilgilenmeye zaman bulabilmektedir. Bu zamanlar içerisinde Hacırahmanlı köyünde spor Kulübünün kurucuları arasında yer alır. (1950). 1952 yılında çiftçilik işlerini yakın arkadaşı Akif Taşçı'ya devrederek kendisini edebiyata verir. ( DR. ÖZGE ŞAHİN, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/yusuf-atilgan). Bu kararı sonrasında edebiyat dünyasında tanınma süreci başlamış olur. Tercüman gazetesinin 1955´te açtığı öykü yarışmasına iki farklı ad ve iki öyküyle katılır. Birincilik ödülü alan Evdeki
adlı öyküyü kayınbiraderi Nevzat Çorum adıyla yollamıştır. Aynı yarışmada dokuzunculuk ödülü alan Kümesin Ötesi
adli öyküyü ise Ziya Atılgan adıyla yollamıştır.[5] Böylece aynı yarışmada iki ödül birden almış olacak ancak her iki öyküdeki yazar ismi gerçek adı olmamış olacaktır. Üstelik kazandığı bu ödülü almaya gitmemiş ayrıca aynı yıl içinde eşi Sebahat Hanım’dan da boşanmıştır.
1958 yılında Yunus Nadi Roman Ödülü’ne “Aylak Adam” romanıyla başvurur. “Aylak Adam ”la ikinciliğe layık görülmüş ve 5000 lira olan ödülünü almak için İstanbul’a da gitmiş ancak Varlık ve a Dergisi ile bağlantılar da kurarak Manisa Hacırahmanlı’ya dönmüştür. Bu irtibatlarının ardından “Bodur Minareden Öte” adlı öykü kitabı a Dergisi Yayınları tarafından basılır.
Aylak Adam 1959’da Varlık Yayınları tarafından kitaplaştırılır.“1973’de Bilgi Yayınları arasında çıkan ikinci romanı “Anayurt Oteli”nin yayımlanmasından sonra tiyatro oyuncusu olan Serpil Gence ile evlenir ve Serpil Gence’nin soyadı da Atılgan olacaktır. Yazar ile Serpil Hanım arasında on dört sene süren görüşmeler en sonunda evlilikle neticelenir.
Yazar, yalnızlık, amaçsızlık ve başıboşluğu anlattığı romanı ile Serpil Gence adındaki bu kadını etkilemiş, Yusuf Atılgan bu kadın ile 14 yıl süren bir mektup arkadaşlığı yaşamıştır. En sonunda Yusuf Atılgan ile Serpil Gence’nin bu mektup arkadaşlığı 1976 yılında hayat arkadaşlığına dönüşecektir.
“Zebercet” karakteriyle bir nevi kendisini yansıtmış olan Yusuf Atılgan, büyük bir tutkuyla bağlandığı Serpil Gence’ye yalnızca ikisinin çözebileceği türden şifrelerle dolu bu romanı ithaf eder.[6]
1961 ve 1962 yıllarında Kierkegaard'dan yaptığı çeviriler Değişim dergisinde yayımlanır. 1962 ve 1972 yılları arası onun için hayli verimsiz geçmiştir. Gerçi bu yıllar arasında birkaç roman yazmış ancak onları da il romanı gibi yayınlamamış ve yok etmiştir. Bu yıllar arasında Manisa Hacırahmanlı köyünde yaşamakta ve Serpil Gence ile mektuplaşmaktadır. 1973'te ikinci romanı Anayurt Oteli yayımlanır.
1976´da tiyatro oyuncusu Serpil Gence ile ikinci evliliğini yaparak İstanbul´a yerleşir; Bu evliliğinden 1979 yılında oğlu Mehmet dünyaya gelir. Oğluna fazlasıyla düşkündür ve oğluna daha iyi bir gelecek sunabilmek adına 1980’de Milliyet (sonra Karacan) Yayınlarında danışmanlık ve çevirmenlik; sonrasında ise Can Yayınları’nda redaktörlük yapmaya başlamıştır. 1980´den sonra, Ü. Tamer´in isteğiyle, Milliyet (daha sonra Karacan) Yayınlarında danışmanlık ve çevirmenlik, kısa bir süre de Can Yayınlarında redaktörlük yaptı 1976'da İstanbul'a döndü danışmanlık, çevirmenlik ve redaktörlük yapmıştır. İkinci romanı olan ve Serpil Gence ile evlenmesini sağlayan Anayurt Oteli adlı eseri sinemaya uyarlanarak Ömer Kavur tarafından filme alınmıştır. Bu film, Antalya Altın Portakal, Uluslararası Sinema Eleştirmenleri Federasyonu, Venedik, Valencia ve Nantes, Üç Kıta Film Şenliği ödüllerini alınca Yusuf Atılgan adı daha çok duyulmaya başlamıştır.
Son öyküsü olan Eylemci
ise 1987´de yayımlandı (Gergedan dergisi). Ölü Su
adlı şiiri Yazı (1978), Ayrılık
adlı şiiri ise Milliyet Sanat´ta (1980), 1986'da annesini kaybeder. 1987'de Anayurt Oteli Ömer Kavur tarafından film haline çevrilir. Ömrünün son yıllarında Canistan adlı romanını yazmaya başlamıştır. Ancak 1989 yılında sağlığı bozulmuş böbrek taşı düşmesi, fıtık ameliyatı ve beyinde kan pıhtılaşması gibi birçok sağlık sorunu yaşamaya başlayan yazar son romanı olan Cansitan’ı bitirmek fırsatını bulamayacaktır. Netice olarak 9 Ekim 1989'da İstanbul'da Moda´daki evinde kalp krizinden vefat eder. [7] Yazar vefatından sonra Üsküdar Bülbül Deresi’ndeki kabrine defnedilmiştir. [8]
Hacırahmanlı Belediyesi tarafından “Yusuf Atılgan Halk Kitaplığı” kurulmuştur.(1990). Hakkında yazılan yazı ve röportajlar ve kendisine adanan yazılar ölümünün ardından bazı “Perşembeci Dostlar” tarafından Yusuf Atılgan´a Armağan adlı kitapta derlenmiştir. [9]
YUSUF ATILGAN'IN EDEBİ KİŞİLİĞİ
Aylak Adam ve Anayurt Oteli adlı romanlarında psikolojik yabancılaşma ve yalnızlık temasını başarıyla işleyen bir yazar olarak tanınan Y. Atılgan modern Türk edebiyatının önde gelen romancıları arasında sayılmaktadır. Anayurt Oteli adlı romanı, Ömer Kavur tarafından aynı adlı sinema filmi olarak çekilmiş, bu film pek çok ödül aldığı gibi Türk filmleri klasikleri arasına girmiştir. Yusuf Atılgan kendisi ile yapılan söyleşilerde Dostoyevski, Çehov, Faulkner, A. Gide, A. Camus, J. P. Sartre, A. Huxley, J. Joyce, T. Capote, Sait Faik, Vüs’at O. Bener, F. H. Dağlarca, B. Necatigil, M. Eloğlu, E. Cansever, T. Uyar ve E. Cansever’i sevdiği ve etkilendiği yazar ve şairler olarak göstermiştir. Nitekim roman ve öykülerinde Kierkegaard, A. Gide ve A. Camus ile varoluşçuluğun bariz tesirleri ortadadır.
"Y. Atılgan, özellikle yabancılaşma ve bunun zorunlu sonucu yalnızlık temasını başarıyla işleyen bir yazar olarak tanındı. ” Anayurt Oteli ”nde iletişimsizlik, yaşamın anlamsızlığı, olayların rasyonel bir biçimde açıklanamayacağı, davranışların nedeninin bilinemeyeceği tezi işlenmiştir. Y. Atılgan ilk romanı Aylak Adam’da klasik anlatı yöntemlerinden yararlanırken Anayurt Oteli ’ni daha değişik bir yöntemle “saçma kavramının göstergesi olarak “ kurmaya çalışmıştır. [10] Yusuf Atılgan’ın tek öykü kitabı “Varlık” ve “a” dergilerinde yayımladığı, gene çağdaş bireyin yalnızlık ve açmazları çerçevesinde örülmüş ağırlıklı olarak iç gözlem ve deneyime yaslanan öyküler toplamı olan “Bodur Minareden Öte” adlı kitaptır. “Ekmek Elden Süt Memeden” adlı bir de çocuk kitabı bulunmaktadır. Çağdaş bireyi aşk ve yalnızlık temaları çerçevesinde ve dildeki yalınlığının çarpıcılığıyla ileten Yusuf Atılgan, ele aldığı konular kadar o konulara yaklaşım biçimi ve işleyişiyle de farklılaşmış ve Türk romanında modern anlatının öncüleri arasında yer almıştır." [11]
Yusuf Atılgan modernist bir romancı ve öykücüdür. Romanlarındaki ana karakterler toplumdan kopmuş, yalnız ve kadınlarla düzgün iletişim kuramayan kişilerdir. Yusuf Atılgan, bir ölçüde romanlarındaki ana karakterle ile kendisini özdeşleştirmiş bir romanı olmaktadır. Nitekim Aylak Adam'ın baş karakteri C. İle, Anayurt Oteli'nin Zebercet’i Yusuf Atılgan’ın kendi şahsiyetinden önemli izler taşır. Üstelik her iki romandaki karakterler büyük ölçüde benzer karakterler olmaktadır. Her ikisi de toplumla düzgün iletişim kuramayan, kadınlarla ilişkileri sorunlu, hayatta başarılı olamayan yalnız ve neredeyse avare ve başıboş kimselerdir. "Aylak Adam bir kentlinin romanıdır. İkinci romanı Anayurt Oteli’nde ise olaylar bir kasabada geçer. Son romanı olan Canistan bir köy romanıdır. Bu üç kesimin insanları ve hayatı romanlarında ustaca anlatılmıştır." [12]
"Atılgan, romanının her cümlesi üzerinde sabırla çalışmış, belli, her cümle güzel bir şiirdeki sözcükler gibi, yerli yerine oturmuş. Bilinçli bir dil çabası var. Üstelik üslubu var. Şunun için ‘üstelik’ diyorum: son zamanlarda temiz dil, bütün romancılarımızın baş kaygısı; ama temiz bir dille yazmak, aydın takımının ulaştığı ortalama dili sürdürmek başka, kişisel bir üslubu olmak başka. Romancılarımızın çoğunun dilleri temiz, ama üslupları yok, dili kendilerine özgü kullanışları, yoğuruşları yok. Atılgan’da bu var. Ortalama bir aydın dilini sürdürmekle yetinmiyor; kendi üslubunu bulmuş.” [13]
Anayurt Oteli teknik açıdan da farklılık gösteren bir romandır. Roman, tekniği ile de bir şeyler anlatmak ister. Yazar Aylak Adam’da iç çözümlemelere giderken Anayurt Oteli’nde bu yolu bırakır ve karşıtlıklardan yararlanır.
“Yazar psikolojik yöntemi bir yana bırakır ve onun yerine birtakım karşıtlıklara dayanan bir yapıdan yararlanmaya çalışır. Bu yapıyı açıklamak için, anlatının kurgu, karakter, zaman ve mekân gibi öğelerine yayılmış ve metni bütünleyici bir rol oynayan iletişimsizlik/iletişim karşıtlığı ile bu ana karşıtlıktan doğan birey/toplum, kapalı/açık, susma/konuşma, içerisi/dışarısı karşıtlıklarına başvurmamız gerekecektir. Bir de tekrar edilen motiflere.” [14]
Materyalist düşünceler içinde olan yazar özellikle sol çevreler tarafından takdir gören, sevilen ve çok okunan bir yazar olmuştur. Eserlerinde sosyalist düşünceler savunan yazar romanlarında farklı teknikler denemeyi sevmiş, modernist bir yaklaşım yanlısı olmuştur.
"Atılgan’ın yapıtları, farklı mekânları ve dolayısıyla farklı toplumsal kesim insanlarını ele almalarına karşın, çoğunlukla birlikte değerlendirilmiştir. Örneğin Berna Moran, “iki roman arasında öyle benzerlikler göze çarpar ki insan, Atılgan’ın aynı konuyu, farklı roman anlayışlarının getirdiği yeni bir teknikle yazmak istediği sanısına kapılabilir,” diye yazar. Moran’dan farklı olarak bu iki roman arasındaki benzerliklerden çok farklılıkların romanlardaki teknik farkını doğurduğunu savlayan Nurdan Gürbilek de, farklılığı bir bütünün iki görünümü olarak tanımlar."[15]
Kitapları
Roman
Aylak Adam (1959)
Anayurt Oteli (1973)
Canistan (2000)
Öykü
Bodur Minareden Öte (1960)
Eylemci (Bütün Öyküleri, 1992)
Çocuk Kitabı: Ekmek Elden Süt Memeden (1981)
Çeviri
Toplumda Sanat (K. Baynes; 1980).
Piyes
Çıkış Gecesi (Barıman yayınevi, İst. 1947)
Kitaplaşmamış Öteki Yazıları
Şiirleri :
Ölü Su (şiir) Yazı, Sayı 1,1978.
Ayrılık (Şiir) Milliyet Sanat Dergisi, sayı 1, Şubat 1980.
Çeviri Şiirleri :
Gözler, (Şiir) Ezra Pound'dan, Yusuf Atılgan'a Armağan, s.129-130
Bir Yerde Hiç Gitmediğim, e.e.cummings'ten, Yayımlanmamıştır.
Çeviri Yazıları :
Kierkegaard'dan (Korku ve Titreme'den),Değişim, Sayı 2
Kierkegaard'dan (Günce'den), Değişim, Sayı 1
Kierkegaard'dan (Ölümcül Hastalık'tan), Değişim, Sayı 7
Ödülleri
1955 Tercüman Gazetesi Öykü Yarışması'nda Evdeki öyküsü ile birincilik ve Kümesin Ötesinde öyküsü ile dokuzunculuk
Aylak Adam romanı ile 1957-1958 Yunus Nadi Roman Armağanı'nda ikincilik.
'Bodur Minareden Öte' Sait Faik Öykü Ödülü
ROMANCILAR İLE İLGİLİ BAŞLIKLAR VE LİNKLERİ
Ümit Kaftancıoğlu Hayatı ve Edebi Kişiliği
Oğuz Atay Edebi Kişiliği Eserleri ve Konuları
Bekir Yıldız Hayatı ve Edebi Kişiliği
Abbas Sayar Hayatı ve Romancılığı
Selahattin Enis Atabeyoğlu Roman ve Hikayeciliği
Esat Mahmut Karakurt Hayatı ve Romancılığı
Abdullah Ziya Kozanoğlu Hayatı ve Romancılığı
Muzaffer İzgü Hayatı Edebi Yönü ve Eserleri
Feridun Fazıl Tülbentçi ve Tarihi Romancılığı
MUSTAFA NECATİ SEPETÇİOĞLU HAYATI VE EDEBİ KİŞİLİĞİ
Peride Celal Hayatı ve Romancılığı
Yaman Koray Hayatı ve Romanları
Emine Işınsu Hayatı ve Edebi Kişiliği
Nezihe Meriç Hayatı Edebi Yönü Eserleri
KAYNAKÇA
[1] Yusuf Atılgan, (Haziran 1981): Kendileri ve Kentleri / Manisa, Sanat Olayı, İstanbul: s. 6
[2] Güngör, Bilgin (2014). Yusuf Atılgan'ın Hayatı, Eserleri ve Fikirleri (1921-1989). Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Marmara Üniversitesi.
[3] Rukiye YOLALAN,Yusuf Atılgan Biyografisi, yusufatilgan.com/biyografisi.html
[4] Yusuf Atılgan, (Haziran 1981): Kendileri ve Kentleri / Manisa, Sanat Olayı, İstanbul: s. 6-11
[5] ] DR. ÖZGE ŞAHİN, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/yusuf-atilgan#:
[6] Rukiye YOLALAN,Yusuf Atılgan Biyografisi, yusufatilgan.com/biyografisi.html
[7] DR. ÖZGE ŞAHİN, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/yusuf-atilgan#:
[8] https://tr.wikipedia.org/wiki/Yusuf_At%C4%B1lgan
[9] https://tr.wikipedia.org/wiki/Yusuf_At%C4%B1lgan
[10] Yusuf Atılgan, (Haziran 1981): Kendileri ve Kentleri / Manisa, Sanat Olayı, İstanbul: s. 6-11
[11] Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi Cilt 1 (2001) İstanbul s.123-124
[12] https://www.elitegitim.com/yusuf-atilgan%E2%80%99in-hayati-ve-edebi-kisiligi.html
[13] https://www.elitegitim.com/yusuf-atilgan%E2%80%99in-hayati-ve-edebi-kisiligi.html
[14] https://www.elitegitim.com/yusuf-atilgan%E2%80%99in-hayati-ve-edebi-kisiligi.html
[15] https://www.elitegitim.com/yusuf-atilgan%E2%80%99in-hayati-ve-edebi-kisiligi.html